İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Haber Merkezi TR724

    Papa Leo, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlıyor

    Necip F. Bahadır

    Kod adı; Beyaz Toros!

    Rusya'dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

    Rusya’dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

    Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

    Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

    Irak’ta AVM faciası: Yangın çıktı, en az 69 kişi öldü

    Irak’ta AVM faciası: Yangın çıktı, en az 69 kişi öldü

    Kabine Toplantısı Bitti: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan LGS Yanıtı

    Kabine Toplantısı Bitti: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan LGS Yanıtı

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

    Hangi Abdülkadir? Dağ başında mezarı olan Abdülkadir…

    Hangi Abdülkadir? Dağ başında mezarı olan Abdülkadir…

    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    25 ülkeye ihracat yapan şirket konkordato ilan etti

    15 Temmuz öncesi Genelkurmay’da MİT ajanı: Fişleme ödülü olarak Tuğgeneralliğe yükseltildi

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    Herkesin 15 Temmuz’u var!

    Herkesin 15 Temmuz’u var!

    Tarihselcilik anlayışının riskleri (10)

    Tarihselcilik anlayışının riskleri (10)

    15 Temmuz sonrası Hizmet’te değişim

    15 Temmuz sonrası Hizmet’te değişim

    Yedi yüzlü madalyon: 15 Temmuz

    Yedi yüzlü madalyon: 15 Temmuz

    Bu yazıyı Erdoğan görmesin!

    Bu yazıyı Erdoğan görmesin!

    Görünmeyen felaket!

    Görünmeyen felaket!

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Haber Merkezi TR724

    Papa Leo, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlıyor

    Necip F. Bahadır

    Kod adı; Beyaz Toros!

    Rusya'dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

    Rusya’dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

    Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

    Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

    Irak’ta AVM faciası: Yangın çıktı, en az 69 kişi öldü

    Irak’ta AVM faciası: Yangın çıktı, en az 69 kişi öldü

    Kabine Toplantısı Bitti: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan LGS Yanıtı

    Kabine Toplantısı Bitti: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan LGS Yanıtı

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

    Hangi Abdülkadir? Dağ başında mezarı olan Abdülkadir…

    Hangi Abdülkadir? Dağ başında mezarı olan Abdülkadir…

    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    İşte 15 Temmuz’un gerçek yüzü: Darbe mi meşru savunma mı?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Şehit Semih Terzi neden infaz edildi?

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    Hakan Fidan’dan 15 Temmuz itirafı: ”Önceden koordine ettiği askerler Darbeci gibi davranıp sonra geri çekilmiş”

    25 ülkeye ihracat yapan şirket konkordato ilan etti

    15 Temmuz öncesi Genelkurmay’da MİT ajanı: Fişleme ödülü olarak Tuğgeneralliğe yükseltildi

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    Herkesin 15 Temmuz’u var!

    Herkesin 15 Temmuz’u var!

    Tarihselcilik anlayışının riskleri (10)

    Tarihselcilik anlayışının riskleri (10)

    15 Temmuz sonrası Hizmet’te değişim

    15 Temmuz sonrası Hizmet’te değişim

    Yedi yüzlü madalyon: 15 Temmuz

    Yedi yüzlü madalyon: 15 Temmuz

    Bu yazıyı Erdoğan görmesin!

    Bu yazıyı Erdoğan görmesin!

    Görünmeyen felaket!

    Görünmeyen felaket!

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
No Result
View All Result
Home Güncel

Sami Selçuk: Tek umut AİHM, o da olmasa düşünenlerin hepsi cezaevine girecek

SG by SG
6 Ocak 2023
in Güncel
0
Prof. Dr. Sami Selçuk’tan meslektaşlarına ‘çağrı’: Yargıç, falcılığa özenemez, hukuka dönün
PaylaşPaylaş


