Merkezi Diyarbakır’da bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tarafından hazırlanan rapora göre depremde 25 gazeteci hayatını kaybetti. Raporda gazetecilere yönelik 14 saldırı gerçekleştiği vurgulandı.
DFG, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra gazetecilere yönelik meydana gelen hak ihlallerini bir raporda topladı. Derneğin internet sitesinde yayınlanan rapora göre depremde 25 gazeteci yaşamını yitirdi.
Adıyaman 11 kişi ile en fazla gazeteci kaybının gerçekleşitiği il oldu. Hatay’da dokuz, Kahramanmaraş’ta üç, Adana ve Gaziantep’te birer gazeteci depremde yaşamını yitirdi. DFG, 25 gazetecinin “kurtarma çalışmalarının geç başlaması”nedeniyle yaşamlarını yitirdiğini savundu. Raporda gazetecilerin arşiv ve büro malzemelerini kaybettikleri de vurgulandı.
Depremle ilgili gelişmelerin izleyen gazetecilerin engellendiğine dikkat çekilen raporda, şu görüşlere yer verildi: “OHAL ile birlikte de ilk iş olarak sahada, enkaz başlarında yaşananları görüntüleyen gazeteciler engellendi. Yapılan itirazlar üzerine ise gazetecilerin ya iktidar yandaşları dışında kimseye verilemeyen ‘turkuaz kart’ taşımaları istendi ya da valiliklerden izin almaları istendi. Gözaltına alınan gazeteciler ‘sahtecilikle’ ya da haber kaynaklarının kullandığı ve henüz yayınlanmayan ifadeleri nedeniyle ‘yanlış bilgi yaymak’ iddiasıyla suçlandı.”
Raporda yer alan diğer bilgilere göre, Şubat ayında 14 gazeteci saldırıya uğradı, 4’ü gözaltına alındı, 5’i kötü muameleye maruz kaldı, 19’u haber takibi sırasında fiili olarak engellendi ve 6’sına soruşturma açıldı.
“Toplumun mücadelesine ihtiyaç var”
Raporu VOA Türkçe’ye değerlendiren DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, ihlallerin OHAL ile arttığını savundu. Depremde yaşananların insanlara ulaşmasının iktidar tarafından engellendiğini öne süren Müftüoğlu, bunun önüne geçilmesi için OHAL’in ve kamuoyunda sansür yasası olarak bilinen Dezenformasyon yasasının kaldırılması gerektiğini söyledi.
Sadece meslek örgütlerinin mücadelesinin yetmediğini vurgulayan Müftüoğlu, “Toplumun bir bütün olarak mücadele etmesine ihtiyacımız var. Toplumun haber alma hakkını savunmak adına hem sansür yasası hem OHAL noktasında gazetecilere yönelik gelişen engellemelere birlikte ses çıkarması lazım. Seçimler yaklaşıyor ve biz biliyoruz ki depremde bu kadar sıkışan iktidar, bu baskılarını bir şekilde daha da arttıracak ve seçime doğru giderken gerçeği manipüle etmeye çalışacak” dedi.
“Deprem yerel medyada yıkıcı bir etki yarattı”
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mücahit Ceylan, depremin yerel medyada yıkıcı bir etki yarattığını söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Ceylan, ekonomik olarak zaten zor bir süreci yaşayan yerel yayın kuruluşlarının tamamıyla yok olduğunu söyledi. Bu yayın kuruluşlarının yeniden ayağa kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Ceylan şunları söyledi: “Kendi imkanlarıyla bunu yapacak güçleri yok. Bu nedenle İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu ve Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun yerel medyadaki kayıpları tespit ederek araç, gereç ve ekipman sağlaması olmazsa olmazdır. Ekipman temininin yanı sıra ekonomik destek sağlanması da gerekiyor. Meslek örgütlerinin imkanları sınırlı olduğu için yeteri kadar destek sağlanamıyor, ancak düzenlenecek bağış kampanyalarıyla katkı sunulabilir. Deprem bölgesinde çaresiz kalan yerel medyayı yeniden işlevsel hale getirmek sorumluluğunu herkes üstlenmelidir.”