HASAN DURSUN | KHK’lı Cumhuriyet Savcısı
Türkiye 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezi 10 ili kapsayan biri 7,7 diğeri 7,6 büyüklüğünde iki büyük deprem yaşadı. Bu depremler sonucunda 10 binlerce insan hayatını kaybetti, yaralandı veya evsiz kaldı. İktidar tarafından “Yüzyılın felaketi” olarak tanımlanan depremin üzerinden yaklaşık iki hafta geçti. Bilim adamlarının yıllardır o bölgede büyük bir deprem yaşanacağını, acilen birtakım tedbirlerin alınması gerektiğini feryat figan anlatmalarına rağmen, bugün ortaya çıkan tablo, aslında pek bir şey yapılmadığını ortaya koyuyor.
Ortada ağır mağduriyetlere sebebiyet veren bir felaket olduğunda herkes hemfikir. Yanlış planlama ve bunların uygulanması, usulsüz yapılaşma, denetimsizlik, keyfi imar uygulama ve afları, iktidar ve üyelerinin iltimasları ile göz yumulan veya mevzuata uydurulan eksiklikler… Bunların hepsinin hukuk kuralları önünce irdelenmesi, sorumlulukların ve muhataplarının ceza, idare ve tazminat hukuku çerçevesinde tespitlerinin yapılması önemlidir. Mevcut yargının, iktidar ile kurduğu yakın işbirliği ve otoritesini Saray’a teslim etmiş olması karşısında böylesine bir belirlemenin yapılması pek mümkün görünmüyor. Bu başka bir tartışma konusu.
Acil, can yakan ve vicdanları yaralayan daha öncelikli bir mesele var. Deprem sonrasında kısa zamanda koordineli ve planlı şekilde arama ve kurtarma çalışmalarının yapılmaması, yurt içinden ve dışından gelen ekiplerin deprem alanlarında etkin bir şekilde istihdam edilmemesi, yardımların koordine edilmemesi, dakikaların bile önem arz ettiği bir vartada neredeyse iki gün devletin sorumlu kişi ve kurumlarının kasta yakın ihmalleri neticesinde meydana gelen can kayıpları ve yaralanmaların sorumluları kimler?
Böylesi bir manzara karşısında her vicdan sahibi ve olayın faillerinin ortaya çıkmasını samimi şekilde isteyen insanlarımız farklı türde sorgulamalar yapabilirler. Ancak uzun süre savcı olarak görev yapmış bir hukukçu olarak sorumlular ve sorumluluklarının tespitini yapmak amacıyla muhataplarına aşağıdaki soruları yöneltip cevaplamalarını isterdim.
***
- 2013 yılında hazırlanan Başbakanlık Türkiye Afet Müdahale Planı’na göre sadece ulusal değil, uluslararası desteğe ihtiyaç olduğu halde; bu afet müdahale planının da ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere ilk gün depremin ilk saatlerinden hemen sonra süratle neden etkin bir şekilde müdahale yapılmadı? Ayrıca, vaktinde ulusal destekle birlikte uluslararası destek çağrısında neden bulunulmadı? 7269 Sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca ve 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu’nun 10. maddesi hükümleri hâlâ geçerli olduğu halde, depremin ilk günü felaketin meydana geldiği illere en yakın askeri kıt’a ve birliklerden neden zamanında yardım talep edilmedi?
- 18.08 2011 tarih ve 28029 sayılı Resmi Gazete yayınlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP) hazırlandığında ve yürürlüğe girdiğinde Recep Tayyip Erdoğan başbakandı. Bu eylem planındaki hedeflerin kısa, orta, uzun vadeli 3 ayrı dönemde 2023 yılına kadar bitirilmesi planlandığı halde; bu planın neredeyse büyük bir kısmı tamamlanamadığı gibi birçoğu 2030 yılına ertelendi. Bu ertelemenin ve hedeflerin gerçekleştirilememesinin nedenleri nelerdir?
