Bundan tam 51 yıl önce Türkiye tarihinin en dramatik katliamlarından biri yaşandı. Mahir Çayan ve arkadaşları Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamlarını engellemek için Ünye’de bulunan radar üssünde çalışan biri Kanadalı, iki İngiliz üç teknisyeni kaçırdı. Grup, rehinelerle birlikte Niksar’a bağlı Kızıldere Köyü’nde muhtarın evine sığındı.
Güvenlik güçleri grubun yerini tespit etti ve etrafını sardı. 30 Mart 1972’de daha görüşmeler sürerken ev yaylım ateşine tutuldu ve rehinelerle birlikte 10 devrimci militan katledildi. Tarihe Kızıldere katliamı olarak geçen olayda tesadüf eseri sağ kalan Ertuğrul Kürkçü bir gün sonra yakalandı.
THKP ve THKO militanlarından oluşan grubun en önemli ismi Türkiye Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi’nin kurucularından olan Mahir Çayan’dı. Öldürüldüğünde 26 yaşında olan Mahir Çayan, yazdıkları ve eylemleriyle Türkiye solunu en çok etkileyen devrimci liderlerden biri oldu.
Ölümünün ardından yarattığı harekete sempati duyanların sayısı onbinleri buldu. Çeşitli fraksiyonlara bölünen Mahirci hareketler 70’li yıllarda gücünün doruğunda olan radikal sol grupların çoğunluğunu oluşturuyordu. Bu kadar önemli bir figür hakkında yazılanlar, araştırmalar ne yazık ki yok denecek kadar az. Birkaç anı kitabının dışında Turan Feyizoğlu’nun Mahir’i dışında Mahir Çayan üzerine yazılmış derli toplu bir araştırma yok gibi. Üç yıl önce yine aynı dönemin en önemli devrimcilerinden Hüseyin Cevahir’in biyografisini (Cevahir, Ayrıntı Yayınları) yazan Hüseyin Solgun o döneme ilişkin önemli bir araştırma kitabına imza attı. Yine Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan “Mahir Çayan Kızıldere’den Önce 10 Ay” başlıklı kitap adından da anlaşılacağı gibi Mahir Çayan’ın çocukluğunu, gençliğini anlatan bir biyografi değil. Onun yakalanışı, hapishaneden firarı ile Kızıldere’de katledilişi arasındaki 10 ayı inceliyor.
Yazarın sözleriyle “Mahir Çayan’ın çok zorlu sıkıyönetim şartları altında tarihe müdahale ettiği on yıllara bedel bir dönem” anlatılıyor. Cezaevinden firar ettikten sonra yurt dışına çıkarılma tekliflerini, bir yerlerde hareketsiz olarak gizlenmeyi reddeden Çayan, bu sürede hem teorisinin en önemli eserini yazdı, hem siyaseten farlılıkları olmasına rağmen Deniz’leri kurtarmak için eylemler tasarladı.
Yaralı olarak yakalanan Mahir Çayan, ameliyattan sonra ne zaman ve nasıl sorgulandı? İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’u öldürdüğü dünya basınına nasıl servis edildi? Hücresinde yazdığı şiirlerde duygularını nasıl yansıttı, kendisine zehirli okları atanlar kimdi? Deniz Gezmiş neden onu “pasifist” olarak eleştirdi? Firar için tünel nasıl kazıldı? Tünelden kaçmak dışında hangi firar planları yapıldı? Tutuklu bir kadın devrimci ile cezaevinde görevli bir subay arasındaki aşk, hangi sonuçları doğuracaktı? Mahir Çayan ve arkadaşları tünelden firar ettikten sonra neden buluşma noktasının tam zıddı bir yere gittiler?
Kitap bu ve daha pek çok soruların cevaplarını bulmaya yönelik detaylı bir araştırma.
‘Kızıldere’den Önce 10 Ay’, 68 kuşağının Türkiyeli devrimcilerini, radikal solu merak edenler için çok iyi bir kaynak.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***