İSTANBUL – Yazar Ayşegül Devecioğlu, Türkiye’nin demokratik bir Anayasa ile nefes alabileceğine işaret ederek, “Öncelikle faşizmin kurumsallaşmasını engellemek, tek adam rejimini ‘def’ etmek gerekir” dedi.
AKP, iktidara geldiği Aralık 2002’den bu yana topluma “sivil bir anayasa” vaat ediyor. Ancak aradan 20 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen 12 Eylül 1980 askeri darbesi ürünü olan Anayasa değiştirilmedi. AKP’li yetkililer, geçtiğimiz yılın son aylarında da yeni Anayasa tartışmasını gündeme getirdi. AKP’nin 2023 hedefleri arasında ise, “Modern ve gelişen Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda çok daha özgür, demokratik ve şeffaf bir anayasa hazırlanacak” vaadi yer aldı. Muhalefet partileri, söz konusu tartışmaları yaklaşan seçimlerle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiyor.
Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyon üyesi yazar Ayşegül Devecioğlu, iktidarın Anayasa değişikliği talebini değerlendirdi.
DEMOKRATİK ANAYASA
Türkiye’nin hala 12 Eylül Anayasası ile yönetildiğine dikkati çeken Devecioğlu, 12 Eylül’den günümüze yapılan değişikliklerin ise farklı kimlikleri ve inançları, düşünce ve ifade özgürlüklerini korumadığını söyledi. Ülkenin demokratik bir Anayasa’ya ihtiyacı olduğunu dile getiren Devecioğlu, yeni Anayasa’da Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere tüm inanç ve kimliklerin eşit olması gerektiğini vurguladı. Devecioğlu, Türkiye halklarının rahat bir nefes almasının tek yolunun demokratik bir Anayasa ile mümkün olabileceğinin altını çizdi.
‘TÜM KESİMLER SÜREÇTE OLMALI’
Tüm kesimlerin yeni Anayasa çalışmasının hazırlık sürecinde yer alması gerektiğini ifade eden Devecioğlu, “Eğer bir Anayasa sürecine girilecekse önce ifade ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmalıdır. 2011’de herkesi ‘terörist’ ilan eden ‘Terörle Mücadele Kanunu’ndaki maddeleri başta kaldırılma. İkincisi Anayasa süreci için yarın mutlaka bir siyasi af çıkarılması gerekir ki toplum olarak özgür koşullarda bir süreci tartışabilelim. Yine bugüne kadar mevcut hukuk sisteminin mahkum ettiği insanların bir şekilde Anayasa sürecine dahil edilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
‘TEK ADAM REJİMİ DEF EDİLMELİ’
Anayasa’nın toplumsallaştığı ölçüde demokratikleşeceğini kaydeden Devecioğlu, böylelikle Türkiye’nin toplumsal krizden çıkarak, Demokratik Cumhuriyet’in inşa edebileceğine işaret etti. Devecioğlu, şunları söyledi: “Demokratik Cumhuriyet diye tarif edilen; eşit yurttaşlık, halkın katılım ve denetim mekanizmalarının sağlandığı, yerel demokrasinin güçlendirildiği bir ülkede yaşamak esastır. Zaten bu seçim sürecinde de en azından Emek ve Özgürlük İttifakı bu temel taleplerle sürece dahil olacaktır. Bu seçim sürecinde alınacak sonuçlara göre Türkiye’de yeniden ve demokratik bir Anayasa sürecinin başlayacağını düşünüyorum. Ama bunun sağlanması için öncelikle faşizmin kurumsallaşmasını engellemek, tek adam rejimini ‘def’ etmek ve ülkede yarattığı büyük yıkımı toplumu dışarıda bırakmadan onarmaya çalışmak gerekir.”
‘KÜRTLERSİZ ANAYASA YAPILAMAZ’
Devecioğlu, 1921 Anayasa’sının bugünkü Anayasa’dan çok daha toplumsal olduğuna işaret ederek, Kürt halkının taleplerini içermeyen hiçbir Anayasa’nın çözüm getiremeyeceğini vurguladı. Devecioğlu, “Kürtlerin demokratik taleplerinin olmadığı hiçbir Anayasa, ne çözüm olur ne de yeni bir Anayasa olur. Çünkü bu ülkenin 40 yıldan beri en önemli sorunu demokrasi sorunudur. Kürtlerin bu ülkenin topraklarında kendilerini yönetme hakkı, anadillerinde konuşarak, eşit yurttaşlar olarak yaşama hakkı, Türkiye’nin temel meselelerden bir tanesidir. Bu meseleyi çözmeden demokratik Anayasa’dan ve demokrasiden söz edemeyiz. Bu sürdüğü müddetçe Türkiye’nin kaynaklarının savaşa harcanmasını önleyemeyiz. Derin devlet eliyle yaratılan kontrgerilla dediğimiz yapı, kendisini Kürt meselesi üzerinden yapılandırıyor. ‘Beka’ denilen, egemenlerin çıkarlarıdır. Bugün savaş ve operasyonlar, toplumun yüzde 90’nına zararı var” şeklinde konuştu.
MA / Esra Solin Dal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***