ANKARA – Depremden etkilenen bir diğer kesimin tutuklular olduğunu belirten İHD Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen, “Mahpusları da depremzede olarak kabul etmek gerekiyor. Adalet Bakanlığı’nın da bu çerçevede önlem alması gerekiyor” dedi.
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 kenti etkileyen depremlerde resmi verilere göre, 48 bin 448 kişi yaşamını yitirdi. Enkaza dönenen kentlerde deprem, cezaevlerindeki tutuklular için ayrıca birçok sorunu beraberinde getirdi. Tutuklular, yakınlarından bilgi alamadıkları gibi apar topar eşyalarını dahi almalarına izin verilmeden başka cezaevlerine sevk edildi. Tutuklular hak ihlallerinin yanı sıra maddi sorunlar yaşarken, depremden etkilenen aileleri ise destek sunamıyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen, depremin getirdiği yoksulluğun tutuklu ve tutuklu yakınları üzerindeki etkisini anlatı.
CEZAEVLERİNDEKİ DURUM
Deprem bölgesinde yaşayanların derin bir yoksulluk içerisine girdiğini belirten Çevirmen, “Depremden etkilenen yerlerdeki mahpusların çoğu sevk edildi. Sevk edilenler de genellikle uzak yerlere sevk edildi. Hatay’daki mahpuslar çeşitli yerlere gittiler. Bir ailenin tutuklu iki çocuğundan biri Samsun’a diğeri Bodrum’a sevk edildi. Ailenin hiçbir şeyleri kalmamış durumda. Çocuklarının ihtiyaçlarını da doğal olarak karşılayacak durumda değiller. Ama hapishanelerde her şey parayla” ifadelerini kullandı.
Cezaevinde terlikten elektriğe kadar para gerektiğini hatırlatan Çevirmen, “Ancak ailelerin mahpuslara para gönderme durumları ortadan kalkmış vaziyette. Böyle bir imkana sahip değiller çünkü dışarıda kendi yaşamlarını dahi devam ettirebilecek durumda değiller. Çünkü depremin sonuçları çok ağır oldu ve henüz herhangi bir sosyal adaleti sağlamaktan bahsedebileceğimiz bir düzeyde değiliz. Çünkü barınma imkanı bile ortadan kalkmış vaziyette” diye belirtti.
TUTUKLULAR DA DEPREMZEDE
Tutukluların ailelerinden uzak yerlere sevk edilmeleri ile sağlıklı haber alma imkanının ortadan kaldırıldığını söyleyen Çevirmen, “Aileler ziyaret edebilecek durumda değiller. Hatay İskenderun T Tipi’ndeki kadın mahpuslar Erzincan’a gönderilmiş durumda. O kadınların içerisinde yakınlarını kaybeden mahpuslar var. Yine tüm yaşam koşulları ortadan kalkmış aileler var ve çocuklarına erişim sağlayamıyorlar. Aslında mahpusları da depremzede olarak kabul etmek gerekiyor. Adalet Bakanlığı’nın da bu çerçevede önlem ve tedbirlerini alması gerekiyor” dedi.
İHTİYAÇLARI DEVLET KARŞILAMALI
Sevk edilen tutukluların eşyalarını yanında götüremediklerini vurgulayan Çevirmen, şöyle dedi: “Pek çok eşyalarını yeni gittikleri yerlerde temin etmekte zorlanıyorlar. O nedenle kantin ve kıyafet ihtiyaçları mutlaka devlet tarafından karşılanmalı. Odalarında kullanacakları televizyon, buzdolabı vesaire ne varsa mutlaka ceza tevkifevleri tarafından karşılanmalı ve depremzede olarak muamele görmeliler. Derin yoksulluk mahpusları da etkilemiş durumda. Çocuklarına para gönderme imkanı olmayan aileler, bizi arayarak, talepleri oldu. Biz de ilgili yerlerle yazışmalar yapacağız. Mahpus yakınlarının yapmış oldukları başvurular doğrultusunda giderlerin karşılanması için bir destek talep edeceğiz. Pek çok mahpus depremden çok olumsuz etkilenmiş, birçoğunda panik atak başlamış, ailelerini kaybedenlerin bir yas süreci var. Ancak bu insanlara herhangi bir psikolojik destek sağlanmamış. Yanı sıra maddi olarak da yoksunluk eklenince gerçekten hapishanede olmak daha da katlanılmaz bir boyuta dönüşüyor.”
Ülkedeki yönetimin bir “hapsetme rejimi”ne dönüştüğünü belirten Çevirmen, “Binlerce insan hapishanede. O nedenle nüfusun belli bir kesimiyle örtüşen sorunların başında geliyor. Depremden etkilenen bölgedeki ailelerin yaşamış oldukları sıkıntı doğal olarak mahpuslara da yansıyor. Bu aşamada mahpusların daha iyi koşullarda yaşamlarını devam ettirmeleri için insancıl bir politika üretmeleri gerekiyor” diye belirtti.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***