1999 ve 2023 büyük depremlerinin, Van depreminin ve diğerlerinin temel sorumlularından, TBMM’den çıkan çirkin imar aflarına imza atanlardan bir ricam olacak yazımın sonunda.
İmar afları konusunda bu sabah bir ekranda Türkiye’de bulunan ve iyi, kötü Türkçe konuşan bir Japon deprem uzmanının, Yoshinori Moriawaki, bir görüşüne bayıldım; şöyle dedi Japon uzman: “İmar affı diye bir tanımı ben anlamıyorum, böyle bir şey olmaz, af ancak kötü bir şey yapan, bu nedenden mesela on sene mahkumiyet alan ve içeride iken hakimi düzeldiğine ikna eden birinin cezasının beş seneye indirilmesi ile olabilir, bina durup dururken düzelemeyeceğine göre imar affı ifadesi komiktir.”
Gelelim son çıkan cinayetten sorumlu imar barışı kanununa.
Bugünkü TBMM 27. dönem Meclis çalışmalarını yapıyor, 24 Haziran 2018 genel seçimleri sonrası göreve başlamış; 26. dönem ise 16 Mayıs 2018 günü çalışmalarını sonlandırmış,
11 Mayıs 2018 günü ise TBMM Genel Kurulundan cinayet sorumlusu bir torba yasa geçti.
Şunu çok net söyleyebilirim, tüm torba yasalar mutlaka bir melanet gizlemek için çıkarılıyorlar, böyle bir yasama faaliyeti olamaz, kanunlar Genel Kurulda tek tek tartışılmalı ve tek tek oylanmalı, ancak böylece yasama faaliyetlerinin saydamlığı ve etkinliği sağlanabilir, torba yasalar mutlaka ve mutlaka bir melaneti gizlemek için kullanılıyorlardır.
Malum torba yasa (ne demekse) 18 Mayıs 2018 tarihli, 30425 sayılı Resmî Gazetede 7143 numaralı Kanun (?) olarak yayınlandı.
Kanunun ismi “Vergi ve diğer bazı alacaklara yeniden yapılandırılması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin Kanun”.
Bu sözde kanunun 16. Maddesi 1985 tarihli 3194 sayılı İmar Kanununa bir geçici madde ilave ediyor; Kanun zaten yürürlük maddeleri dahil toplam olarak 28 madde.
UTANÇ VERİCİ
Ahlaksızlığı görüyorsunuz, 24 Haziran 2018’de seçimler var, 11 Mayıs tarihinde TBMM’den imar barışı adıyla cinayetten birinci derece sorumlu bir madde geçiyor, 16 Mayıs’ta Meclis tatile giriyor, kanun da Resmî Gazetede 18 Mayıs’ta yayınlanıyor.
6 Haziran 2018’de de yine Resmî Gazete’de “Yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar” başlıklı bir Tebliğ ile cinayet teşebbüsü hazırlıkları tamamlanıyor.
Yazımın başında “Yangından mal kaçırır gibi” ifadesini bu takvim için kullandım, utanç verici.
İmar Barışı ne demek, böyle bir saçmalık, böyle bir ahlaksızlık olabilir mi?
Bu İmar barışını (!!!) getiren yasa yürürlüğe giren son imar affı yasası ama seçimler yaklaştığı için mutlaka bu dönem de çıkacaktı, buna hiç kuşku yok, zaten Meclis’te Destici’nin (BBP) imzasıyla sırasını bekleyen yeni bir (Cumhuriyet tarihinin 19. İmar affı yasası olacaktı) imar affı kanun teklifi var ama bu büyük faciadan sonra TBMM’den geçirmeye cesaret edebilirler mi, emin değilim, şayet seçimler ertelenir ise de seçimden hemen önce yine gündeme gelebilir yeni imar affı aknun tasarısı şayet vatandaş, Maraşlılar, Hataylılar, Adıyamanlılar bu teklifi getireni tükürüklerle boğmaz ise.
Gelelim yazımın başında gündeme getirdiğim bir soruya.
Bir milletvekili şerefi yasama faaliyetinde kullandığı oyun, kaldırdığı parmağın içeriği sadece kendisini bağlar, arkasında durabildiği kadardır.
Şimdi ise “Hodri meydan” diyelim ve 11 Mayıs 2018 tarihinde bu melun yasa, torba yasa ve bu torbanın 16. Maddesi Genel Kurulda kabul edilirken parmak kaldıranlar bugün, büyük deprem faciası sonrası çıkıp namuslarıyla “Ben bu yasaya parmak kaldırdım” desinler.
Sistem kimlerin evet parmağı kaldırdığını bilmemize engel, ancak oylama anının önden fotoğrafı, videosu yardımcı olabilir
Gerçekten Hodri meydan.
Bu oylama 26. dönemde yapıldı, parmak kaldıranların bir bölümü hala 27. dönem AKP, MHP milletvekilleri, bir bölümü de bir nedenden, Reis, Başbuğ takdiri olabilir, başka nedenlerden olabilir, vefat olabilir, artık TBMM’de yoklar.
Ama, bu maddeye (7143 sayılı kanun, 16. Madde) parmak kaldıranların kaçta kaçı acaba bugün “evet, ben bu maddeye parmak kaldırdım” diyebilecek medeni cesaret sahibi acaba, gerçekten merak ediyorum.
Aklıma büyük İtalyan yönetmen Antonioni’nin Blow-up (Cinayeti gördüm) isimli filmi geliyor doğrusu.
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***