Karar yazarı Akif Beki, altılı masanın kriz yaşadığı toplantıdan önce İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e gizli bir ziyaret gerçekleştiğini ileri sürdü. Beki, “(Hulusi) Akar; şimdi de Savunma Bakanı olarak Akşener’i ziyaret etti mi, ortak adayı mı konuştular, getirdiği mesaj neydi, ikna etmeyi başardı mı?” diye sordu.
Akif Beki’nin yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olmaması için, 2018’de Abdullah Gül’ün yan bahçesine bir helikopter inmişti. Askeri helikopterdi, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı taşıyordu. Beraberinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekibinden bir isim, İbrahim Kalın vardı. Ricacı olmaya gelmişlerdi.
Bu olay, askerin siyasete antidemokratik müdahale skandallarını andırıyordu, çokça eleştirildi.
Aynı helikopter yolcusunun, seçim üzeri muhalefet semalarında yine belirdiği ve bu kez Akşener’i ziyaret ettiği söylentileri dolaşıyor. Hani şu ortak adayın açıklanacağı ama krizle sonuçlanan Altılı Masa toplantısından hemen önce…
AKŞENER KRİZİ O ZİYARET SONRASI MI ÇIKARDI?
Güvenilir bir rivayet zincirinden benim kulağıma kadar geldi, inananlar olmuş, düşünün.
Akar; şimdi de Savunma Bakanı olarak Akşener’i ziyaret etti mi, ortak adayı mı konuştular, getirdiği mesaj neydi, ikna etmeyi başardı mı?
Yani Akşener’in kriz çıkaran hamlesinde gizli ziyaretçisinin bir rolü, etkisi var mı?
Şimdilik esrarını koruyor ama sis perdesi dağılınca aslı astarı çıkacaktır.
Gizli kapaklı müdahaleler, bilhassa alışkanlık haline getirildiğinde ilanihaye sır olarak kalmıyor, bu bir.
Durup dururken, yok yere ortaya çıkmıyor, bu da iki.
Bir olay tuhaf kaçıyor, mantıklı gelmiyor, görünen haliyle izah edilemiyorsa altında komplo aranıyor.
Dolayısıyla Akşener’in; önce kendisine, sonra masaya zarar verecek bir işe niye kalkıştığını açıklayamayanlar, çok teoriler geliştirecek daha.
Gelin, aşağıdaki teorinin sağlamasını yapalım.
Deniyor ki…
Erdoğan, muhalefeti bölmek için HDP ile anlaşmaya ve istedikleri tavizi vermeye mecbur kalacaktı. Sıkışmıştı.
Bunu tehlikeli gören devletçi bir akıl, devreye girdi. Ve engellesin diye Akşener’i ikna ettiler.
Çözüm olarak HDP’den istediği şeyi, İYİ Parti eliyle Erdoğan’a vermiş oldular.
Böylece 2019 İstanbul seçimlerindeki gibi İmralı’dan, Öcalan’dan destek arama ihtiyacı ortadan kalktı. Yeni bir Çözüm Süreci tehlikesi, savuşturuldu.
2019 tekrar seçimlerinde, HDP’den istenen neydi? İktidar adayına destek vermese bile muhalefetin de karşısında, ayrı yerde ve tarafsız durmasıydı.
Öcalan’dan mektupla tarafsızlık talimatı getirilmişti. HDP uymadı ve iktidar, İstanbul’u ikinci kez üst üste kaybetti.
Fakat Akşener masaya döndü, muhalefeti bölmeyecek.
İktidardan da muhalefetten de ayrı takılmakta ısrar etse teori, doğru kabul edilebilirdi.
Tasarlayarak, neyin niye olmadığını göstererek masadan kalkmanın taşlarını döşediği, o zaman söylenebilirdi.
‘Hepsini denedim, elimden geleni yaptım ama olmadı, benden günah gitti, başka seçenek kalmadı’ diyebilmek için tribünlere oynamış da sayılabilirdi.
‘Meğer hepsi, seçenek tüketme yönteminden ibaretmiş’ denebilir mi peki hâlâ?
Masaya döndü. Muhalefeti bölmediği sürece boş söylentiden öteye geçer mi bunlar?
Bir gizli ziyaretçisi olduysa, bir müdahaleye maruz kaldıysa bile onu püskürtmüş konumda bugün.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***