MELİHA YILDIZ
Hiçbir güvenliği olmayan deprem bölgesinde, çadırlarda barınma sağlayan aileler, çocuklarının kaçırılabileceği endişesiyle geceleri uyumamaktadır.
Afetlerden sonra kurulan yaşam alanlarında çocuklar hem tanıdıkları hem de tanımadıkları kişiler tarafından cinsel istismara açık hale gelir. Afet sonrası kurulan yaşam alanlarında, çocuklarında bulunduğu çadırların çok kalabalık olması, herkesin ortak mekanı kullanmak zorunda kalması, çocuklara yönelik cinsel taciz ve istismarı arttırmaktadır.
Çocuklar yaşadıkları barınaklar dışında da cinsel istismara uğramaktadır.
Yakın zamanda Türkiye’de kurulan özellikle mülteci kamplarında birçok çocuk kamp görevlilerinin cinsel istismarına maruz kalmıştır.
2016 yılında Gaziantep’in Nizip ilçesinde kurulan, AFAD’a bağlı kampın temizlik görevlisi Erdal E.’nin. 30 Suriyeli çocuğa cinsel taciz ve istismarda bulunması meclis gündemine taşınmıştır. Erdal E.’nin yaşları 8 ile 12 arasında değişen çocukları 1,5 – 2 lira gibi paralar karşılığında istismar ettiği öğrenilmiştir.
2011 Van Depremi sonrası Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nde temizlik işçisi olarak çalışan M.C. , sokakta oynayan H.A.’yı , il müdürlüğü bahçesinde bulunan ve deprem nedeniyle kurulan çadıra yemek verme bahanesiyle götürerek cinsel istismarda bulunmuştur.
Afet sonrası kurulan yaşam alanlarında çocukların cinsel istismara maruz kalmasının başka bir nedeni de kadınların ve kız çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kamp görevlileri tarafından fuhuş yapmak zorunda bırakılmalarıdır.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Ceylanpınar Kaymakamlığı’na bağlı Telhamut çadır kentinde kalan mülteci kadınlar ve kız çocukları, erkek kamp çalışanları tarafından temel ihtiyaç maddeleri için, kimi zaman bir paket süt veya mama karşılığında fuhuşa zorlanmış.
ÇOCUKLAR DEZAVANTAJLI GRUP
17 Ağustos Depremi sonrasında da kadınlar ve kız çocukları temel ihtiyaç maddelerini karşılayabilmek için kamp görevlileri ve askerler tarafından cinsel şiddet ve istismara maruz kalmışlardır. Afet sonrası kız çocuklarının cinsel istismarının başka bir boyutu ise çocuk yaşta evlilik. Afetzedelerin yaşadığı bölgelerde kız çocuklarının evlendirilmesinde artış görülmektedir. Türkiye’de mülteci kamplarının bulunduğu illerde, kız çocuklarının evlendirilerek istismar edilmesine kültürel olarak sevapta bulunma olarak bakılmaktadır.
Afet bölgelerinde çocuklar, en dezavantajlı gruplardan. Deprem sonrasında çocuklarımızın can güvenliğinin bile sağlanmadığını, çocuklarımızın can güvenliğini sağlamakla görevli olanların çocuklarımız için tehdit olduğunu çok açık gördük. Bu sebeple çocuklarımızın güvenliğinin nasıl sağlayacağı konusu ailelere ve çocuğun yararını gözeten sivil toplum kuruluşlarına kalmıştır.
Deprem sonrası bir refleksle, kadınların ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan Mor Yerleşke buna güzel bir örnektir. Bu sivil oluşumları güçlendirerek ve çoğaltarak çocuklarımızın güvenliğini sağlayabiliriz.
Meliha Yıldız: 1975’te, cinsel istismar da dâhil birçok ihmal ve olumsuzluğun yaşandığı bir evde doğdu. Kırk dört yaşına geldiğinde, bir video-röportajla yaşadığı cinsel istismarı anlattı, bu onun için mağdurluktan aktivistliğe giden yolculuğun başlangıcı oldu. Türkiye’de, aile içi cinsel istismarın “mağdur” tarafından anlatıldığı ilk kitap olan Kutsal Tecrit’i 2021 yılında yazdı. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili yaptığı çalışmaları https://melihayildiz.org/ sitesinde paylaşmaya devam ediyor.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***