- UDSEP’in kısa vadeli hedefleri içerisinde bulunan ve 26/8/2013 tarih ve 2013/5703 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan (eski) Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliği 24 Şubat 2022 tarihinde cumhurbaşkanlığı tarafından çıkartılan 5211 sayılı yönetmelik 36 maddesiyle bu eski ve bu konuda müstakil olan ilk yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Eski yönetmelik zamanında Aralık-2013 tarihinde çıkartılan ve Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye’nin bütünleşik ilk ulusal afet müdahale planı olan Türkiye Afet Müdahale Planı hangi tarihe kadar yürürlükte kaldı? Bu büyük deprem felaketinin meydana geldiği 6 Şubat 2023 tarihinde bu eski afet planı halen yürürlükte miydi?
- 24 Şubat 2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Afet Ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliğinin geçici birinci maddesinde bu yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içerisinde ilgililerince afet müdahale planlarının hazırlanacağı belirtildiği ve yeni hazırlanacak planlar yürürlüğe girinceye kadar mevcut planların uygulanmasına devam edilir hükmü öngörüldüğü halde 24 Ağustos 2022 tarihine kadar yeni ulusal afet müdahale planı hazırlanması gerektiği halde bu 6 aylık süre içerisinde yeni Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) neden vaktinde hazırlanmadı?
- On binlerce insanın hayatını kaybettiği ve yaralandığı deprem felaketinin meydana geldiği 6 Şubat 2023 tarihinde AFAD kurumsal sitesinde yürürlükten kaldırılan eski yönetmelik döneminde hazırlanan Türkiye Afet Müdahale Planı olduğu halde, bu felaketten 4 gün sonra bu eski Türkiye afet müdahale planı siteden kaldırılarak 10 Şubat 2023 tarihinde Türkiye Afet Müdahale Planı adı ile yeni bir plan AFAD kurumsal sitesine yüklendi. Eski ulusal müdahale planı olan Türkiye Afet Müdahale Planı ekleri ile birlikte toplam 44 sayfa olduğu halde, 10 Şubat 2023 tarihinde AFAD kurumsal sitesine yüklenen ulusal afet müdahale planı niteliğindeki yeni Türkiye Afet Müdahale Planı ekleri ile birlikte toplam 65 sayfa sayfa olduğu bu yeni yayınlanan afet planında hazırlandığı ya da yayınlandığı tarihe ilişkin neden hiçbir ibare bulunmuyor? Halbuki eski plan olan Türkiye afet planının her sayfasında alt bilgi olarak Aralık-2013 tarihinin yazılı olduğu; 4 gün ara ile AFAD kurumsal sitesine yüklenen planlar arasındaki fark nedir?
- Cumhurbaşkanlığı tarafından 24 Şubat 2022 tarihinde çıkartılan yönetmeliğin 6. maddesi hükmü uyarınca yapılacak olan yeni Türkiye Afet Müdahale Planı Cumhurbaşkanı kararıyla yürürlüğe gireceği ve Resmi Gazetede yayınlanacağı belirtildiği halde yeni yapılan planın yürürlüğün girdiğine dair Cumhurbaşkanı kararı var mı? Varsa böyle bir karar ile yeni yapılan Türkiye Afet Müdahale Planı (10 Şubat 2023 tarihinde AFAD kurumsal sitesine yüklenen) Resmi Gazetede yayınlandı mı?
