HABER PORTRE | MEHMET ÖZDEMİR, LONDRA TR724
80’li yıllar boyunca yeşil sahalarda fırtına gibi esen, zekâ dolu golleriyle ağları havalandıran İngiltere’nin eski milli futbolcusu Gary Winston Lineker, son bir haftadır attığı tivitlerle ülke gündemini sarsıyor. Hükümetin, ülkeye gelen sığınmacıları ‘geri gönderme’ politikasını eleştiren Lineker, bir anda siyasiler tarafından hedefe oturtuldu. Tartışmanın neticesinde çeyrek asırdır sürdürdüğü İngiltere’nin kamu yayıncısı BBC’deki yorumculuk görevinden uzaklaştırıldı.
Dün konuyla ilgili açıklama yapan BBC, sosyal medya kullanımıyla ilgili bir anlaşmaya varılıncaya kadar Lineker’in Match of the Day (Günün Maçı) programının sunuculuğunu yapmayacağını duyurdu. Lineker’in ‘sosyal medya mesajları’ ile BBC ilkelerini ihlal ettiği belirtilen açıklamada, kanal çalışanlarının ‘siyasi partilerle ilgili veya tartışmalı siyasi konularda taraf olmaması gerektiği’ vurgulandı. Programda Lineker’e eşlik eden diğer 5 kişi de ona destek verince söz konusu yayının bugün yorumcu olmadan yapılacağı belirtildi.
İngiliz futbolunun ‘beyefendisi’ olarak bilinen, centilmenlikten taviz vermeyen ünlü oyuncu, 16 yıllık kariyeri süresinde çıktığı 567 maçta sarı kart cezası bile almamıştı. Ülkesinin Leicester City, Everton ve Tottenham takımlarında, İspanya’nın Barcelona ve Japonya’nın Nagoya Grampus kulüplerinde top koşturan efsane santraforun, toplam 281 golü var.
Peki olaylar nasıl bu noktaya geldi, bir futbol ustasının mülteci politikasıyla ne ilgisi olabilir? Aslında her şey kariyer sahibi birinin karakterine uygun olarak insan haklarına saygı duyulması için sesini yükseltmesinden kaynaklanıyor. Muhafazakar Parti hükümeti, geçen salı günü yeni mülteci yasa tasarısını Parlamento’ya getirdi. Tasarıyı hararetle savunan İçişleri Bakanı Suella Braverman, Manş Denizi’nden kaçak botlarla adaya gelen göçmenleri, sığınma başvurularını bile almadan Ruanda’ya veya bir başka ‘üçüncü ülkeye’ göndereceklerini açıkladı.
‘İngiltere, diğer Avrupa ülkelerinden daha az mülteci alıyor’
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, Avrupa Birliği, insan hakları örgütleri ve muhalefet partilerinin karşı çıktığı tasarıyı Gary Lineker de eleştirdi. Twitter hesabından Bakan Braverman’ın açıklamalarını paylaşan Lineker, “Aman tanrım, bu korkunç ötesi!” ifadesini yazdı. Lineker’in bu mesajı, çok sayıda takipçisi tarafından desteklenirken bazılarınca eleştirildi.
Kendisine ‘ileri gittiğini’ söyleyen bir kullanıcıya cevap veren eski milli oyuncu, “Biz diğer önde gelen Avrupa ülkelerinden çok daha az mülteci alıyoruz.” dedi ve arkasından şu yorumu yaptı: “Bu, en korumasız insanları hedefleyen ölçüsüzce acımasız bir politikadan başla bir şey değil ve kullanılan dil Almanya’da 30’larda kullanılandan pek farklı değil. Bu durumda ben mi ileri gitmiş oluyorum?”
