Myanmar’da yapılan tik ağacı ticareti ülkenin ormanlarını tehdit ederken soykırımla suçlanan bir askeri rejimi de finanse ediyor. Bu ticarette Türkiye’den öne çıkan isim ise Mehmet Cengiz.
DW Türkçe’nin Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) işbirliği ile yürüttüğü “Ormansızlaşma A.Ş. Araştırması”na (Deforestation Inc.) göre, ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından uygulanan yaptırımlara rağmen Myanmar’dan binlerce ton tik ağacı Türkiye ve Avrupa’ya girmeye devam ediyor.
DW Türkçe’nin resmi veriler üzerinden yaptığı analize göre, askeri darbeden bu yana yaklaşık 45 milyon euro değerinde kereste AB’ye girdi. Myanmar’dan gelen ürünlere ambargo uygulamayan Türkiye’nin ise bu ülkeden ağaç ithalatı darbeden bu yana dört katından fazla arttı.
Araştırma kapsamında sızdırılan belgelere göre bu ithalatın yaklaşık dörtte biri ise tek bir şirkete ait. Mehmet Cengiz’in yönetim kurulu başkanı olduğu Cengiz İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Şirketin geçen yıl Myanmar’dan tek başına yaptığı tik ağacı ithalatı 3,2 milyon doları buluyor.
Myanmar’da siyasi rejimi vurmayı amaçlayan yaptırımlarda bir boşluk olduğuna dikkat çeken çevre ve insan hakları örgütleri, askeri cuntayı finanse eden kerestenin aracılar üzerinden ihraç edilmediğinden emin olmak için özel düzenlemeler yapılması çağrısında bulunuyor.
Lüks yat ve mobilyada kullanılıyor
Kendine has özellikleri nedeniyle dünyanın en pahalı ahşaplardan biri olan tik ağacı, lüks yatlar ve mobilyalar için aranan bir malzeme. Myanmar’ın sık ormanlarında yetişen bu ağaç, on yıllar boyunca yavaşça büyüyor ve çok değerli bulunan tek tip altın kahverengi bir renk alıyor. ICIJ ve medya ortaklarının saha araştırmasına göre bir metrekare tik güverte 1.000 euroya kadar mal olabiliyor. Ancak süper yat işinde para bir sorun değil.
Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Myanmar 1990-2015 yılları arasında neredeyse 15 milyon hektar ormanını kaybetti. Global Forest Watch’a göre bu alan Türkiye’nin bütün ormanlarından daha büyük.
Son yıllarda ise ülkeden satın alınan tik ağaçları, ormanların yok olma tehlikesinin yanı sıra bir başka sorun daha içeriyor: Acımasız bir askeri rejimi finanse etmek. Bu nedenle bu ağaçlar artık “kanlı tik” olarak nitelendiriliyor.
Halkın üzerine ateş açıldı
Myanmar’da demokratik yollarla seçilmiş hükümet 1 Şubat 2021’de devrildi. Darbeden sonraki günler ve haftalarda binlerce kişi iktidarın şiddet kullanılarak ele geçirilmesini protesto etti. Ordu protestolara kalabalığın üzerine ateş açarak ve yüzlerce kişiyi hapse atarak karşılık verdi. İnsan hakları gruplarına göre, bunu takip eden iç savaş 2 bin 600’den fazla can aldı ve 1,4 milyon insanı yerlerinden etti.
ABD, en son Mart 2022’de köylerin yakılması, toplu katliamlar, tecavüzler ve diğer “korkunç suçların” bölgedeki insanlara sistematik bir biçimde uygulandığını belirterek Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçları “soykırım” olarak tanıdı.
Darbeden bu yana çevre grupları, ordunun döviz elde etmenin bir yolu olarak kereste satışlarına yönelmesi nedeniyle yasadışı ağaç kesiminde bir artış gözlemledi. Cunta ayrıca çevre aktivistlerini -ve ailelerini- gözlemcilerin yasadışı uygulamaların izlenmesini engellemek için tutukladı. Çatışma ve Çevre Gözlemevi’ne göre Myanmar’daki ormansızlaşma dünyanın çatışma bölgelerindeki en kötü çevresel tehlikelerden biri haline gelebilir.