Eski Yargıtay Birinci Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, hukuksal düzenlemelerin demokratik ve anayasal bilinçle yapılması gerektiğini söyledi. Karar’daki ‘Hukuksal düzenlemeleri demokratik ve anayasal bilinçle yapalım’ başlıklı yazısında Sami Selçuk, “Başörtüsü konusunun anayasal düzeyde düzenlenmeye kalkışılması, her şeyden önce anayasa bilincinden yoksunluğun dışavurumu, kesin bir kanıtıdır. (…) Eğer hak ve özgürlükler, devletin lütfu değilse, devletin varlık nedeni onların bekçiliğini yapmaksa, amaç onları yaşanır kılarak insanları mutlu etmekse, “başörtüsü düzenlemesi”nin anayasal boyuta taşınması, demokrasi bilincinden ne denli uzak olduğumuzun ve bu konuda daha çok bekleyeceğimizin çarpıcı bir göstergesi olacaktır.” dedi.

Günümüz insanının ‘kafesteki kuş’ olmadığını aktaran Sami Selçuk, hak ve özgürlüklerin çiğnenmesinden devletin de sorumlu olduğunu anlattı. Devletin insana hizmet için var olduğunu belirten Prof. Dr. Selçuk, hukuk dışına çıkılarak alınan yargı kararlarını ‘katlanılmaz bir işkence’ olarak tanımladı. ‘Görünüşte Atatürkçüleri’ de eleştiren Selçuk, ardından şunları yazdı: “Evet, ülkemizde çok düşünce de var, çok parti de. Ama görünüşte ve boşuna. Nitekim düşünenlerin, inananların çoğu cezaevlerinde çürütülmüştür. Nazım Hikmet gibi. Günümüzde de böyle. Tek umut AİHM. O da olmasa düşünenlerin, inananların hemen hepsi cezaevlerine girecekler.”

Sami Selçuk’un konuyla ilgili yazısından bazı bölümler şöyle:

Anayasalar, bir toplumda birlikte yaşamanın ve özgür kıldığı bireyler karşısında devletin konumunu ve gücünün sınırlarını; yasama, yürütme ve yargılama erklerinin yetkilerini belirler. Özetle çağcıl anayasalar, “devlet için hukuk ve insan” diyen faşizme değil, Digesta gibi “insan için hukuk ve devlet” (hominum causa omne ius constitutum est) diyen insancı temele dayanır; hukuk ve toplumla ilgili olarak yalnızca genel ilkeleri düzenler.

Bu bağlamda anayasalara göre, hukukun öznesi, doğduğu anda bütün hak ve özgürlükleriyle dünyaya adım atan “şerefli” insandır. Kısaca anayasalar, kira geliri vergisi, otellerdeki kahvaltının nitelikleri, insanların nasıl giyinecekleri, başlarını nasıl örtecekleri gibi tekil olaylarla asla uğraşmaz, uğraşamaz. Çünkü bunlar, özünde anayasalarda ilke boyutunda yer alan düşünce ve inanç özgürlüğünün dışa yansıma biçimleridir. O kadar.

Eğer anayasalar, bu tür ayrıntılarla uğraşırsa adı üstünde anayasa olmaktan çıkar, yasa bile olamaz, sıradan bir tüzüğe, yönetmeliğe dönüşür.

Kimi yerlerde, sözgelimi, TBMM’de milletvekillerinin ya da duruşmada bir makamı temsil eden yargıçların, savcıların ve avukatların nasıl bir kılıkla görevlerini yapacakları da elbette belirlenebilir. Ama bırakınız devletin kuruluşu ve bireylerle ilişkisini düzenleyen anayasalarla, yasalarla bile değil. Tüzükler ve yönetmeliklerle.

Bu türden bir düzenlemeyle Anayasa, tüzükler, yönetmelikler düzeyine indirgenmiş; “anayasa bilinci”nin devlet ve yasama erki düzeyinde bile yokluğu cümle âleme sergilenmiş olacaktır. Bununla da kalınmayacak, eğer bir anayasa, bu türden ayrıntıları düzenlerse, o artık adı anayasa olan bir tüzük ya da yönetmelik olacaktır. O kadar.

Bütün bunları, Anayasa’yı koruyup kollayacaklarını şerefleri üzerine ant içerek söz verenlere anımsatmak isterim.

