CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Hedefinde iktidar vardı. Deprem sonrası askerin zamanında sahaya sürülmediği için felaketin boyutunun arttığını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli bölümler şöyle:
KIZILAY’A SESLENDİ: DEPONUZDA KAÇ ÇADIR VARSA ALACAĞIZ
- Zamanında askeri yeteri kadar indirmediler, bu büyük felaketin bir anlamda sorumlusu oldular. En büyük teşekkürümüz hiçbir şey beklemeden deprem bölgesine koşan gönüllüler… Acaba bir kişiyi daha kurtarabilir miyiz mücadelesi verdiler.
- Çadır ihtiyacı hala giderilemedi. Çadır ihtiyacı hala var. Bir felaket gününde nasıl olur da Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum Kızılay çadır satar? Deponuzda kaç çadır varsa, satılmadık kaç çadır kaldıysa getirin kardeşim hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir?
- Devlet dediğiniz kurum bütün risklere önceden hazırlık yapan kurumdur. Ordumuz niye vardır? Bir savaş çıkarsa ordu harekete geçecek. Savaş çıkmazsa hiçbir sorunumuz yok ama ordu savaş karşısında her an hazırdır. Devlet hastaneleri niye yapar? Bir hasta çıkınca baksın diye. Devlet bütün risklere karşı hazırlık yapmak zorundadır.
DEVLETİN DİREĞİ ADALETTİR, ADALETİ ÇÜRÜTTÜLER
- Bu iktidar yani enkazın altında kalan bu iktidar deprem konusunda efendim tahminleri yanlış olmuş. İstanbul’da bekliyorlarmış… Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden uzak, devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyoruz. Deprem raporlarında her şey söylenmiş. Hangi önlemlerin alınması gerektiği konusunda her şeyin altı çizilmiş. Bilmeyenler kim? Devleti yönetenler.
- Devleti yönetenlerin bunlardan haberi bile yok. Bunlar bir kısmı. Üniversitelere gidin dünya kadar görürsünüz. Liyakat dediğiniz kavramı tamamen yok ederseniz devlette, devletin kolonlarını kestiler. Bu iktidar, sağlıklı, saat gibi çalışan devletin en temel kolonlarını kesti.
- Devletin direği adalettir, çürüttüler. Devletin kolonlarını keserseniz böyle bir tabloya mahkum olursunuz. En yetkin insanları kapının önüne koydular. Devlette liyakati değil, sadakati esas aldılar. Aksi düşünceyi mahkum ettiler, farklı düşünceye kulaklarını kapattılar.
İNSANLAR BAĞIRA BAĞIRA ÖLÜMÜ GÖRDÜ
- Hangi bölgede, kaç derecede deprem olacağı yazılmış zaten. Kaç kişilik bir can kaybının olacağı da yazılmış. Ama devleti yönetenler nerede? Onlar için 1, 5 bin kişi önemli değil. Para dağıtarak insanları acaba yanımıza çekebilir miyiz derdindeler. Para ile insanın iradesi satın alınır mı ya? En acılı günde sana para vereceğim denilir mi? İnsanlıktan çıkanlar bunu ancak yapar? İzlerken utanıyorum.
- ‘İki günde bir şey yapmadık, helallik istiyorum’ diyor. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kast ettiniz, bilerek yaptınız siz. Büyük kısmı donarak öldü arkadaşlar. Dünyaya basıldığı anda en geç 6 saat içinde ordumuzun ulaşamayacağı yer yok. Yaptırmadılar. İnsanların ölümünü beklediler. Göz göre göre, bağıra bağıra ölümü gördüler. İki koca gün geçecek, insanlar ölecek, ‘Helallik istiyorum’ diyecek. Kimin helalliğini istiyorsun? Nasıl bir helallik anlayışı. Donarak hayatını kaybeden vatandaşlar… Neyin helalliği?
- Bugün karar almışlar. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir deprem kurulu oluşturulması kararı. Rahmetli Ecevit, Marmara Depremi’nden sonra Ulusal Deprem Konseyi’ni kurdu. Başında da TÜBİTAK vardı. Onun ilk genelgesi de bu. Ne yaptılar biliyor musunuz? 2007 bu kurulu kapattılar. Şimdi kurul açıyorlar.
- Devlette devamlılık esastır bir kural var. Bunlar devlet benimle başladı diyor. Benden önce devlet yoktu diyor. Benden öncekileri tamamen sileceğim diyor. Deprem olayı sadece siyasi iktidarların, partilerin, bürokrasinin gündeminde de değildi. Milli Güvenlik Kurulu’nun da gündemindeydi. Onların raporlarında da geçti. Sen Cumhuriyet’ten intikam mı almak istiyorsun, Cumhuriyet’in kurumlarını yok mu etmek istiyorsun? Açıkça söyleyeyim ne senin ne de senin dayandığın bütün varlıkların gücü buna yetmez.
- Ortak Mutabakat Metni’nde de var. Çünkü bir depreme karşı hiçbir hazırlık yapmadıklarını görüyorduk. Orda da kurallar koyduk. Bu konuda nasıl çalışacağımızı da belirledik.
- Şimdi devletin yeniden inşa edilmesi ve bu konuda sağlıklı bazı kararların alınması gerekiyor. 11 madde bunları sayacağım.
1. Müteahhitliğin bir kriteri, temel ilkeleri olmalı. Elini, kolunu sallayan ben müteahhitim diye geziyor. Apartman yapıyorsun, bir Allah’ın belli bir eğitim olmalı demiyor.
2. Müteahhitler için mesleki sorumlu sigortası getireceğiz. Hata yaptığın zaman daireyi alan dava açabilmeli. Sigorta o parayı karşılamalı.
3. Yapı denetim elemanları var. Onlar için de mesleki yeterlilik belgesi getireceğiz. Yapı denetim elemanları için de mesleki sorumlu sigortası olması lazım.
5. Yapılacak bütün yapıların bir kimliği olacak. Yapı kimlik belgesi olacak. Tapuya kağıdı olacak. Bina yapıyorsunuz izleyen yok. Deprem oluyor yıkılıyor, kimse önlem alalım diye düşünmüyor.
6. Okullar, hastaneler, AVM’ler, konser salonları içinde deprem güvenliği sertifikası olacak.
7. Kızılay, AFAD, DASK gibi kurumlar yeniden yapılandıracak. Eski ruhlarına kavuşacak.
8. Merkezi ve yerel yönetimlerle işbirliği objektif kurallara bağlanacak. Bu depremde bir acıyı daha gördük. ‘CHP’li belediye aman orada olmasın, engel çıkaralım’ Belediye, deprem için senin yapamadığını yapıyor. Bu depremde hepimiz oturup kalkalım, CHP’li belediyelere teşekkür edelim. Ulaşılamayan her yere ulaşıldı. İnsanda biraz vicdan olur ya. Enkaz altında vatandaş bekliyor, ‘Ben gideceğim, sen gidemezsin’ diyor. Niçin? CHP’li belediye olduğu için.
9. Deprem dolayısıyla özel ihtisas mahkemeleri açılması lazım. Bir an önce sonuçlanması lazım. Varsa bir haksızlık kurarsanız, vereceksin kararı.
10. TSK, afet sırasında neler yapacak, bu konuda bir protokol hazırlanacak. Dünyanın bütün demokrasilerinde böyle bir olayla karşılaşıldığında ilk hareket eden askerdir. 99 depreminden sonra özel bir tabur kuruldu, nerede bu tabur?
11. Toplanma alanları asla ve asla imara açılmayacak.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***