Yaptırımlar devreye girdi
Myanmar’daki askeri darbeden bu yana AB, İngiltere, Kanada ve ABD, cuntanın Myanmar’ın doğal kaynaklarının sömürülmesinden elde ettiği geliri sınırlamak amacıyla devlete ait işletmelere ve askeri cunta ile bağlantılı kişilere yaptırımlar uyguluyor. Ancak kereste ticaretine yönelik yaptırımlar, ABD için sadece kamu tekeli Myanmar Kereste İşletmesi (MTE) ve MTE’nin çoğunluk hissesine sahip olduğu iştirakleriyle sınırlı kalırken AB de listeye cunta bağlantılı birkaç kereste firması daha eklemiş durumda.
Çevre ve insan hakları gruplarının raporları, Batılı hükümetlerin çabalarının Myanmar’dan doğal kaynak ticaretini durdurmak için yeterli olmadığını, çünkü alıcıların Myanmar ürünlerini aracılar vasıtasıyla kolayca elde edebildiğini söylüyor.
Avrupa Komisyonu sözcüsü, ICIJ ve medya ortaklarının sorularına cevaben gönderdiği e-postada “Myanmar’dan kereste ithalatının üye devletlerin uzmanlarınca uzun süredir tartışılan bir sorun olduğunu” belirterek “Komisyonun durumu sürekli olarak izlediğini ve “uygulama zorlukları” da dahil olmak üzere zorluklarla karşılaşıldığında (üye devletlerle) aktif bir diyalog içinde olduğunu” ifade etti.
Askeri rejim 106 milyon dolar kazandı
ICIJ ve DW Türkçe’nin de aralarında olduğu medya ortaklarının AB ve BM verileri üzerinden yaptığı analize göre, 2022 yılında yaklaşık 47 milyon euro değerinde kereste AB ve ABD merkezli şirketlerce ithal edildi. Myanmar Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan istatistiklere göre ise askeri rejim, geçen yılın Nisan-Aralık döneminde orman ürünleri ihracatından 106 milyon dolardan fazla kazandı.
DW Türkçe ve diğer medya kuruluşlarının görüştüğü sektör temsilcileri, yaptırımların kereste ihracatını tamamen kapsamamasının bir boşluk yarattığını anlatıyor.
AB yetkililerinin Myanmar tikinin kökeninin güvenilir bir şekilde takip edilemediği yönündeki bulgularına rağmen, sektördeki uzmanlar bu bulguların üye ülkeler için bağlayıcı olmadığını söylüyor. Bazıları hâlâ Myanmar kerestesi ithalatına izin veriyor ve ithal edilen tik ağacının 2021 yaptırımları uygulanmadan önce hasat edildiğini iddia eden bazı belge türlerini kabul ediyor.
AB düzenlemeleri kerestenin sadece varış limanında denetlenmesine izin veriyor. Kereste AB pazarına girdikten sonra ise bir ülkeden diğerine sevk edilebiliyor.
İtalya’da düzenlemeler gevşek
Eurostat verileri, Almanya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerin Myanmar’dan kereste ithalatında kontrolleri sıkılaştırdığına işaret ederken İtalya, Yunanistan ve Hırvatistan gibi ülkelerde tam tersi bir tablo olduğu göze çarpıyor.
Ormansızlaşma A.Ş. araştırması, AB uzmanları cunta kontrolündeki piyasada kayıtların güvenilir olmaması nedeniyle Myanmar tikine ilişkin tüm sertifikaları geçersiz ilan etse de birçok Avrupa firmasının tonlarca Myanmar tik ağacı tedarik etmeye devam ettiğini ortaya çıkardı. Myanmar vergi dairesinden sızdırılan dosyalara göre, Comilegno Srl isimli İtalyan şirketi, Nisan-Eylül 2021 tarihleri arasında ülkeden 80 tondan fazla tik ithal etti.
Sektör temsilcilerinin ICIJ ve medya ortaklarına verdikleri bilgiye göre İtalyan yat güvertesi üreticileri ve kereste tüccarları, aracılar vasıtasıyla Myanmar’dan tik ürünleri ithal ederek bunları daha sonra diğer Avrupa ülkelerindeki müşterilere ihraç edebiliyor.
Araştırma kapsamında IRPI Media’nın görüştüğü İtalyan Ormancılık Servisi’nden Yarbay Claudio Marrucci, İtalya’nın tik ağacına karşı hoşgörülü bir yaklaşımı olduğunu, çünkü bu ağacın ülkenin tekne endüstrisi için çok önemli olduğunu söyledi. Marrucci, “Bu bir suç – ancak kuşların öldürülmesi kadar ciddi bir suç olarak görülüyor” dedi.