Gary Lineker’in Nazilerin iktidarda olduğu ‘1930’lar Almanyası’na atıf yapması tartışmayı daha da alevlendirdi. BBC’nin konu hakkındaki sorusunu cevaplayan Bakan Braverman, hazırladıkları tasarının ‘hukuki, ölçülü ve insani’ olduğunu ileri sürdü. Buna rağmen 1930’lar Almanyası’na benzetilmesinin kendisini hayal kırıklığına uğrattığını belirtti.
Çok sayıda Muhafazakar Partili milletvekili ile sağ görüşlü medya kuruluşları da Lineker’i hedef alan açıklama ve yayınlar yaptı. Bir kısmı, BBC’ye ‘bu şartlarda Lineker ile çalışmaya devam etmemesi’ çağrısında bulundu. Baskılar üzerine BBC yönetiminin yorumcu ile konuşacağı ve bir çözüm bulmaya çalışacağı ifade edildi.
Lineker geri adım atmadı, futbol camiası destek verdi
Ancak Lineker, bu tartışmalar sürerken yazdığı bir mesajında geri adım atmayacağının işaretini verdi: “İfade özgürlüğü savunuculuğunu kimseye bırakmayanların bu sabah kendilerinden farklı düşünenlerin susmasını talep ettiğini görmek güzel oldu.”
Kamuoyundaki beklenti, Lineker BBC’nin bordrolu, daimi bir çalışanı olmadığı için etik kuralların kendisi için daha esnek tutulabileceği ve yönetimin en fazla bir ‘uyarı cezası’ verebileceği yönündeydi. Buna karşın kanalın siyasi baskının etkisinde kalarak Lineker’den geri adım atarak özür dilemesini istediği anlaşılıyor. Kanal yönetimi Lineker’i sosyal medya kullanımı konusunda anlaşmaya zorlarken, o, yaptıkları kapsamlı görüşmeler sonrası kendisinden ‘sunuculuktan çekilmesi’ istendiğini açıkladı.
BBC’nin yanında duramadığı Lineker’e, program arkadaşları ve futbol camiası sahip çıktı. Aynı programda düzenli yorum yapan Ian Wright, Alan Shearer, Micah Richards ve Jermaine Jenas mevcut şartlarda programa katılmayacaklarını ilan etti. Benzer tepki programa katılan diğer isimlerden de geldi. Ekibinin tamamının yayına çıkmayacağı belli olunca BBC bir anlaşma sağlanıncaya kadar yayını yorumcusuz sürdürmeye karar verdi.
Çeşitli kulüplerden bazı oyuncuların Profesyonel Futbolcular Birliği (PFA) ile temasa geçerek Lineker ve yorumcu arkadaşlarıyla dayanışma içinde olduklarını göstermek için maç sonrası röportajları boykot etmek isteyebilecekleri belirtiliyor. PFA’nın bu eylemi tercih eden tüm oyuncuları desteklemesi bekleniyor. Muhalefetteki İşçi Partisi de BBC’ye kararını tekrar gözden geçirmesi çağrısında bulunarak, “Gary Lineker’ın yayından alınması, siyasi baskı karşısında ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Mültecileri daha önce de savundu, evinde misafir etti
Gary Lineker, 1999’dan bu yana BBC’de futbol programı sunuyor ve ekibiyle birlikte Premier Lig’in öne çıkan oyuncu ve pozisyonlarını yorumluyor. Bu işte de sahalardaki gibi başarılı bulunan Lineker’in aldığı para hayli ‘tatmin edici’. Örneğin 2020-21 döneminde yaklaşık 1,35 milyon sterlin kazanarak BBC’nin en çok kazanan yıldızı olmuştu.
Eski milli futbolcu geçmişten beri siyasi konularda düşüncelerini söylemekten çekinmeyen biri. Özellikle göçmenlerin haklarını sık sık dile getiriyor. Hatta onlara destek vermek için bazı göçmenleri kendi evine yerleştirmişti.
