Artı Gerçek – Uluslararası Af Örgütü, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından Türkiye ve Suriye’deki insan hakları ihlallerine ilişkin dokuz sayfalık bir rapor yayınladı. Raporda “Bu tür kriz dönemlerinde insan hakları askıya alınamaz” vurgusu yapıldı. Af Örgütü, “yaşama, keyfi gözaltına karşı korunma, kişi güvenliği, işkence ve kötü muameleye maruz kalmama” haklarının, “ifade ve toplanma özgürlüğünün”, “sığınmacılara ve ilticacılara uluslararası koruma sağlama ve bunu güvence altına alma yükümlülüğünün” kriz dönemlerinde de devletlerin temel yükümlülükleri arasında olmayı sürdürdüğünü vurguladı.
Af Örgütü raporunda, Türkiye’de deprem sonrası günlerde medya üzerinde artan baskı ve Twitter ile TikTok’a yasak getirilme girişimi eleştirildi. “Devletler ifade özgürlüğü hakkına saygı göstermek, bu hakkı geliştirmek ve gereğini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu hakka yönelik her türde kısıtlama yasada belirtilmiş, gerekli ve orantılı olmalıdır” denilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:
‘ENKAZ ALTINDAKİLER SOSYAL MEDYAYI KULLANIRKEN…’
“Türkiye’de, deprem enkazı altında mahsur kalan insanlar kurtarılmak için sosyal medya aracılığıyla nerede olduklarını duyuruyordu. Türkiye hükümetinin 8 Şubat’ta Twitter ve Tik Tok’a getirdiği açık yasak benzeri kurtarma çabalarına bir darbeydi. VPN (Sanal Özel Ağ) gerekmeden erişim tekrar sağlanabilse de böyle bir yasak, devletin meşru amacına ulaşmak doğrultusunda gerekli ve orantılı değildi. Bu amaç, hayat kurtarıcı teknolojilere erişimi kolaylaştırmak olmalıydı. Yetkililerin kriz yönetimlerine yöneltilen eleştirilerden rahatsızlık duyması nedeniyle bu teknolojilere erişim engeli getirilmesi meşru amaç kapsamında değerlendirilemez.”
Raporda, “Dezenformasyon ciddi bir kaygı olsa da onu engellemenin temel yolu daha fazla basın özgürlüğü sağlamaktır” denildi.
‘KOORDİNASYON, TEKNOLOJİ, TEÇHİZAT EKSİKLİĞİ…’
Af Örgütü raporunun yaşama hakkı başlığında ise “Türk yetkililer uluslararası destek çağrısı yaptı ancak bu gelirken, koordinasyon, personel ve ağır makinelerle uzman arama kurtarma teknolojisi dahil olmak üzere, teçhizat eksikliği hayat kurtarıcı müdahaleye engel oldu” ifadeleri kullanıldı.
‘İŞKENCE YASAĞININ İSTİSNASI YOKTUR’
Raporda, deprem sonrasındaki günlerde keyfi gözaltı işlemlerine, gözaltında işkence ve kötü muamele iddialarına da dikkat çekildi. Örgüt, “İşkence ve zalim, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelede bulunma yasağı katidir; bunun ulusal acil durum dönemleri dahil olmak üzere istisnası yoktur” diyerek şöyle devam etti: “Türkiye’de deprem sonrasında yağma yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan kişiler gözaltında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldı.”
SIĞINMACILARA AYRIMCILIK
Af Örgütü, sığınmacı ve iltica başvurusunda bulunan kişilerin koruNma hakkına sahip olduklarını da vurguladı: “Suriyeli sığınmacıların ırkçı saldırılar ve/veya nefret söylemlerinde hem siviller hem de devlet aktörlerince fiziksel şiddetin ve sözlü tacizin hedefi olduklarına dair Türkiye’de güvenilir raporlar bulunuyor.” (HABER MERKEZİ)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***