Artı Gerçek – Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Gökşen Çapar, iklim krizinin su döngüsüne etkisi üzerine konuştu. İklim krizinin su kaynaklarına etkisinin su döngüsü üzerinde hissedildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Çapar, “İklim değişikliği küresel ısınma, sera gazlarının aşırı atmosfere salınımıyla meydana gelen bir olay. Küresel ısınma sebebiyle buharlaşma daha hızlı meydana geliyor” dedi.
“Dönem dönem kuraklık dönem dönem şiddetli yağışlar hatta sel felaketleri, taşkın gibi afetlerle karşı karşıya geliyoruz” diyen Doç. Dr. Çapar, “Buzulların erimesi de denizlere, okyanuslara tatlı suyun karışması anlamına geliyor. İklim krizi aslında bir su krizidir” ifadelerini kullandı.
Günümüzde su stresi çeken bir ülke olduğumuzu söyleyen Doç. Dr. Çapar, şunları söyledi:
“Türkiye’de 112 milyar metreküp yıllık net kullanılabilir su potansiyelimiz var. Belki 100 sene önce nüfus daha azken, 10 milyon, 20 milyon aralığındayken o zaman kişi başına düşen su potansiyeliyle Türkiye su zengini bir ülkeydi; fakat bugün geldiğimiz noktada kullanılabilir su potansiyeli olarak su stresi çeken bir ülkeyiz. Türkiye’nin şu an 1300 metreküp yıllık kişi başına su potansiyeli var. Eğer nüfusumuz 2030’lu yıllarda 100 milyona ulaşırsa o zaman bin metreküpün altına düştüğünde su fakiri bir ülke durumuna geleceğiz.”
EVDE HARCANAN SUYA DİKKAT EDİLMELİ
“Evsel kullanımda belli bir miktar suyu kullanmak zorundayız. Hijyen açısından belli bir seviyede kalması lazım; ancak düşürülebilir” diyen Doç. Dr. Çapar, şu önerileri yaptı:
“Evsel kullanımda en yüksek oran, sifon suyu olarak biliniyor. Yüzde 30’a yakın günlük kullanımımız sifon suyunda harcanıyor. Gri su geri kazanımıyla biraz da evdeki ekipmanların daha su verimliliği yüksek cihazlar olmasıyla bu mümkün olabilir. Bugün 10 litre ile sifon çalışıyorsa yarın daha az suyla çalışan sistemler, duş başlıkları, biraz da bulaşık, çamaşır makinesi gibi cihazların evdeki kullanımına göstereceğimiz dikkat yardımcı olur.”
‘SU KAYNAKLARIMIZIN YÜZDE 77’Sİ TARIMSAL ÜRETİMDE KULLANILIYOR’
Tarımda su verimliliği elde etmek için modernize edilmiş yeni sulama sistemlerinin tercih edilmesi ve çiftçilerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Çapar şunları söyledi:
“Türkiye’nin su potansiyeline baktığımızda sektörel kullanım açısından tarım başta geliyor. Su kaynaklarımızın yüzde 77’si tarımsal üretimde kullanılıyor. Damla yağmurlama gibi sistemlerin yaygınlaşması ve çiftçinin bu sistemlere adapte olması, benimsemesi gerekiyor. Artık salma sulamadan kesinlikle mümkün olduğu kadar uzaklaşmamız, onu geçmişte bırakmamız gerekiyor. Çünkü en çok suyu tarımda kullanıyoruz.”(DHA)
2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü: ‘Sulak alanları onarma zamanı’
Türkiye’nin en büyük tatlı su gölünde kuraklık alarmı: Su seviyesi minimum kotun altında
Türkiye’de kuraklık tablosu: ‘Devlet destek vermezse köyümüzü terk edeceğiz’
Konya Ovası’da ‘kuraklık’ hasarı: ‘Durum gün geçtikçe kötüye gidiyor’
Kuraklık alarmı: Marmara sonbaharda son 40 yılın en az yağışını aldı
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***