Usta oyuncu, Avrupa Birliği’den ayrılma sürecinde (Brexit) birbirini izleyen Muhafazakar Parti hükümetlerini de eleştirmekten geri durmadı. Ekim 2022’de BBC’nin şikayetleri inceleyen birimi, Lineker’in, Muhafazakar Parti’ye “Ruslardan aldığınız bağışları iade edecek misiniz?” diye sorduğu tivit mesajında da ‘tarafsızlık kurallarını ihlal ettiği’ sonucuna vardı.
2018 yılında BBC Kriket Muhabiri Jonathan Agnew’in tepkisine maruz kaldı. Kendisine “Siyasi görüşlerini kendine sakla!” demesi üzerine Lineker, “Twitter’daki hesabımda benim yüzümün resmi var. İstediğim gibi tweet atmayı sürdüreceğim. İnsanlar benimle hemfikir olmuyorlarsa, bu onların bileceği bir şey.” karşılığını verdi.
Lineker: Futbol, sonunda Almanların kazandığı bir oyundur
Bugünlerde siyasi yorumlarıyla medyanın manşetlerine oturan Gary Winston Lineker, 1980’ler boyunca oynadığı futbolla adını dünyaya ezberletmişti. O yıllarda İngiliz futbolunun en önemli forvetiydi. Yorumcular onu ‘yetenek, zekâ ve cazibenin eşsiz bir karışımı’ diye tanımlıyordu. Yanı sıra ‘fair play’ kurallarını hiç ihlal etmediği için ‘en centilmen futbolcular’ arasında gösterildi. Çok az futbolcunun başardığı bir rekora imza attı ve tek kart cezası bile almadan sahalara veda etti.
İlk millî formasını 1984 yılında İskoçya’ya karşı giydi. İngiltere millî takımı ile katıldığı iki Dünya Kupası’nda toplam 10 gol attı. 1986’daki Dünya Kupası maçlarında fileleri 6 kez havalandırması onu ‘gol kralı’ yaptı ve bu başarıyı elde eden ilk İngiliz futbolcu oldu. O yıl İngiltere’de ‘yılın futbolcusu’ seçildi. Lineker’in ‘hat-trick’i ile İngiltere Polonya’yı 3-0 yendi ve çeyrek finale yükseldi. Çeyrek final maçında sahneye bir başka efsane, Maradona çıktı ve İngiltere savunmasını ‘hallaç pamuğu’ gibi atarak şahane bir gol attı. O maçta Arjantin’e yenilerek kupaya veda eden İngiltere’nin tek golünde yine Lineker’in imzası vardı.
Ünlü golcü, 1990’daki Dünya Kupası’nda 4 gol atarak İngiltere’nin yarı-finale kadar yükselmesinde rol oynadı. 1991’de ise FIFA tarafından yapılan ‘yılın futbolcusu’ seçiminde 3’üncü oldu. 1986 Dünya Kupası elemeleri öncesi Türkiye’nin İstanbul’da 8-0 yenildiği eleme maçının Wembley Stadı’ndaki rövanşında Türkiye’nin yediği 5 golün 3’ünü Lineker atacaktı. Özellikle Türkiye’de ‘dillere destan’ olan bu maç zaman zaman İngiltere’de de hatırlanıyor. 2016 yılında Türkiye’nin İzlanda’yı 1-0 yenerek Avrupa Şampiyonası’na kalma başarısı ülkeyi sevince boğarken Lineker twitter hesabından 8-0’lık tarihi maça gönderme yapmış ve “Hey gidi günler!.” ifadesini yazmıştı.
Günümüzde futbolla ilgili değerlendirme yapılırken sözün sonunda dile getirilen ve adeta kavramsallaşmış bir yargı vardır. Almanlara atfen söylenen o sözün sahibi de Lineker’den başkası değildir: “Futbol basit bir oyundur; 22 kişinin 90 dakika topu kovaladığı, sonunda her zaman Almanların kazandığı bir oyundur.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***