Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaklaşık 10 saat arayla meydana gelen depremler; Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adıyaman, Adana, Kilis, Diyarbakır, Elazığ ve Şanlıurfa’da yıkıma neden oldu. Depremlerin afete dönmesine neden olan hatalar ve ihmaller Türkiye gündeminde yerini koruyor.
Depremde meydana gelen yıkımlar 2018 yılında kaçak yapılara imar affı verilmesini de yeniden gündeme getirdi. Yıkımdan imar aflarını onaylayanların da sorumlu olduğu yorumları yapılırken akıllara Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Garo Paylan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) imar affına karşı yaptığı konuşma da yeniden hatırlandı.
HDP’li Garo Paylan, “Meclis bu vebalin altına girmemelidir. Bir af getirilecekse bunun pek çok boyutlu olarak düşünülüp yapılması lazım. Düşünün ki siz o 10 katlı binayı affettiniz. O 10 katlı binada 100 vatandaşımız yaşıyor. Bir deprem oldu, o vatandaşlarımız o binanın altında kaldı. Kim bu vebali taşıyacak?” ifadelerini kullanmıştı.
2018 yılında imar affı ile kaçak yapıların beyanname verilmesi ve verginin ödenmesiyle, yapı denetimi gerçekleştirilmeden yasal hale getirilmesi mümkün olmuştu.
HDP’li Garo Paylan’ın TBMM’deki konuşması şöyle olmuştu:
35 YILLIK KANAYAN BİR YARA TORBA MADDEDE, YALAPŞAP GETİRİLİR Mİ?
İnanın bu kadar rezil bir imar affı gelmemişti. Bir torba yasa içinde bir maddelik yalapşap bir imar affı. Kaç kişiyi ilgilendiriyor? 13 milyon iş yeri ve konutu yani yaklaşık 50 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir konu. Kanayan bir yara seçime kırk beş gün kala buraya Plan ve Bütçe Komisyonundan, Bayındırlık Komisyonundan değil Plan ve Bütçe Komisyonundan yalapşap, bir maddeyle getiriliyor arkadaşlar. Ya, olur mu böyle bir şey? Otuz beş yıllık kanayan bir yara böyle, bir torba maddede, yalapşap bir şekilde getirilir mi arkadaşlar? Hak mıdır bu?
Bakın, ne tür arazlar var maddede? Diyor ki: “Arkadaş, ben imar affını getiriyorum.” E, nasıl gelecek bu imar affı? Özal’ın imar affında nasıldı, biliyor musunuz? Vatandaş proje çizdiriyordu, projesini teknikere götürüyordu, onaylatıyordu “Ya, bu bina sağlam mı, oturulabilir mi, şartlara uygun mu bu affettiğim yer?” diye. İmar affını böyle yapmıştı rahmetli Özal. Şimdiki imar affı ne diyor? “Vatandaş beyannamesini yazacak, benim şu kadar metrekarelik, şu kadar katlık beyanım var diye gidecek beyannamesini verecek ve yüzde 3 vergi verecek. Ben onu affediyorum.” diyor. Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar?
Gelin, bilmeyenler varsa sizi İstanbul’da gezdireyim, herkesin şehrinde vardır. 2 katlı imarlı yere, 2 kata göre temel atılmış yere vatandaş 10 katlı bina yapmış, kolonu yok, deniz kumuyla yapılmış, bina üflesen yıkılacak, diyor ki: “Arkadaş, ben bu binanın “check up”ını yapmayacağım, denetlemeyeceğim, sen gel, bildir, bana da yüzde 3 para ver -para lazım, çok sıkışığız- ben senin 10 katlı binanı affediyorum.”
MECLİS BU VEBALİN ALTINA GİRMEMELİDİR
Arkadaşlar, bakın, bu, büyük bir vebaldir. Bu Meclis bu vebalin altına girmemelidir. Böyle, seçim arifesinde, vatandaşa -tırnak içinde söylüyorum- seçim rüşveti vererek bu iş olmaz. Bir af getirilecekse bunun pek çok boyutlu olarak düşünülüp yapılması lazım. Düşünün ki siz o 10 katlı binayı affettiniz. O 10 katlı binada 100 vatandaşımız yaşıyor. Bir deprem oldu -Allah korusun- o vatandaşlarımız o binanın altında kaldı. Kim bu vebali taşıyacak? Milyonlarca vatandaşımız çürük binalarda yaşıyor. O, o vatandaşlarımızın suçu değil, onlar barınma hakkı çerçevesinde yapmışlar, evet, rant çerçevesinde yapanlar da var ama bunu bu şekilde denetimsiz affetmek hak mıdır, olacak iş midir?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***