HATAY – Depreme hastanede yakalanan ve ameliyatlı oğluyla yaşam mücadelesi veren depremzede Eyyam Irmak, “Doğduğum yer, mahallem, evim her şeyim burada. Memleketimizi terk etmek istemiyoruz” dedi.
Mereş merkez üssü meydana gelen depremden etkilenen Hatay’ da depremzedeler yaşadıkları ağır acı ve kayıplardan sonra deprem sonrası mağduriyetlerle karşı karşıya. Kısıtlı ve hijyenden uzak duş, tuvalet ve çadır sorunu yaşayan depremzedeler, sorunları çözülmediği gibi göçe zorlanıyor. Depremzedeler doğup büyüdükleri, yıllardır emek vererek inşa ettiği ev ve mahallelerinde biriktirdiği anılarını depremde kaybetmiş olsa da umudunu ve kentlerinde kültürleriyle yaşama ısrarını koruyor.
Bu ısrarlı duruş kentin yıkılan duvar, araba ve ATM’lerine yazılan “Hatay” ve “dünyamız” yazılarıyla da kendisini gösteriyor. Depremzedeler banklara, parklara ve kendi imkanlarıyla kurduğu çadırlarda yaşama, “dünyalarına” tutunuyor. Yerle bir olmuş ve sürekli toz bulutlarının gezindiği şehirde yaşama tutunan ve “dünyası” Hatay’dan vazgeçmeyen Eyyam Irmak, ameliyatlı oğlunun durumuna rağmen şehri terk etmeyeceğini söyledi. Irmak, eşi ve anemi hastası oğlu Defne ilçesinde Sevgi Parkı’nda gönüllü, sivil toplum ve kadın örgütlerinin dayanışmasıyla kurulan karton plak bir evde yaşam mücadelesi veriyor.
DEPREME HASTANEDE YAKALANDILAR
Deprem anında oğlu ayağından ameliyat olduğu için Mustafa Kemal Hastanesi’nde olduklarını belirten Irmak, “Orada iki gün dayanabildim, çünkü her yerde ölü, yaralı, sesler ve bağırışlar vardı. Dayanamadım. Sonrasındaki iki gün de arabada yattık kalktık. Oğlum ayağına hiç basamıyor. Ayağından greft ameliyatı oldu, ayrıca anemi hastası. Onun için sağlıklı bir yer istiyoruz. Duş alabilecek, su, tuvalet burada hiç yok. Gecenin bir saatinde kalkıp uzak bir yere gidiyoruz. Köprüleri geçiyoruz, bize el uzatsınlar. Bizim halimizi görsünler. Zaten çektiğimiz yeter. Bizi buradan çıkarmasınlar” dedi.
HALK BİRBİRİNE KENETLENDİ
Depremin ilk gününde devlet yetkililerinden kimsenin gelmediğini dile getiren Irmak, “Hiç kimse gelmedi. Allah bin kere razı olsun bu gönüllülerden. Ankara, İstanbul, Konya Türkiye’nin her yerinden gelmişler. Tabipler Birliği ve halktan çok büyük yardım gördük. Oğlumun durumunda da yardımcı oldular. Tedavisini yaptılar, her iki günde bir pansumanını da yapıyorlar. İstanbul’dan ilaç getirdiler. Kardeş gibi olduk, biz birbirimize kenetlendik. Her sabah beraber çayımızı, ateşimizi yakıyor, kahvaltıyı beraber yapıyoruz. Bir ekmeği bile paylaşıp öyle yiyoruz. Hepimiz burada kardeşiz. Bizim Antakya’da hiç mi yok? Kimse ne sordu ne de gelip ilgilendi? Gelip bir sormaları lazımdı” diye belirtti.
‘MEMLEKETİMİZİ TERK ETMEYECEĞİZ’
Ameliyatlı oğlunun durumunun çok kötü olduğunu ve buna rağmen memleketini terk etmeyeceğini vurgulayan Irmak, “Tuvalet ve su yok, oğlum kalkamıyor, mecbur burada ona yaptırıyorum. Ailecek hastalığımız var. Bizi buradan kovarlarsa ne yapacağız bilmiyoruz ama buradan gitmek istemiyoruz. Burayı terk etmek istemiyoruz, kendi memleketimizde sağlıklı bir yer istiyoruz. Doğduğum yer, mahallem, evim her şeyim burada. Evimiz yol üstünde ama ne halde bilmiyorum? Eve gidemiyoruz. Doğduğum yeri mahallemi terk etmek istemiyorum. Gidecek durumda da değilim, oğlum yürüyemiyorum, burada kalmak istiyorum. Bize iyi bir yer hazırlasınlar. Oğlumun sıcak su görmesi lazım” diye konuştu.
Fotoğrafı çekildiği anda gülümseyen ve süreçten kaynaklı gülümsemesinden çekinen Irmak, “hayat devam ediyor” sözleriyle enkaza ve karamsarlığa karşı umut dolu tebessümünü bıraktı.
TUVALET VE SU OLANAĞI SAĞLANSIN
Irmak’ın oğlu Ganim Irmak (39) ise “Orak anemi hücre hastasıyım. Depremden 3 hafta önce greft ameliyatı olmuştum. Bacağımdan büyük bir parça alındı. Tedavim devam ediyordu ama deprem olunca her şey allak bullak oldu. Hastaneden apar topar çıkmak zorunda kaldık. Dursunlu’da bir süre kaldık, sonrasında Sevgi Park’a geldik. Buradaki arkadaşlar ve gönüllüler her türlü olanağı bize sağladı. Manevi, sağlık her yönden bize dayanışma gösterdiler. Her birinden teker teker Allah razı olsun. Buradan çıkmak ve ayrılmak istemiyoruz. Tuvalet ve su olanak sağlanırsa bizim için iyi olur” şeklinde konuştu.
MA / Eylem Akdağ
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***