- Cumhurbaşkanlığı 5211 sayılı Afet Ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliğinin 21 maddesinde koordinasyon birimlerinin sayıldığı, bu birimler arasında bulunan ve aynı yönetmeliğin 4/f maddesinde tanımı yapılan: Yaşanabilecek afet ve acil durumlara yönelik risk faktörlerini belirleyerek öncesinde yapılması gereken koruyucu ve önleyici faaliyetler ile afet ve acil durum sonrasında yapılması gereken çalışmalar hakkında öneriler sunmak ve kurumlara rehberlik yapmak, afet ve acil durumlara ilişkin politika ve öncelik tekliflerini belirlemek amacıyla, İçişleri Bakanının başkanlığında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ilgili bakan yardımcıları ve Türkiye Kızılay Derneği ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü temsilcilerinden oluşan Afet ve Acil Durum Kurulu felaketin ilk günü ya da şimdiye kadar toplandı mı, yaşanan felakete dair gerekli koordinasyonu sağlayabildi mi?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, deprem bölgesindeki il valileri ve bir kısım belediye başkanları ile görüştüğüne dair mesaj Cumhurbaşkanlığı Twitter hesabından 6 Şubat 2023 tarihinde saat 06:21 de paylaşıldı. Cumhurbaşkanı’nın ilk 2 saat içerisinde bu depremden haberinin olduğu sonucuna varabiliyoruz. Bazı basın yayın organlarında çıkan haberlere göre, ilk etapta bölgeye TSK’ya bağlı İnsani Yardım Tugayı’nı gönderirken; ilk depremden yaklaşık 32 saat sonra, salı günü saat 14.00 sularında 2. Ordu Komutanlığı’na bağlı tüm komando tugaylarının deprem bölgelerine sevk edileceği açıklandı. Deprem bölgesine asker sevk edileceğine dair depremden 32 saat sonra yapılan açıklama ve bunun ardından askerlerin fiilen kaç saat sonra afet bölgesine intikal ettiklerinin tespiti büyük önem arz ediyor. Zira mevsim ve bölge şartları itibarıyla oldukça soğuk hava koşulları da gözetildiğinde bu konuda zamanında verilecek bir karar ve gecikmeksizin yapılacak bir müdahale, enkaz altında kurtarılmayı bekleyenler için ne kadar önemli olduğu herkesin malumu. Deprem haberi alındıktan sonra, insani yardım ve kurtarma hizmetleri için görev almak üzere, afetin meydana geldiği ilgili vilayetler ve ilçeler ile civarındaki hangi askeri birliklerden, kaç asker, hangi gün, hangi saatte deprem bölgelerine fiilen intikal etti? Felaketin meydana geldiği illerin valileri, doğrudan kendileri bu kararı aldılar mı? Bu kararın alınması için İçişleri Bakanı ya da Cumhurbaşkanı’nın uygun görüşünü beklediler mi? Veya ne kadar beklediler?
- Sosyal medyada yayılan bir kısım haberlerde bazı askerlerin kendi birlik komutanlarından kurtarma faaliyetlerine katılmak amacıyla deprem bölgesine gitmek için izin istedikleri halde buna olumlu cevap alamadıkları bilgisi yer aldı. Bu iddialar doğru mu?
***
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre yürütmenin başı olan başta Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, AFAD kurumu başkanı ile bu kurumun sorumlu görevlileri, Afet ve Acil Durum Kurulu üyeleri, felaketin meydana geldiği İl Valileri ve Kaymakamlarının yukarıda bahsedilen hususları cevaplandırmaları gerekmektedir!
Bu soruların doğru ve samimi cevaplarının, binlerce kişinin ölümü ve yaralanmasından, milyonlarca insanın ev ve hayallerinin yıkılmasının sorumluları tarafından verilmeyeceğini, verdikleri takdirde suçlarının ikrarı olarak algılanıp hukuk, toplum ve tarih önünde yargılanmaları ve mahkumiyetleri sonucunu doğuracağını düşünmek zor değil.
Bu soruları sormaktaki amacım samimi şekilde bu olayı soruşturacak resmi makamlara, sivil toplum örgütleri ile olayın takipçisi olacak vicdanlı insanlara katkı sunmaktır.
***
Not: Yukarıda bahsi geçen mevzuat hükümlerinden 7126 sayılı yasa ve 7269 sayılı yasa 1960 yılında önce çıkartılmış ve halen yürürlükte olan 2 yasadır; bu iki yasa dışındaki bahsi geçen diğer yasa, kanun hükmünde kararname, yönetmelik ve planların hepsi Recep Tayyip Erdoğan döneminde ve birçoğu kendi imzasıyla hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***