GÜNÜMÜZ İNSANI, ‘KAFESTEKİ KUŞ’ DEĞİLDİR

Hiç kimse çağcıl insanı kafesteki kuş ile karıştırmamalı. “Kafesteki kuş, verilen yem için minnettardır ama özgürce uçmak ister.” (Fuentes, Carlos, (Emrah İmre), Cennetteki Âdem, İstanbul, 2013, s. 36). Çağcıl (modern) toplumda hukukun öznesi olan insan ise, haklarının, özgürlüklerinin, bunların yansımalarının doğumla birlikte var ve doğal olduğunu bilir. Çağcıl insan, bu bilince ulaşmış insandır. İşte bu bilinçledir ki, çağcıl toplumlarda bireyler, hak ve özgürlüklerini kullanırken hiç kimseden izin almazlar.

DEVLETİN GÖREVİ VATANDAŞINI HİZMET ETMEKTİR

Bilirler ki, devletin ve devlette görev alanların ahlaksal ödevleri ve hukuksal görevleri, bu hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engellemek, sınırlamak değil, tam tersine onları yaşatmak, koruyup kollamaktır. Sözgelimi, valinin, kaymakamın görevi, bir devlet işlemini gündeme taşıyan bir gösteriyi engellemek değil, tam tersine onun sağlıklı biçimde gerçekleşmesini sağlamaktır.

Çünkü devlet de, vali de, kaymakam da, insan için, insana hizmet içindir, insanı daha özgür, daha insanca ve mutlu yaşatmak içindir. Yoksa insan; devlet, vali, kaymakam vb. için değildir. Bunun tersine davranan, sözgelimi, bir gösteriyi yasaklayan bir devlet, “insan, devlet içindir” anlayışını benimsemiş bir devlet; bu yasağı uygulayan görevli de, yetkisini kötüye kullanmış (TCY, m. 257) biridir. O kadar.

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN ÇİĞNENMESİNDEN DEVLET DE SORUMLUDUR

Bütün bu nedenlerle aslında bir toplumun bireyleri, hak ve özgürlüklerin bilincine ulaşmış bir uygarlığın bireyleri iseler, o ülkede bu hak ve özgürlükleri öngören bir anayasaya bile gerek yoktur. Çünkü o ülkede her birey, aslına devletin kendisi için, kendisinin hak ve özgürlüklerini korumak için var olduğunun bilincindedir. Bilir ki, bu değerlerin çiğnenmesi durumunda sadece onları çiğneyen suçlular değil, onları korumakla yükümlü olan devlet de sorumludur.

Eğer bu çiğneme, suç boyutuna ulaşmışsa, devlet koruma ve önleme yükümlülüğünü yerine getirememiş demektir. Dolayısıyla mahkemede sadece o eylemi işlediği ileri sürülen sanık(lar) değil, devlet de yargılanır. Bu yüzden savcılar, sanık yararına olan kanıtları da toplamak zorundadırlar (Ceza Yargılama Yasası, m.170/5).

ANAYASA BİLİNCİNDEN YOKSUNLUĞUN KANITI

Bütün bunların ışığında baktığımız zaman, “başörtüsü” konusunun anayasal düzeyde düzenlenmeye kalkışılması, her şeyden önce anayasa bilincinden yoksunluğun dışavurumu, kesin bir kanıtıdır.

Yalnızca o da değil. Bireylerin hak ve özgürlüklerinin hala anayasalarla lütfedildikleri inancını taşıdıklarının da belgelenmesi; bu belgeleme ise, hak ve özgürlüklerin, insana doğumla birlikte verildiği bilincinin yönetenlerde bile yerleşmediğinin çarpıcı bir itirafı ve kanıtıdır.

