HABER MERKEZİ – Her maçında ırkçı saldırıların hedefi olan ve sürekli ceza verilen Amedspor’un futbol serüveni 1940’lı yıllarda Hitlerin Nazi subaylarına karşı yeşil sahada destan yazan ve kazandıkları maç nedeniyle kurşuna dizilen FC Start takımının hikayesini anımsatıyor.
İkinci Lig Beyaz Grup’ta mücadele eden Amedspor, Bursaspor’la oynayacağı karşılaşma için geldiği Bursa’da ırkçı saldırıya uğradı. Karşılama öncesi stada giren taraftarlar, ellerinde on metrelerce uzunluğunda olan Türk bayrağına yazılı, “Göğün direği alınana dek ay yıldız hüküm sürecek” pankartı taşıyarak sık sık ırkçı sloganlar attı.
Saha etrafında yoğun polis bulunmasına rağmen taraftarlar Amedspor oyuncularını hedef aldı.
Bursaspor taraftarının, Amedspor taraftarı olduğu anlaşılan bir çocuğa işkencesi de sanal medyaya yansıdı. Bursaspor taraftarları aynı zamanda tribünlerden 1990’lı yıllarda on binlerce Kürt’ün faili meçhullerle kaybettirilmesinde rolü olan ve JİTEM elemanı “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım ile JİTEM’in insan kaçırmak için kullandığı “Beyaz Toros” fotoğraflarını kaldırdı
1960’LI YILLARDAN BERİ ‘KÜRTLER DIŞARI’ DENİLİYOR
Amedspor’a yönelik saldırılar yeni değil. Kurulduğu 1968 yılından itibaren sürekli olarak siyasi ve etnik saldırıların hedefi olan o dönem kentin takımı Diyarbakırspor, şimdiye kadar pek çok saldırı oldu. Kurulduktan kısa bir süre sonra deplasmana gittiği Kırıkkale’de hiç beklemedikleri bir tavırla karşılaşan takım, “Kürtler dışarı” sloganları ile karşılandı.
DEVLETİN SPOR ÜZERİNDEN KÜRT POLİTİKASI
Takıma yönelik ırkçı saldırılar o günden sonra da hep devam etti. Ama Diyarbakırspor inatla yeşil sahalarda kalmaya devam etti. 1970’li yılların sonuna gelindiğinde her şeye rağmen ligde büyük başarılar kazanan takım, gittiği deplasmanda benzer uygulamalara maruz kaldı. İlk dönemlerde “Diyarbakır ve kıro” sözlerini birleştirilip, “Diyarbakırrooo…”, “Kürtler dışarı” şeklindeki tezahüratlar 1980’li yıllardan sonra yerini, “PKK dışarı” saldırılarına bıraktı.
Futbolun siyasi rant kapısına dönüştüğü 1980 darbesi sonrası, Diyarbakırspor da Kürtlerin Futbol üzerinden ‘kimliksizleştirilmesi’ politikalarının uygulanmaya çalışıldığı bir alan oldu. Özal bu amaçla 1986 yılında Diyarbakırspor’u birinci lige taşıdı. Ancak kulüp 1’inci ligde çok fazla kalamadı. Aldığı bazı yenilgilerin arkasında bizzat devlet yetkililerin olduğu iddia edildi.
PLANLAR TERS TEPTİ
Yıllar sonra, 2001 yılında, bu kez Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan sahneye çıktı. Önce sahalarda kabul edilmeyen ancak ardından yeşil sahalara çekilerek Kürtlerin dikkatini bu alana çekmeye çalışan planlamaları sürdüren Okkan ile birlikte Kürt siyasi hareketinin engellenmesi amaçlandı. 2009 yılından itibaren takım düşüşe geçen takım 2013 yılında kapandı.
IRKÇILIĞIN YEŞİL SAHA VERSİYONU
Onun yerini bugün adı Amedspor olan 1976 yılında Melikahmetspor olarak kurulan Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor aldı. Diyarbakır’ın Kürtçe adını alan kulübün TFF’ye yaptığı isim değişikliği başvurusu uzun bir süre cevapsız kaldı ama ardından ismi kabul edildi. Bursa’da Bursaspor’u yenerek adını duyuran Amedspor bu maçta tıpkı 2009’da Diyarbakırspor’un uğradığı gibi ırkçı saldırıların hedefi oldu.
