Bu yıl 73’üncüsü düzenlenen Uluslararası Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Berlinale’de Altın Ayı ödülünü Fransız yapımı “Sur L’Adamant” adlı belgesel film kazandı.
Fransız belgeselci Nicols Philibert’in filmi, Paris’in ortasında Seine nehri üzerinde yüzen bir gündüz kliniğinde, psikiyatrik hastalıkları olan insanların tedavi süreçlerini irdeliyor.
1990’lı yıllardan bu yana belgesel filmler çeken Nicols Philibert, daha önce de ruhsal sorunları olan kişilerle bağlantılı yapımlara imza atmıştı. Ünlü Amerikalı oyuncu Kristen Stewart’ın başkanlığını üstlendiği ana yarışma bölümünün jürisi, festivalin en önemli ikinci ödülü olan Jüri Büyük Ödülü’nü ise Yella, Barbara ve Phönix adlı filmeri Türkiye’de de sinemaseverlerle buluşan Alman yönetmen Christian Pätzold’un yeni çalışması “Roter Himmel” (Kızıl gök) filmine verdi.
Film, Baltık Denizi kıyısındaki bir tatil evinde sıcak ve kurak bir yaz boyunca dört gence odaklanıyor. Jüri Özel Ödülü’nü Portekizli yönetmen Joao Canijo, eski bir oteli işleten üç kuşak kadının hikayelerini anlatan “Mal viver” (Zor yaşam) adlı filmiyle kazanırken Gümüş Ayı En İyi Yönetmen ödülünü ise Fransız Philippe Garrel, dijital çağda giderek yok olan bir gelenek kukla tiyatrosu sahibi bir ailenin direnişini işlediği, “The Grand Chariot” (Büyük Chariot) adlı filmiyle kazandı.
“Berlin Okulu” olarak anılan yeni Alman sineması akımının ilk kuşak temsilcilerinden Angela Schanelec, Yunan miti Ödipus’un, yeniden anlatımı olan filmi “Musik” (Müzik) ile En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı. Festivalin en iyi oyuncusu için verilen Gümüş Ayı’yı ise “Disco Boy” adlı yapımdaki rolüyle, Helene Louvart aldı.
İlker Çatak’a İki Ödül
Festivalde Türkiye’den yönetmenlerin son yapıtları yarışma dışındaki yan programlarda seyirci ile buluştu. 1984 yılında Berlin’de dünyaya gelen, İstanbul’da lise öğrenimini tamamladıktan sonra Berlin ve Hamburg’da sinema yönetmenliği okuyan İlker Çatak’ın, “Das Lehrerzimmer” (Öğretmen Odası) adlı filmi, gösterildiği Panorama adlı bölümde, Cicae Art Cinema ve Label Europa Cinemas adlı saygın ödülleri kazandı.
Film, Almanya’da bir okulda öğretmenlik yapan idealist Carla Nowak’ın okuldaki bir hırsızlık olayında öğrencilerinin suçlanması üzerine harekete geçmesini konu alıyor.
Festivalde Burak Çevik, son filmi “Unutma Biçimleri”nin dünya prömiyerini Forum bölümünde yaptı. Berlinli Türk yönetmen Eren Aksu’nun Türk-Alman ortak yapımı kısa metrajlı “Onun Haricinde İyiyim” adlı filmi ve Helin Çelik‘in yeni filmi “Anqa” da Forum bölümünde gösterildi. Eski filmlerin yer aldığı “Retrospektive” (Retrofpektif) kategorisinde ise Korhan Yurtsever’in 1979 yılında çektiği “Kara” adlı filmi gösterildi. Berlinale’nin “Encounters” (Buluşmalar) bölümünde de Ayşe Polat’ın “Im toten Winkel” (Kör nokta) adlı yeni filmi sinemaseverlerin beğenisine sunuldu.
Berlinale’ye Deprem Sitemi
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının neredeyse birinci yıldönümüne rastlayan festival boyunca, Ukrayna’daki sinemacılarla dayanışma amacıyla çok sayıda açıklama yapılırken, festival yönetiminin Türkiye ve Suriye’de büyük yıkıma neden olan depremlerle ilgili herhangi bir açıklama yapmamaları eleştiriye neden oldu.
Berlinale’yi yerinde izlemek üzere Türkiye’den gelen sinemaseverler ve Antalya Altın Portakal Film Festivali Direktörü Ahmet Boyacıoğlu gibi sinema sektöründen isimler, Berlinale yönetimine bu konuda yapılan uyarı ve taleplere cevap verilmemesine tepki verdiler.
Berlin Film Festivali’nin sessizliğini eleştiren Boyacıoğlu, festival boyunca Ukrayna ile dayanışma çağrıları yapılırken onbinlerce insanın ölümüne neden olan depremin anılmamasını anlayamadığını ifade etti. Sosyal medyadan yapılan yorumlarda da Berlinale’nin Türkiye’nin yasını paylaşmak konusundaki tavrı eleştirildi.