– Ukrayna savaşının başlamasının ardından bir milyona yakın Ukraynalı sığınmacının geldiği Almanya’da, düzensiz göçün de son yılların en yüksek seviyelerine ulaştığı, mültecilerin dağıtıldığı pek çok belediye ve yerel yönetimin kapasitelerinin sınıra dayandığı yönündeki haberler son haftalarda arttı.
Farklı partilere mensup belediye başkanları ve yerel yöneticilerin Almanya Başbakanı Olaf Scholz’a acil tedbirler alınması talebiyle bir açık mektup kaleme alarak çağrıda bulundukları da kamuoyuna yansıdı.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre, onlardan biri de Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Bergstrasse bölgesi kaymakamı Christian Engelhardt oldu. Hafta içinde Deutschlandfunk kamu radyo kanalına konuşan Engelhardt, kendi bölgelerine gelenlerin yarısının Ukraynalı, diğer yarısının da üçüncü ülkelerden olduğunu söylemiş, şu dönem “üçüncü ülke” diye nitelendirilen ülkelerden gelenlerin başını kendi bölgelerinde Türkiye’den gelenlerin oluşturduğunu vurgulamıştı. Engelhardt, görülen hızlı artış üzerine konut bulmada sorunlar yaşandığını, çadırdan geçici konutlar kurulduğunu söylemiş, düzensiz gelişlerin durdurulması çağrısında bulunmuştu.
MUHALEFETTEN MÜLTECİ ZİRVESİ ÇAĞRISI
Eyalet ve yerel yönetimlerden gelen tepkinin ardından ana muhalefet bloku Hristiyan Birlik (CDU ve CSU partilerinden oluşuyor), federal hükümetten eyalet hükümetleriyle bu konuda bir zirve düzenlemesini talep etti. Hristiyan Birlik Meclis Grup Genel Sekreteri Thorsten Frei, Tagesspiegel gazetesine verdiği söyleşide, iltica amaçlı yaşanan düzensiz göçe sınırlama getirilmesini ve sığınmacıların dağıtımı, finansmanı ve barınmaları konusuna derhal çözüm bulunmasını talep etti. Frei, bu amaçla federal hükümetle eyalet yönetimlerinin bir zirve düzenlemesi gerektiğini de savundu. Ancak Frei’a göre böylesi bir zirvede konu masrafların üstlenilmesi ve sığınmacıların barınması meselesiyle sınırlı kalmamalı, iltica amaçlı düzensiz göçün sınırlanmasına iliskin etkin tedbirlerin ele alınması da şart.
Federal sisteme sahip Almanya’da Hristiyan Birlik bloku federal bazda muhalefette olsa da pek çok eyalette iktidarda olduğundan Berlin ile eyalet hükümetleri arasında zaman zaman gerilimler yaşanıyor.
Nüfus yoğunluğu en yüksek eyalet olan ve çok sayıda Türkiyeli’nin de yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin CDU’lu Başbakanı Hendrik Wüst örneğin, kısa süre önce kendileri ve yerel yönetimlerin kapasitesinin üzerinde yük taşımak zorunda olduğuna işaret ederek mültecilerin sayısı konusunda uyardı. Welt am Sonntag gazetesinde mültecilerden sorumlu Federal İçişleri Bakanı, Sosyal Demokrat Parti’li Nancy Faeser’e açık mektubu yayınlanan Wüst, Berlin’den vaat edilen maddi yardımların derhal verilmesini de talep etti. Mültecilerin barınması için federal hükümetin hazır ettiği ve sunduğu konutların da kullanımına uygun olmayacak kadar bakımsız ve kötü durumda olduğunu ileri sürdü.
REKOR SAYIDA İLTİCA BAŞVURUSU YAPILDI
Almanya’da geçen sene 218 bin civarında iltica başvurusu yapıldı. Bu rakam 2016’dan beri kayda geçen en yüksek sayı.
Ukrayna’daki savaştan gelerek Almanya’ya sığınan kişi sayısı ise yaklaşık bir milyon. İltica başvurusu yapma zorunlulukları bulunmayan Ukraynalı sığınmacılar, doğrudan koruma hakkı alabiliyorlar. Dolayısıyla iltica eden 218 bin kişi başka ülkelerden gelenlerden oluşuyor. Bunlar arasında da Türkiye’den gelenler Suriye ve Afganistan’dan gelenlerin ardından üçüncü sırada yer alıyor. 24 bin civarında iltica başvurusuyla Türk vatandaşlarının iltica başvuruları geçen yıla göre yaklaşık yüzde 239 oranında artış kaydetti.
Bild gazetesinin haberine göre, eyaletlere dağıtılan mülteci oranları da farklıklar gösteriyor. Saksonya yüzde 18 ile en az sığınmacı kabul eden eyalet olurken, Kuzey Ren-Vestfalya’da bu oran yüzde 58 ile yüksek.
ALMANLARIN YARISI FAZLA SIĞINMACI ALINDIĞI GÖRÜŞÜNDE
INSA kamuoyu araştırma şirketinin Bild gazetesi için yaptığı ankete göre Almanya’da vatandaşların yüzde 51’i Almanya’nın görece fazla sığınmacı aldığı görüşünde. Ankete katılanların yüzde 33’ü mülteci sayısını uygun ve yerinde bulurken yüzde 11’i de Almanya’nın daha fazla sığınmacı alması gerektiğini savunuyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da Almanya’nın Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dışından nitelikli işgücü göçü alması gerektiğini savunurken, iltica şansı kesinlikle olmayanların da tutarlı bir şekilde sınır dışı edilmesi gerektiğini tekrarladı. Scholz, “Gerçekten korunmaya ihtiyacı olanları alma garantisi veriyoruz, ancak korunmaya hakkı olmayanların da ülkesine geri gönderilmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu. Bunun için ilticacıların geldiği ülkelerin de vatandaşlarını geri almaları şartı arandığını, bu yönde de çalışmaların sürdüğü belirtildi. Bazı ülkeler, özellikle suça karışmış vatandaşını geri almaya yanaşmıyor.
Alman hükümeti, ülkedeki kalifiye işgücü açığını kapatmak amacıyla nitelikli işgücü göçünü hızlandırmayı ve eş zamanlı olarak iltica şansı olmayanları da geri göndermeyi hedefliyor. hükümet, bu yönde yeni bir sorumlu da atadı. Kuzey Ren-Vestfalya eski Başbakan Vekili ve Uyum Bakanı Joachim Stamp, hükümetin Sığınmacı Anlaşması Özel Yetkilisi oldu. Göreve bu hafta başlayan Stamp, düzenli göç için partner ülkeler ile kotalar üzerinden kalifiye işgücü göçünü sağlamak, sabıkası olan veya suça karışmış sığınmacıların da sınır dışı edilmesini sağlamak üzere ilgili ülkelerle müzakere etmeye yoğunlaşacak. (Kaynak)
Almanya Başbakanı: 2030’a kadar 6 milyon kalifiye işçiye ihtiyacımız var
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***