Yineleyelim. Eğer hak ve özgürlükler, devletin lütfu değilse, Devletin varlık nedeni, onların bekçiliğini yapmaksa, amaç onları yaşanır kılarak insanları mutlu etmekse, “başörtüsü düzenlemesi”nin anayasal boyuta taşınması, demokrasi bilincinden ne denli uzak olduğumuzun ve bu konuda daha çok bekleyeceğimizin çarpıcı bir göstergesi olacaktır. Böyle bir “şöhret ise, ölmün maskesidir. Kimseye miras kalmaz.” (Fuentes, op.cit. s. 55).

Çok üzücü.

Burada bir ayraç açmak isterim.

HUKUK DIŞI YARGI KARARI KATLANILMAZ BİR İŞKENCEDİR

Başörtüsü ile ilgili Anayasa Mahkemesinin kararı, “laiklik” diye, “laiklik” diye laikliğin çiğneyen yüz karası çarpıtılmış ideolojinin ürünü yanlış bir karardır. Bu kararı ilk inceleyip eleştirenlerden biriyim (Selçuk, Sami, Anayasa Yargısı, T. Barolar Birliği Dergisi, 1991, sayı: 3, sayfa: 266-277; Selçuk, Sami, Zorba Devletten Hukukun Üstünlüğüne, Ankara, 1999, s. 423-425).

Bir zamanlar Walter Benjamin, “hukuk, kurucu şiddet”tir, demişti. Gerçekten her karar, aslında hukuk adına oluşturulmuş meşru bir şiddettir. Eğer bir yargı kararı, bilim ve hukuk dışı gerekçeyle, daha doğrusu bahaneyle hukuku kullanmışsa, o karar, binlerce beyinlerden süzülüp gelen ilkelere ve kavramlara ters düşmüşse, şiddetin de ötesinde artık katlanılamaz bir işkencedir.

Nitekim bu işkenceyi gören Merhum Bülent Ecevit ve Merhum Mesut Yılmaz, Anayasa Mahkemesinin demokrasiye ve laikliğe kıyıcı o kararının nasıl aşılabileceğini görevim sırasında bana sorup durmuşlardır. Devlet üniversiteleri ise yürütme organlarından biri olarak, hukuka ve istençlerine (irade) ters düşse bile, Anayasa’nın buyruğunu yerine getirerek Mahkemenin karına uymak zorunda kalmışlardır (Anayasa, m. 153/son).

Şimdilerde ise, kimi üniversitelerin bu karara uymadıklarını bir kahramanlık gibi gösterenlere şunları anımsatmak isterim. Bu tür övünmeleri yansıtanlar, haksız da olsa mahkemenin verdiği ölüm cezası kararına uymanın bir yurttaşlık ödevi olduğunu belirterek ve kaçma önerilerini reddederek baldıran zehrini bundan 2424 yıl önce içmeyi göze alan Sokrates’in; “(…) yasalara, âdil oldukları için değil, yasa oldukları için güvenilip uyulmaktadır. Bu olgu, onların gücünün gizemci temelidir (…). (Essais, [texte établi et annoté par Robert Barral en collaboration avec Pierre Michel], Paris, 1967, s. 663) diyen Montaigne’in (1533-1592) bile gerisinde kalmışlardır.

GÜNÜMÜZ TÜRKİYESİ’NİN GERÇEK SORUMLULARI KİMLERDİR?

Şimdi ülkemizin aydınlarının hemen hepsi yakınıyor, daha önce Anayasa Mahkemesinin kararını alkışlayanlardan ve yaşananlardan. Öyleyse bugün “günümüz Türkiye’sinin gerçek sorumluları kimlerdir?” sorusunu sormalı, dürüstçe yanıtlamalıyız. Özellikle de bu dönemi yaşatanlardan çok, buna zemin hazırlayan salt duygusal Atatürk severleri, daha doğrusu “görünüşte Atatürkçü”leri de burada iç hesaplaşmaya çağırıyorum.

Geliniz bu hesaplaşmaya dünlere bakarak başlayalım.