Tik ağacı AB’ye Türkiye üzerinden de gidiyor mu?
DW Türkçe’ye konuşan ve isminin gizli kalmasını isteyen bir Türk tik ithalatçısı, İtalyan şirketlerinin kendisine ulaştığını ve Myanmar tikinin menşeini kâğıt üzerinde değiştirerek kendilerine satmasını istediklerini söyledi.
“İtalyan şirketleri bu konuda çok agresifler” ifadelerini kullanan ithalatçı, “Bize ulaştılar ve kâğıt üzerindeki Myanmar tikinin menşeini değiştirip kendilerine satmamızı istediler” diye ekledi.
Myanmar’dan gelen ürünlere ambargo uygulamayan Türkiye’de şirketlerin ahşap gibi malzemeleri ithal etmeye devam etmesinin önünü açık.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı dış ticaret istatistiklerine göre Türkiye’nin Myanmar’dan ağaç ithalatı 2020 yılında yaklaşık 2 milyon 697 bin dolar iken askeri darbenin gerçekleştiği 2021’de aynı seviyelerde devam etti ve 2 milyon 654 bin dolar oldu. İthalat geçen yıl ise keskin bir artış göstererek 2022 sonunda 11 milyon 135 bin dolarla önceki yılın dört katını geçti. Bu yılın Ocak ayında yapılan ithalat ise tek başına 3 milyon 433 bin doları buldu.
DW Türkçe’ye konuşan tik ithalatçısı, İtalyan şirketlerinin baskısına boyun eğen hiçbir Türk şirketi bilmediğini söylese de araştırma kapsamında sızdırılan bir istihbarat raporu farklı bir olasılığa işaret ediyor.
Rapora Myanmarlı bir tik ağacı üreticisi 2018 yılında Türkiye’ye giden tik ağacının son müşterisinin Avrupa olduğunu belirtti.
Öte yandan resmi veriler, Türkiye’nin 2022 yılında İtalya’ya ilk kez tik ağacı ihraç ettiği gösteriyor. İtalya’ya ihraç edilen tik ağacının toplam değeri ise 498 bin 450 dolar. Bu rakam Türkiye’nin Myanmar’dan sadece birkaç yıl önce yaptığı toplam ağaç ithalatına neredeyse eş değer. TÜİK’e göre Türkiye Myanmar’dan 2018’de 497 bin euro, 2019’da 1 milyon 184 bin euroluk ağaç ithal etmişti.
Mehmet Cengiz tik ağacında da sahnede
Araştırma kapsamında incelenen belgeler ise Türkiye’den Cengiz İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ’nin Myanmar’dan tik ağacı ithalatında öne çıktığını gösteriyor.
Sızdırılan ithalat kayıtlarına göre Cengiz İnşaat, 2022 yılında Myanmar’dan yaklaşık 3 milyon 176 bin 305 dolar değerinde tik ağacı ithal etti. Bu ithalat beş farklı sevkiyatla gerçekleşti.
Söz konusu ithalat rakamı Türkiye’nin geçen yıl Myanmar’dan yaptığı tik ağacı ithalatının neredeyse dörtte biri ederken darbe öncesi döneme denk gelen 2020 toplam ithalatının yaklaşık yarım milyon dolar üzerinde.
Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz, DW Türkçe’nin, bu boyuttaki tik ithalatının hangi amaçla yapıldığı, söz konusu ağaçların iç piyasada mı kullanıldığı ya da yurtdışına ithal edilmesinin söz konusu olup olmadığına dair sorularını yanıtlamadı.
Cengiz Holding, son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen çevre tahribatının aktörlerinden biri olarak öne çıkıyor. Holding’in hayata geçirdiği inşaat, maden ve enerji projelerine karşı şimdiye dek çok sayıda eylem yapıldı.
Kamuoyunda anahtar teslim ihaleler, silinen vergi borçları ve teşviklerle bilinen Mehmet Cengiz, son günlerde ise deprem bölgesine yaptığı 3 milyar TL bağışla gündeme gelmiş, akabinde Resmi Gazete’de yayınlanan kararla Cengiz Holding’e bağlı Eti Alüminyum’a 3 milyar 10 milyon lira teşvik verilmesi tartışmalara neden olmuştu.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – PELİN ÜNKER
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***