– Maraş’ta 6 Şubat tarihinde meydana gelen ve 11 ilde yıkıma yol açan depremlerin ardından Beylikdüzü Belediyesi’nin koordinasyonu ile bölgeye giderek çocukların rehabilitasyonu için gönüllü çalışmalar yürüten öğretmenler Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) yetkilileri ile yaşadıkları çarpıcı bir diyaloğu Evrensel’e anlattı.
Evrensel’den Mahsun Kılıç’ın haberine göre İstanbul’dan 200 öğretmen olarak yola çıktıklarını, gönüllülerden 50’sinin İskenderun’da çalıştığını anlatan gönüllü öğretmenlerden Zühre Şimşek, kendisi dahil beş öğretmenin Modernevler’de bulunan çadır kentte çalışma yaptığını aktardı.
Kendi çabalarıyla çocuklar için oyun çadırı kurduklarını söyleyen Şimşek, depremin üçüncü haftasında Türkiye Diyanet Vakfı’ndan gelen görevlilerin “Devlet tarafından görevlendirildik. Çocuklara dini eğitim vermeye geldik” diyerek çadıra girdiklerini anlattı.
Olayın sabah saatlerinde yaşandığını aktaran Şimşek, “Askerler eşliğinde gelip çocuklara çikolata dağıtmak istediklerini söylediler. Üzerlerinde Diyanet Vakfı logosu vardı” dedi.
Buranın sadece oyun çadırı olduğunu söyleyerek dağıtıma izin vermediklerini söyleyen Şimşek, “Çocuklara çadırda böyle şeyler vermiyoruz. Buranın dağıtım merkezi olmadığını, sadece oyun için burada olduklarını bilmeleri için uğraşıyoruz” dedi.
‘SEN KİM OLUYORSUN’ DİYE ÇIKIŞTILAR
Diyanet Vakfı yetkililerine etkinlik bitiş saati olan 17.00’de çikolata ve meyve sularını dağıtabileceklerini söylediklerini ifade eden gönüllü öğretmen Şimşek yaşadıkları diyaloğu, “Öğleden sonra tekrar geldiler. İzinsiz şekilde çadıra girdiler. O sırada etkinlik yapıyorduk. Kendilerini nezaketle dışarıya aldım ve etkinlik bitiş saatinden sonra görüşebileceğimizi söyledim. Aralarından bir kişi, ‘Müsaade isteyip dağıtım yapmaya gelmeyeceğiz. Bizim görevimiz var, devlet tarafından görevlendirildik. Biz çocuklara dini eğitim vermeye geldik’ dedi. Çocuklara dini eğitim verilmesine müsaade edemeyeceğimizi söyleyince ‘Sen kim oluyorsun?’ diye çıkıştı” diye anlattı.
Eğitim içeriklerinin uygunluğundan emin olmadan çocuklarla temas etmelerine izin vermeyeceklerini yinelediklerini söyleyen Şimşek, bunun üzerine “Biz Diyanetin görevlendirdiği insanlarız ve 4-6 yaş arası çocuklara dini eğitim vermek için geldik. Bizim kendi dini programımız var. Devletin adamıyım ben, devletin eğitimini vereceğim sen kim oluyorsun” yanıtı aldığını ifade etti.
Kendilerinin çadırdaki çocuklara dini eğitim veremeyeceklerini yinelediklerini anlatan Şimşek bunun üzerine görevlilerin “Tekrar geleceğiz” diyerek gittiklerini söyledi.
Olay sonrası Beylikdüzü Belediyesi ile iletişime geçtiklerini ve dini eğitime müsaade edilmemesi konusunda anlaştıklarını söyleyen Şimşek, “O gün pasif dursaydık, bu çadırı biz gönüllü öğretmenlerden alacaklardı. Çocuklara Kur’an kursu adı altında nasıl bir eğitim vereceklerine dair bir fikrimiz yok. Türkiye’de olumsuz örneklerine de şahit olduk” dedi.
‘OKULLAR BİR AN ÖNCE AÇILMALI’
İskenderun’a geldiklerinde çocuklar için hiçbir şey yapılmadığını görerek harekete geçtiklerini söyleyen Şimşek, “Önce oyun çadırı kurduk. Sonra kendi çabalarımızla şehir dışından oyuncak yollayabilecek yerler bulduk. Biz bunlarla uğraşırken farklı kurumlardan insanlar gelip bizi çıkarmaya çalıştı” dedi.