Jacques Attali’ye göre, 1900 yılında bugünkü anlamda demokrasi hiçbir ülkede yoktu. 2006 yılında ise 119 ülkede, yani dünya devletlerinin % 62’sinde çok partili düzen bulunmaktadır. Ancak bunların sadece pek azında özlenen, en iyi (optimum) demokrasi vardır. Türkiye, ne yazık ki, araştırmalara göre, bu sonuncu kesimde, hatta kimi Afrika ülkelerinin bile gerisindedir.

Oysa Türkiye, ilk demokratik seçimi, 1946 yılında yaşamıştır. Ama bu seçim, asla demokratik bilinçle, haklar ve özgürlükler bilinciyle yapılmamıştır. Çünkü solun sesi, o seçimde yoktur. Niçin? 1926/765 sayılı T. Ceza Yasası’nın 141, 142’nci maddeleri bu sesi yasaklamıştır da, ondan. Sağın sesi de yoktur. Çünkü aynı Yasa’nın 163’üncü maddesi de bu sesi yasaklamıştır.

Türkiye’de ilk kez sol, 1961 Anayasası’yla biraz soluk alabilmiş, TBMM’ne girmiştir. 1960’lı yıllarda yurt dışına giden bir hukukçu bile, büyük bir kitabevine gittiğinde bir katının “marks bilimi”ne (marxologie) ayrıldığını görür ve şaşardı. Çünkü o hukukçu, İncil’den sonra en çok okunan Marx’ı yeterince bilmemektedir. Hem demokrasiden söz edecek, hem de Marx’ı yasaklayacaksınız. O zaman bunun adını dürüst olarak koymak gerekmez mi?

Elbette gerekir. Bunun adı, “devlet de, hukuk da insan içindir” diyen demokratik devlet değil, “hukuk da, insan da devlet içindir” diyen bir düzendir.

ÇOK PARTİ GÖRÜNÜŞTE VAR!

Evet, faşizm artığı bu maddeleri Türkiye, çok partili düzene geçtiği dönemin ilk seçimi öncesi kaldıracak yerde, bu seçimin üzerinden ancak 45 yıl geçtikten sonra, neredeyse yarım yüzyıl gecikerek kaldırabilmiştir. Kaldırmasına kaldırmıştır ama hak ve özgülükler bilinciyle değil, dış politikada kimi kazançlar sağlamak için.

Çünkü ülkemizde, bırakınız sokaktaki sade insanı, yönetenlerin ezici çoğunluğunda bile bu bilinç yeterince gelişmemiştir. Oysa demokrasi, çoğulcudur, çok seslidir. Çoğulculuğun ve çok sesliliğin dış dünyaya yansıması ise ancak her türden görüşün, inancın dışa yansıtılmasıyla, örgütlenmesiyle olur.

TEK UMUT AİHM, O DA OLMASA DÜŞÜNENLERİN HEPSİ CEZAEVİNE GİRECEK

Evet, ülkemizde çok düşünce de var, çok parti de. Ama görünüşte ve boşuna. Nitekim düşünenlerin, inananların çoğu cezaevlerinde çürütülmüştür. Nazım Hikmet gibi. Günümüzde de böyle. Tek umut AİHM. O da olmasa düşünenlerin, inananların hemen hepsi cezaevlerine girecekler.

Partileri kapatma gücü de sözde yargılama erkine ait. İktidardan gücünü alan bir parti, kapatılsın deyince dava açılabilir izlenimi yok mu bu ülkede!? Bu izlenimin yaratılması bile çok yanlış değil mi? Bu durum ise, güç tekelinin yargılama erkinde olmadığı düşüncesini egemen kılmakta, demokrasiyi yaralamaktadır.

Öyleyse partiler dâhil, hiçbir kuruluş, hiç kimse bu ülkede özgür değil.

Dünlerden örnekler verelim. Bu ülkede Kırşehir, iktidara karşı bir partiye oy verdiği için ilçe yapılmadı mı? Bunu yapan iktidar sahipleri olgunluk dönemini yaşayan insanlardı. Ama bunu yapanlarda demokrasi, haklar, özgürlükler bilincin bulunduğu söylenebilir mi?

Yakınlara gelelim.

