AMED – Görevden alınarak yerine kayyım atanan Sur Belediye Eşbaşkanı Filiz Buluttekin, iktidarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerine sürdürdüğü gündemi, “Eğer muhalefet ciddi bir tutum geliştirmiş olsaydı bunlar yaşanmayacaktı” diye değerlendirdi.
AKP- MHP iktidarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kaybettiği 2019 yerel seçimlerinden sonra sürdürdüğü baskı politikalarını ve Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını değerlendiren yerine kayyım atanan Sur Belediyesi Eşbaşkanı Filiz Buluttekin, yerlerine kayyım atandığında tepkisiz kalan muhalefetin bugün aynı sonuçla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Kurdistan kentlerindeki belediyelere kayyım atama sürecinde muhalefetin sessizliğine dikkat çeken Buluttekin, “Kürt seçilmişlere sahip çıkılsaydı, Bekir Kaya, Selçuk Mızraklı, Gülten Kışanak ve diğerleri cezaevinde olmazdı. Seçilmişlerimizin tek ‘suçu’, topluma dayalı bir çalışma yürütmek ve halk belediyeciliği anlayışını savunmaktır. İktidar, irade gaspı gerçekleştirdi” diye belirtti.
‘KAYYIMLAR TÜRKİYE’NİN SORUNU OLMALIYDI’
Kurdistan’daki belediyelere yapılan siyasi darbelerin İstanbul’da da denenmek istendiğini belirten Buluttekin, şöyle devam etti: “İmamoğlu’na verilen hapis cezasının nedeni İstanbul’u tekrar kendi himayesine almaktır. Kurdistan’da belediyelere atanan kayyımlar sadece Kürtlerin sorunu değil. Kayyımlar, Türkiye halkının sorunu olmalıydı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne atanması düşünülen kayyıma karşı, herkes mücadele etmeli. Demokrasi isteyen bütün halklar, birbirine sahip çıkmalı. Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası siyasi darbenin en büyük örneği. Kurdistan’da belediyelere atanan kayyımlara yeterince ses çıkarılsaydı, bugün milyonlarca Kürt’ün oylarıyla irade gaspı söz konusu olmazdı. Eğer muhalefet ciddi bir tutum geliştirmiş olsaydı bunlar yaşanmayacaktı.”
ORTAK MÜCADELE VURGUSU
Kayyım ve siyasi darbelere karşı ortak mücadelenin önemine dikkat çeken Buluttekin, sözlerini şöyle tamamladı: “Kazanımlarımızdan geri adım atmayacağız. 40 yıllık bir mücadeleden geliyoruz. Parti kapatmakla, hazineyi kesmekle, siyasi darbe ve operasyonlarla, bir çözüm sağlayamazlar. Bugün Kürt sorununu yok saymakla dilini ve kimliğini kabul etmemekle olmaz. Milyonlarca oya sahip olan bir halk var. Demokratik bir ülkede özgür bir yaşam istiyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***