İZMİR – Deprem bölgelerine yapılan imar değişikliğine tepki gösteren Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Halime Şaman, iktidarın depremi fırsata çevirerek, yıkımın sorumlusu olan müteahhitleri yeniden zengin etmek istediğini vurguladı.
Mereş merkezli depremlerden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yapılaşmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararnamesi Resmi Gazete’de yayınlandı. Kararnamede, yapılaşma yetkisi tamamıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bırakıldı. Depremden etkilenenlerin geçici veya kesin iskan alanlarının fay hattına mesafesi, zeminin elverişliliği, yerleşim merkezine yakınlığı gibi kriterlerin, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) belirleyeceği ifade edilen kararda, bu belirlemenin yapılırken gereklilik bulunması halinde 4342 sayılı Mera Kanunu ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun ek 16’ncı maddesinde belirtilen alanlar da kullanılabilecek.
Ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanan plan ve parselasyon planlarında, İmar Kanunu’nun plan ve parselasyon ile ilgili işlemlerindeki askı, ilan, itirazlara ilişkin hükümleri uygulanmayacak. Bu alanlarda taşınmaz mülkiyeti veya imar hakları kısmen veya tamamen başka bir alana aktarılabilecek. Ciddi anlamda kamulaştırma öngören karara göre bu kamulaştırma işlemlerini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yürütülecek. Kamulaştırılan taşınmazlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının veya TOKİ’nin talebine istinaden Hazine adına tescil olunacak.
BAKANLIĞIN YETKİ DEVRİ YETKİSİ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın tek yetkili olarak; altyapı, üstyapı dahil her türlü inşaat yapmaya veya yaptırmaya, arsa paylarını belirlemeye, cins değişikliği yapmaya, kat irtifakı, kat mülkiyeti kurmaya yetkili olacağı kararla, bu uygulamalar Kamu İhale Kanunu’na tabi idareler ile işbirliği içinde yapılacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu kapsamda belirtilen iş ve işlemlere ilişkin olarak bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluş ve bunların iştirakleri ile TOKİ’ye yetki devrine ve bu iş ve işlemlerden hangilerinin TOKİ ve diğer kurum, kuruluş ve bunların iştirakleri tarafından yapılacağını belirlemeye yetkili olacak. Ayrıca bu kapsamda Bakanlığa hibe edilen konut ve işyerleri hak sahiplerine verilmek üzere AFAD’a devredilecek.
EKOLOJİSTLER BÖLGEYE GİTTİ
Çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ilişkin Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Halime Şaman ile konuştuk. Ekoloji Birliği, Ekoloji Derneği, İklim Adaleti Koalisyonu, Mezopotamya Ekoloji Hareketi ve Çevre Mühendisleri Odası yetkililerinden oluşan heyetle deprem bölgesine gittiklerini söyleyen Şaman, bunun bir ön ziyaret olduğunu ve teknik ekiplerin tekrar bölgelerde ziyaretler düzenleyeceklerini belirtti. Ziyaretlerine yönelik ekolojik bir değerlendirmeyle ekolojik ve toplumsal dayanışmaya dayalı kentleşme önermesiyle ilgili bir rapor hazırlayacaklarını kaydeden Şaman, “En temel problemin kentlere zorlanan hayatlar ve kentlerdeki tarım arazilerinin dikey mimariye açık hale gelmesi olduğunu gördük. Tarım arazilerinin nasıl bir etkisi olduğunun en önemli örneği Adıyaman’dı. Çünkü kentte hem dikey mimaride hem de bir iki katlı binalarda aynı oranda yıkım olduğunu tespit ettik. Yine müteahhitlerin üzerine yüklenen bu yıkımın paydaşı çok daha geniş bir kapsama sahip. Siyasi iradeden yerel yöneticilere kadar mümkün olduğunca az kaynak aktarıp insan ve canlı sağlığını öncelemeden çok kazanç elde etmeye yönelik politikaların bedelini insanlarımızı kaybederek ödedik” dedi.
ENKAZ KALDIRMADA YAPILANLAR
“Göçük altındaki insanları kurtarmak için neredeyse naza çeken siyasi iradenin göçükleri kaldırmaktaki hızı bu işin en trajik yanlarından biriydi” diyen Şaman, yapılan imar değişikliğine tepki gösterdi. Kararı vicdansızlık olarak değerlendiren Şaman, “İktidar kendinden başka hiçbir şeyi düşünmüyor. Depremi de müteahhit ve inşaat sektörü için bir fırsata çevirmek istiyor. Tümüyle denetimden uzak, uğruna mücadeleler verdiğimiz tarım arazileri, sulak alanların, orman ve meraların statülerini değiştirme yetkisinin de olduğu, depremin yıkamadığı her şeyi yıkmayı hedefleyen bir sistem kuruluyor. Bizim önereceğimiz ekolojik kent önerisinde mutlaka halkın paydaş olacağı bir sistem var. Oysa bu kararda halk, kamu tümüyle sistemin dışına itiliyor. Bizleri öldüren imza sahipleri daha geniş yetkilerle donatılarak, yeni yıkım alanlarını yaratacak işlere imza atacaklar” ifadelerini kullandı.
‘NASIL GÜVENEBİLİRİM?’
Kararla AFAD’ın da konutları dağıtma yetkisine sahip olacağını belirten Şaman, “Kendini kurtaramayan, göçük altında kalan AFAD mı yapacak bunu? Gerçekten bu projelerin paydaşı olarak vicdanı olan bilim insanlarını koysalardı afet durumunu onarmaya çalıştıklarını söyleyebilirdik. Ama denetim yapabilecek bütün unsurların dışarı itildiği bir sisteme nasıl güven duyabilirim? Halkının yardımlardan yoksun kalmasını bilerek, isteyerek karar veren bir iradenin kamunun yararına iş üretebileceğini nasıl düşünebilirim” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***