Millet İttifakı’ndaki adaylık krizinin aşılması için bulunan formülle Ankara ve İstanbul belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanmaları gündemde. Ancak bunun hemen olması beklenmiyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın ‘Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’ formülü ile Millet İttifakı masasına dönüşünün ardından iktidar bu formülün anayasaya aykırı olacağını öne sürerken, muhalefet ve hukukçular ise görevlerini şu an bırakmayacakları için hukuki sorun bulunmadığı görüşünü dile getiriyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığının Pazartesi akşamı açıklanmasının hemen ardından Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecinin yol haritası da duyuruldu. 12 maddelik yol haritasının 12’nci maddesi ile İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının “Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanması” kararlaştırıldı.
Ancak bu formüle iktidardaki iki hukukçudan itiraz gelmesi uzun sürmedi. Cumhurbaşkanı Danışmanı Ayhan Oğan Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde güçlü, daha güçlü cumhurbaşkanı yardımcısı gibi bir makam yoktur. Seçilmiş cumhurbaşkanının yetkilerini başkalarının kullanması anayasaya aykırıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum da “Anayasanın 127’nci maddesinin 5’inci fıkrasına göre vesayet makamı ile belediye başkanlığının asla birleşemeyeceğini” belirterek “Aynı kişinin hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı hem Belediye Başkanı olması Anayasanın açık ihlalidir. Küresel sömürgecilerin planları ve dar çıkarlar için hukuk dışı ve abes çözüm arayışları boştur. Halk hesabını sorar” paylaşımında bulundu.
Belediyelerin hemen bırakılması düşünülmüyor
CHP ve Millet İttifakı üyeleri uzun yıllardan sonra kazanılan Ankara ve İstanbul belediyelerinin hemen bırakılmasının bu aşamada doğru olmadığı yönündeki düşüncesini koruyor.
Hukuki durumla ilgili DW Türkçe’ye konuşan Anayasa Hukukçusu, CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu hukuki tartışmanın “geride kaldığını” belirterek, çünkü iki ismin şu anda değil 2024 yılındaki yerel seçim sonrasında atanmalarının gündemde olduğunu belirtiyor.
Yerel seçimlerin 31 Mart 2024 tarihinde yapılması öngörülüyor.
Kaboğlu şunları söylüyor:
“Eğer cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldıktan hemen sonra atanmaları söz konusu olursa belediye başkanlıkları görevlerinden ayrılmaları gerekiyor. Açık bir yasak bulunmamakla birlikte anayasanın yorumu ve parlamenter rejim hedefi doğrultusunda iki görev birlikte yürütülemez, anayasa ile bağdaşmaz, (durum) bunu gerekli kılar.”
Millet İttifakı’ndaki diğer partilerin hukukçu kurmayları da çeşitli açıklamalarında iki belediye başkanının seçim öncesinde görevi bırakmasının gündemde olmadığını, seçim sonrasındaki aritmetik ve parlamenter sisteme dönüşün ne kadar hızlı olabileceği gibi hususlara bakılarak Cumhurbaşkanı’nın karar alabileceğini belirtiyor. Ayrıca seçim sonrasında gerekli olması durumunda ihtiyaç olunan yasal düzenlemelerin de yapılabileceğini belirtiyorlar.
Eminağaoğlu: Seçime kadar engel yok
Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu da hukuki mevzuata ilişkin bazı hususlara dikkat çeken isimlerden.
Eminağaoğlu, hukuki bir statüleri olmayacağı için belediye başkanlarının seçim kampanyasına katılmalarının önünde bir engel olmadığını belirtirken, şu uyarıyı da yapıyor:
“Ancak seçimlerden sonra bir atama söz konusu olursa anayasada ve mevzuatta açık bir düzenleme yok bu konuda. Ama yerel yönetimlerin özerk olması, merkezi vesayetten uzak olması gibi anayasanın 127’nci maddesi bağlamındaki ilkeleri gözettiğimizde cumhurbaşkanı yardımcılığına yapılacak bir atama yargı yoluna taşınabilecek bir atama işlemi olacaktır.”
Eminağaoğlu, bu durumda atamanın iptal edilme ihtimali bulunduğunu da belirterek, öte yandan bu iki görevin bağdaşan görevler olduğu yolunda bir düzenleme yapılırsa yani bu konuda Cumhurbaşkanı kararnamesiyle veya Meclis’te yasa yoluyla bir yasal düzenleme yapılırsa bunun da Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilebilme riski bulunduğunu ifade ediyor.
İmamoğlu dokunulmazlık kazanabilir mi?
Eminağaoğlu, İmamoğlu ile ilgili yargı sürecine dair farklı bir tespitte de bulunuyor.
İmamoğlu’nun davasının istinaf başvurusunun reddedilmesi ve Yargıtay aşamasına gelmesi durumunda o zaman İmamoğlu için cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atama işlemi yaparak dokunulmazlık sağlanabileceğini belirten Eminağaoğlu, Cumhurbaşkanı yardımcılarının da dokunulmazlıktan yararlandığını anımsatıyor.
Eminağaoğlu Cumhurbaşkanı yardımcılığına atanması durumunda İmamoğlu’nun dosyasının beklemede olacağını söylüyor.
Kaboğlu: Kampanya harcamalarına dikkat
Bu arada partilerin hukukçu kurmayları iki ismin seçim döneminde kampanyalara katılabileceği konusunda hemfikir.
Ancak Kaboğlu bu kampanya sırasında iki başkanın yapacağı harcamalara dikkat etmeleri gerektiğini söyleyerek, şöyle konuşuyor:
“Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlarının kampanyaya katılmalarında bir engel yok. Sadece dikkat edilmesi gereken husus kaynakların nereden kullanıldığı. Seçim harcamaları önemli, yani kamu kaynaklarının kullanılmaması.”
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – GÜLSEN SOLAKER
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***