BURSA’DA IRKÇILIK HORTLADI
Amedspor tribünleri, “Çocuklar ölmesin, maça da gelebilsinler” diye tezahürat attığı esnada Bursasporlular “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye ırkçı saldırıda bulunuyordu. Irkçılık öyle bir boyuta ulaştı ki maçı sunan A Haber spor spikeri bile Amedspor dememek için “onlar” tabirini kullandı. Maç iki ayrı ve düşman ülke arasındaki maç havasında geçti. Maç sonrası takımın futbolcusu Deniz Naki, Twitter hesabından Cizre ve Sur’daki sokağa çıkma yasaklarına değindiği için 12 maçtan men cezası aldı. Amedspor’a seyircisiz oynama cezası verildi.
24 Nisan 2016 günü Ankaragücü’nü 2-1 yendikten sonra yöneticileri darp edilen Amedspor’a yönelik saldırılar hiç hız kesmedi. İnternet üzerinden ya da her gittiği maçta ırkçı saldırılara maruz kalan takımın Kadın futbol klübü de 2022 yılında cinsiyetçi ve ırkçı saldırıların hedefi oldu. Şuana kadar Amedspor’a yönelik saldırılar cezasız kalırken, klübün kendisine sürekli para cezası ve seyircisiz maç cezası gibi cezalar verildi.
HİTLERİN NAZİSİ VE FC START
Amedspor’a yönelik bu saldırılar ikinci dünya savaşı yıllarında Ukrayna’nın FC Start takımının hikayesini andırıyor. Hikaye, Hitler ordusu SS’lerin Ukrayna’ya girmesiyle başladı. İşgalin ardından, tam 180 bin Kievli ölüm kamplarına gönderilir. Ari ırkın üstünlüğünü ispat girişimlerine bir yenisini eklemek için Almanlar, Kiev’deki futbol sahalarında boy göstermeye başladı. 1942’nin Haziran ve Temmuz’unda, Nazi Ordusu’ndaki futbolculardan takımlar kurup Ukraynalılarla maçlar organize edildi.
FIRINCILAR NAZİ’LERE KARŞI
1927’de kurulan Dinamo Kiev, savaştan önce, 1939’da Avrupa’nın en iyi takımı durumuna gelirken, savaştan sonra kulüp faaliyet gösteremez hale geldi. Futbolcuların bir bölümü, Kiev’deki ekmek fırınlarında çalıştırılırken, Dinamo Lokomotiv’den üç futbolcu ile beraber FC Start takımını kuruldu. Genellikle Alman Hava Kuvvetleri (Luftwaffe) ağırlıklı bir diğer takıma ise, ‘Uçaksavar topu’ ve ‘on bir’ kelimelerinin Almanca karşılığı olan Fliegerabwehrkanone+elf kelimelerinden türetilen ‘Flakelf’ piyasaya çıktı. 6 Ağustos 1942’de iki takım arasında yaşanan karşılaşmayı Kievli ‘fırıncılar’ 5-1 kazandı. Bu sonuç, futbol düşkünü işgal valisi General Eberhardt’ı çıldırtırken, hemen bir rövanş maçı düzenlemelerini emredildi.
ÖLÜM KALIM MAÇI
Ölüm kalım maçı; 9 Ağustos 1942’de, Kiev’in merkezindeki Zenit Stadı’nda, güneşli ve güzel bir havada, saat 17.00’de başladı. SS subayı bir hakemin yönettiği ve tribünleri alman askerlerin doldurduğu maç tam bir Hitler gösterisine dönüştü. Sahanın ortasında seremoni başladığı anda, Alman futbolcular, Alman askerlerinin olduğu yöne doğru “Heil Hitler!” diyerek sol elleriyle selam verirken, Kalabalık, FC Start oyuncularının ne yapacağını beklemektedir. Baskıya boğun eğerek Hitler selamı vermesi beklenen Kievlilerin direnişi bu noktada başladı. Kievliler hep birden, Sovyet bağlılığını statlarda simgeleyen söz olan “Fizculthura” (fizik kültür) diye bağırarak selam verir.
