YORUM | M. NEDİM HAZAR
Yeşilçam’ın meşhur repliklerindendir. Mutlak kötü, filmin esas oğlanına yenilince acısını suçsuz insanlardan çıkarır ve şöyle bağırır; “sizi de yakacam, hepinizi yakacam!”
Birkaç kez daha yazmıştım. Söz Konfüçyüs’e atfedilir ve der ki; “Kaplana kanat takarsan, yapamayacağı kötülük kalmaz!”
Bu cümleyi okuyunca yazının başına çomarlar, yandaşlar, troller üşüşmesin hemen.
Zira Tayyip Erdoğan için yazmıyorum bunları.
En azından şimdilik.
Çünkü Erdoğan dikta rejiminin en primitif halidir.
Ondan çok daha gelişmişleri var.
Vladimir Putin gibi.
Bir çift kanada sahip olunca, Amerika’ya kadar müdahale edip, seçimlerini etkileyebilecek bir güce ulaştı Putin.
Şimdi de kendi gücünce dünyayı dizayn etmeye çalışıyor.
Bakmayın bizim siyasal İslamcılar Reislerine “Ümmetin lideri, dünya lideri” gibi kurusıkı isimler veriyorlar.
Putin’in dediklerinden bir milim dışarı çıkamaz Erdoğan ve iktidarı.
Bunu en iyi Putin bildiği için, Türkiye’deki seçimleri Erdoğan ve Saray kazansın diye, kendisi perişan haldeki durumuna bakmadan sürekli koltuk çıkıyor.
Oportünist zalimler, özellikle uluslararası oyunlarda çoklu beklentiye girerek hamle yaparlar.
Dediğim gibi Putin, bu yönüyle Erdoğan’dan birkaç sürüm daha üst model.
Dolayısıyla bir hamle yaparken, en az birkaç açıyla kazanacaksa yapıyor.
Türkiye ve Erdoğan ile ilgili yaptığı her hamlede en az üç-beş yönden kazançlı çıktı ve çıkıyor.
Hani tabir hoş değil ama hatırlarsınız Reis, Bilal Oğlan’a demişti ya “Kucağımıza düşecekler” diye.
Doğrudur, Erdoğan kendi ülkesindeki herkesi belki kucağına çekti ama kendisi de başta Putin olmak üzere, Araplar, Çin, ABD gibi pek çok ülkenin kucağında tatlı tatlı gevrekleniyor.
Bütün bunları ne için yazıyorum?
Lütfen en son Kur’an-ı Kerim’in yakılması olayına bir de bu açıdan bakınız diye.
Olay neydi?
Aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan, geçtiğimiz hafta Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran-ı Kerim yaktı.
Karara Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan jet tepki gelirken, bakanlıktan yapılan açıklamada “Ülkemizin tüm uyarılarına rağmen, İsveç’te bugün kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e karşı yapılan aşağılık saldırıyı en güçlü şekilde lanetliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Bu kadarla yetinmedi siyasal İslamcı iktidar.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de eyleme sert tepki göstererek “Bu bir ifade hürriyeti değildir; tüm insani değerlere karşı düşmanca bir yaklaşımdır. İsveç makamları insanlığa karşı suç olan bir eylemin parçası olmuştur” ifadelerini kullandı.
Ve tabii beklenen kontratak da gecikmedi.
İstanbul Beyoğlu’nda bulunan İsveç Konsolosluğu önüne gelen bir grup, İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına tepki gösterdi. Gruptan biri konsolosluğun girişindeki panoyu kırınca gerginlik yaşandı. Kalabalık İsveç bayrağını yaktı…
Faşist Rus zaten başlı başına oksimoron bir tanım gibi duruyor.
Hem de İsveç’te yaşayıp siyaset yapan faşist bir Rus var.
Eh tabii, bunun Putin’in beslemesi olduğunu vurgulamaya bile gerek yok.
Kur’an yakarak ne elde etmek istiyor olabilir ki?
Düşünsenize Çin çıkarlarının ülkedeki temsilcisi Doğu Perinçek bile Putin ile Sultanahmet’te namaz kılmaktan bahsederken, Putin Kur’an yaktırıyor!
Hem bu eylemi yapmak için niçin şeriatla yönetildiğini iddia eden İran ya da Suudi Arabistan elçiliğini değil de, Erdoğan’ın mekanını seçiyor?
Putin, bir taşla birkaç değil kuş sürüsü indirmek istiyor da ondan.
Birincisi İsveç’in NATO sürecini baltalamış oluyor.
Türkiye’yi galeyana getirerek, İsveç’in NATO’ya girmesine kerhen onay verdiği ABD görüşmelerinden hemen sonra yapıyor bunu.
İkincisi Erdoğan’a şahane bir seçim pası veriyor.
Üçüncüsü, Ukrayna’da beli kırıldıkça kendi halkının düşen desteğini “cambaza bak” illüzyonu ile gölgelemek istiyor.
Açıkçası İsveç hükümetinin bile böylesi bir tuzağa düşmesi ve oynanan bu açık oyunu bilse bile önemsemeden “Kur’an yakmak ifade özgürlüğüdür” gibi kendi ülkesindeki Müslümanlar da dahil, dünya üzerinde bu dine inananların nefretini kazanması, Putin’e yardımcı olmakta.
Türk siyasi tarihinin en çıkarcısı ve menfaati için kendi ailesini bile yakmaktan kaçınmayan Erdoğan’ın Putin’i attığı bu pası değerlendireceği muhakkak.
Allah var, muhalefet partileri de Erdoğan’ın kazdığı her tuzağa özenle düştükleri gibi, buna da gönüllü bir şekilde atladılar.
Kalemimin ucunda bir yazı var: “Erdoğan kazanacak ve Türkiye bitecek” başlıklı.
İnanın içimdeki minicik umut noktası bu yazıyı kaleme almamı engelliyor.
Ama galiba, başta Türk muhalefeti ve milleti olmak üzere, tüm dünya bu zokaları yutmaya teşne oldukça, kendimize bile söyleyemediğimiz en kötü senaryoya doğru gidiyoruz.
Yakacaklar memleketi…
Gerçekten yazık…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***