Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre; kararda “isabetsizlik bulunulmadığını” iddia eden İstinaf Mahkemesi, oy birliği ile aldığı başvurunun reddi kararını şu ifadelerle açıkladı: “Yapılan yargılamaya, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, karar yerinde gösterilip incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli delillere, mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınarak, savunmanın inandırıcı gerekçelerle reddedilmesine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine (…)”
İstinaf kararını değerlendiren Gök’ün avukatı Resul Temur, “Abdurrahman Gök, yargılandığı mahkemeye sosyal medya paylaşımlarına konu fotoğrafların haber çıktılarını, fotoğrafların öykülerini yazdığı savunma dilekçesiyle birlikte sundu. Buna rağmen ilgili haberler ve gazeteci kimliğine dair bir tartışma yürütmeden cezalandırılmasına karar verildi. Oysa TMK 7/2 son fıkrası haber verme amacı ile paylaşılan ve eleştiri sınırını aşmayan paylaşım ve ifadelerin suç unsuru olarak değerlendirilmemesi gerektiğini hüküm altına alarak, gazeteciyi yaptığı haberlerden dolayı korumayı amaçlamaktadır. Abdurrahman Gök’e verilen cezanın hukuki olmadığı, mahkemenin hukuki amaçlarla hareket etmediği herkes tarafından biliniyordu. Mahkeme hukuki yaklaşmadığı gibi kanun maddelerini de uygulamaktan kaçınmıştır” diye konuştu.
BİR ÜST MAHKEMEYE TAŞINACAK
Yerel mahkemenin kararında isabetsizlik bulunduğu için kararı istinaf ettiklerini söyleyen Temur, “Kararın hukuki ve hatta kanuni ölçülere uymadığı sebebi ile yaptığımız istinaf başvurusu, 3 ay gibi kısa bir süre içerisinde matbu gerekçeler ile esastan reddedildi. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunu esastan reddederken, başvuru dilekçemizi, dilekçemizde yer alan itirazlarımızı, mahkemeye sunduğumuz haber görsellerini kararında tartışma gereği dahi duymamıştır. İstinaf Mahkemesi, kararı dosya özgünlüğünde gerekçelendirilmemiş ve bu hali ile gerekçeli karar oluşturma hükmüne aykırı hareket etmiştir. Bu karar istinaf mahkemelerinin hukuki bir bakış içerisinde olmadıklarını ve toplumu ilgilendiren haberler ile düşüncelerin topluma ulaşmasını sağlayan gazetecileri cezalandırmayı amaçladıklarını ortaya koymaktadır. İlgili kararın hukuki ve kanuni olmaması sebebi ile temyiz başvurusunda bulunacağız” dedi.
NE OLMUŞTU?
Üniversite öğrencisi Kemal Kurkut, Diyarbakır’da katıldığı 2017 yılı Newroz kutlaması sırasında, polisler tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybetmişti. Olayın akabinde açıklama yapan Diyarbakır Valiliği, öldürülen Kurkut’un “canlı bomba olduğu şüphesiyle” vurulduğunu açıklamıştı.
Ancak olayın ertesi günü, KHK ile kapatılan dihaber’in vurulma anına dair servis ettiği fotoğraflar gerçeği açığa çıkarmış, Diyarbakır Valisi, Emniyet’in verdiği bilgiler doğrultusunda açıklama yaptığını ve bu nedenle “üzüntü duyduğunu” belirtmişti. Fotoğrafların yayınlanması ardından Y. Ş. ve O.M. isimli polisler gözaltına alınmıştı.
Bu isimlerden O.M. savcılık tarafından serbest bırakılmıştı. Kurkut’un ölümüne yol açan kurşunların kendi silahından çıktığı tespit edilen polis memuru Y.Ş. ise tutuklanma talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliği tarafından “adli kontrol şartıyla” serbest bırakılmıştı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***