Çocuklarla serbest oyunlar oynadıklarını söyleyen Şimşek, “Çocuklar zamanla resim ve drama ile kendilerini ifade etmeye başladı. Resim ve dramayla yaşadıkları travmayı dışa vurdular. Sosyal hizmet uzmanı ve psikolog arkadaşlarımız bizimle birlikte çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Kitle örgütlerinden bölgeye uzman görevlendirilmesini istediklerini anlatan Şimşek, “Şu anki koşullarda nasıl olacak bilemiyoruz ancak okullar bir an önce açılmalı. Bizler eksikleri tamamlamaya çalışıyoruz ama yeterli olmuyor. Uzman ekiplerle programlı bir şekilde çalışılmalı, bunun sağlanmamasının sorumlusu da hükümet” ifadelerini kullandı.
‘DİNİ EĞİTİM ÇOCUKLARIN KENDİNİ SUÇLAMASINA NEDEN OLABİLİR’
Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Uzman Dr. Mihriban Keleş, pedagojik açıdan 4-6 yaş grubunda dini eğitimin doğru olmadığını söyledi. Dinin cezalandırma üzerine kurulu olduğuna dikkat çekerek “O yaşta çocuklar kendini suçlamaya yatkındır. ‘Yaramazlık yapmıştım, annem bana kızmıştı, deprem o yüzden oldu’ diye düşünme tehlikeleri var” dedi. Bu yaş grubunda yaşanan kırılmaların ergenlikte şizofreniye kadar gidebileceği uyarısında bulunan Keleş, “Ancak soyut düşünme gerçekleştikten sonra dini eğitim alınabilir. Fakat soyut düşünme gerçekleşmeden çocuklar anlatıları ayırt edemezler” diye konuştu.
Deprem ve ölümlerin küçük çocuklara nasıl anlatılması gerektiğine dair sorumuzu da yanıtlayan Keleş, “Çocuğa olmayan bir şey anlatırsanız, gözlem güçleri yüksek olduğu için sezgileriyle anlarlar. Bu ileride şuna yol açabilir: Gördüğü şey gerçek mi değil mi? Aileler gerçek dışına çıkmamalı. Çünkü ileriki yaşlarda kendinden emin olmayan, kendi görüşlerine düşüncelerine güvenmeyen, kendilerine yönelik kötü davranışları ayırt edemeyen insanlar olmalarına yol açabilir. Çocuklar bilime yatkındır. Deprem nedir, nasıl olur, etkileri nasıl önlenir… Bunu doğada olduğu biçimiyle çocuklara anlatmalıyız. Yakınını kaybettiyse de yavaşça anlatılabilir. Bir çocuğa babasının öldüğünü doğrudan söylemek yerine mesela enkaz altında kaldığı, hastaneye götürüldüğü, iyi olmadığı, durumunun daha kötü olduğu gibi aşama aşama anlatılabilir. Saklanamayacak ve herkes tarafından konuşulan konular gizlenmemeli. Yani melek oldu gitti diye değil, nefes alamadığı, konuşamadığı gibi vücut fonksiyonlarının durduğunu anlatabilmek lazım” dedi.
AFAD ÇADIRLARINA KURAN KURSU KURMUŞLARDI
Türkiye Diyanet Vakfı, deprem bölgelerinde AFAD’a ait çadırlarda 4-6 yaş arası çocuklara Kuran eğitimi ile gündeme gelmişti.
22 Şubat’ta açıklama yapan TDV Mütevelli Heyeti II. Başkanı İhsan Açık “Çadır kentlerde sağ olsun AFAD’ımız bize bazı çadırları verdi. Oraları 4-6 yaş Kur’an kurslarına çevirmeye çalıştık. Amacımız; burada çocuklar rehabilite olsun” demişti.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından okul öncesi eğitime ikame olarak hayata geçirilen 4-6 yaş Kuran kursları için ocak ayında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile protokol imzalanmış ve yoksul ailelerin çocuklarının kurs ücretlerinin bakanlık tarafından karşılanmasına karar verilmişti.
Diyanet’ten personeline Fatih Altaylı için suç duyurusu baskısı
Tarikatın Kuran kursuna yerleştirilmişlerdi: ‘Dokuz depremzede çocuğu Diyanet geri aldı’ iddiası
Diyanet tak diye emreder mahkeme şak diye yapar
Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***