Futboldan çok saldırgan bir tutum sergileyen Alman takımı Kievlilerin takım kaptanı ve kalecisi olan Nikolai Trusevich’e saldırırken, 10. dakikada kafasına bir darbe alan Trusevich, baygın bir halde yerde yatarken; Almanlar, ilk golü atar. Bir süre kendinden geçmiş bir hâlde yatan Trusevich, sonrasında ayağa kalkar ama yedeği olmadığı için sersemlemiş bir halde mecburen maça devam eder. FC Start oyuncuları bu duruma isyan eder ama Alman hakem aldırış etmez.
Saldırılardan oynama şansı olmayan Kievli oyuncular 30-40 metreden şutlar atmaya başlar. Yine öyle bir pozisyonda 30 metreden golü atan Kusmenko, takımına beraberliği getirir. Almanların şaşkınlığından yararlanan kanat oyuncusu Goncharenko, topu orta yuvarlaktan çıkarıp, Almanları da ipe dizdikten sonra ikinci golü atar. Bu gol, FC Start’a hayat verir ve ardından bir göl daha gelir. İlk yarı biter. Askerlerden oluşan Alman taraftarlar ise, Kievliler’e saldırır. FC Start soyunma odasına giren bir SS subayı önce çok iyi oynadıklarını söyler ama çıkarken “Çok iyi oynadınız. Ancak kazanmayı pek aklınıza getirmeyin!” der.
FC Start soyunma odasını bir sessizlik kaplar. Kaptan Trusevich, maçı kazanmanın ölüme yolculuk anlamına geldiğini bilerek duygusal bir şekilde arkadaşlarına sadece “Bazı şeyler ölmeye değer” der. İkinci yarı çok gergin başlar. Alman askerleri, sahaya kaleci Trusevich’i ara sıra tekmeler. Ama maç yine de 5-3 FC Start’ın üstünlüğüyle sonuçlanır.
KURŞUNA DİZİLİRLER
Maçtan sonraki coşku çok kısa sürer. O anda genel bir ayaklanmadan korkan Nazi ordusu, maçtan hemen sonra, FC Start oyuncularının stattan ayrılmalarına izin verir. Maçtan iki hafta sonra takım, çalıştıkları fırının müdürü tarafından çağrılır. Fırın müdürünün odasına giren futbolcular, odada müdürleri yerine bir Gestapo subayıyla karşılaşır. Takımın kurşuna dizilerek idam edilmesi için; üç hafta boyunca uykusuzluk, açlık ve dayakla işkence yapılarak, futbolculara, sabotaj ya da hırsızlık suçları kabul ettirilmeye çalışılır. Dinamo Kievliler, sahada olduğu gibi işkencede de inatçı çıkar ve çözülmez. Üzerlerine yıkılmaya çalışılan hiçbir suçu kabul etmezler. Ancak Nikolai Korotkyhk, ağır işkencede hayatını kaybeder. Bunun üzerine 20 gün sonra, bütün takım, çevredeki toplama kampları arasında en korkuncu kabul edilen ve ölüm kampı olarak adlandırılan Siretz’e gönderilir. 24 Şubat 1943 sabahı, kamp komutanı Paul Radomsky, takımın tek sıraya dizilmesini ister. Ağır ağır kampın ortasına gelen takım oyuncuları, sıraya dizilir. Çevrede devriye gezen bir Alman askeri aracının bombalandığını söyleyen Radomsky, öç alacağını belirtir. Hem de intikamı Almanları aşağılayan Kievli futbolculardan alacağını söyler. Sıra başından itibaren her üçüncü kişinin idam edileceğini söyleyen Radomsky, gülümseyerek infazların başlamasını ister. Önce büyük golcü Ivan Kuzmenko’nun kafasına tek kurşun sıkılır. Sonra Almanları yüzündeki alaycı ifadeyle aşağılayan, o sırada bir deri bir kemiği dönmüş ‘Altın Çocuk’ Aleksey Klimenko öldürülür. Sıranın kendisine geldiğini gören takımın kalecisi kaptan Nikolai Trusevich, “Krasny sport ne umriot (Kızıl sporu asla öldüremeyeceksiniz!)!” diye Paul Radomsky’ye bağırır. İsyanının hemen ardından arkadaşlarıyla aynı akıbeti paylaşan Trusevich’in cansız bedeni yere düşer. Yere düştüğünde arkadaşları, Trusevich’in, 9 Ağustos 1942’deki ölüm maçı sırasında sahaya çıktığı eşofmanın üstünü giydiğini görür.
MA / Rüştü Demirkaya
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***