Bu ülke, 1960’larda yüz karası 163’üncü maddeyi savunan hukukçuları, Yargıtay başkanlarını gördü. Yukarıda söyledim. Bu ülke, karar verirken yargıçlık etiği gereğince ideolojilerden sıyrılarak yansız ve nesnel olacak yerde çarpık bir ideolojiyi yargısal karara temel yaparak, laikliği yozlaştırma pahasına başörtüsü yasağını sözde hukuksallaştıran Anayasa Mahkemesi başkan ve yargıçlarını da gördü.

Bu ülke, Anayasa Mahkemesinin laikliği yozlaştıran kararını eleştiren yazarlarını dışlayan sözde cumhuriyetçi, ancak demokratik bilinçten yoksun basını da gördü. Bu ülke, bildiğimizce Boğaziçi Üniversitesi dışında, başörtüsü yasağını savunan rektörleri, YÖK başkanlarını, uzmanlık alanları demokrasi, hak ve özgürlükler olan anayasa profesörlerini de gördü.

ATATÜRK’ÜN AMACI HİÇ DE BU DEĞİLDİ!

Oysa Atatürk’ün hedefi hiç de bunlar değildi. O, bilim ile inanç alanını birbirinden ayırmayı biliyor, Fikret’ten esinlenerek “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” kuşaklar yetiştirmenin, bu dünyada çoğulcu demokrasiyi gerçekleştirmenin peşine düşüyor ve hedefini de şöyle açıklıyordu: “Biz öyle bir rejim istiyoruz ki, bu ülkede padişahlığa savunanlar bile bir parti kurabilsinler” (Soyak, Hasan Rıza, Atatürk’ten Hatıralar, İstanbul, 2004, s. 61-62).

Atatürk’ün bu ince ayrımının bilincine anayasa hukuku ve politika toplumbilimi hocası Maurice Duverger  bile vardı ve Atatürk’ün yarattığı anayasada “egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” ilkesiyle faşist rejimlerde her gün rastlanan otorite söyleminin yerini Kemalist Türkiye’de “demokrasi söylemi”nin aldığını, O’nun vazgeçilemez amacının demokrasi olduğunu vurguladı. Böylece tek partili Atatürk Türkiye’sini faşist rejimlerden ayırdı. Çünkü Duverger’ye göre, faşist rejimlerde her gün rastlanan otorite savunmasının yerini, Kemalist Türkiye’de demokrasi savunması almıştı (Siyasi Partiler, (Ergun Özbudun), Ankara, 1979, s. 360-364).

Duverger gibi birçok başka çağdaş siyasal bilimciler de, benzer gerekçelerle, Kemalist siyasî rejime “gizil (potansiyel) demokrasi” nitelemesini yakıştırmışlardır. Ancak bizim sözde Atatürkçülerimiz bunun bile ayrımına varamadılar. Vermeyince Mabut, ne yapsın Mahmut.
Özetleyelim: Her hak, insanı hakları ve şerefiyle bir hukuk kişisi ve öznesi kılan bir erktir, güçtür, iktidardır.

Bu yüzden hukukun son derece ayrıklı, ayrıklı olduğu için de çok sınırlı biçimde düzenlediklerinin dışında, hiçbir yetkili ve güç, biz insanların anayasalarda yer alan haklarımızı, erklerimizi, iktidarlarımızı elimizden asla alamaz. Kısaca bu erkleri, iktidarları kişinin elinden alan her yöneten suçlu; her yönetim de faşizmin hizmetindedir.

Bu açılardan demokratik ahlak; hukukla bütünleşir ve bütünüyle özgür olduğu için, ikiyüzlü olmayan kişilikli ve ahlaklı, kişilikli ve ahlaklı olduğu için de hukukun öznesi olan insanı yaratır.

O insan ise, artık Mehmet Akif’in “Fakat ahlâkın izmihlâli en müthiş bir izmihlâl / Ne millet kurtulur, zira, ne milliyet, ne istiklâl” diye yakındığı insan değildir.

Bir an önce böyle bir düzeni ve insanı yaratmaya çalışalım.

Unutmayalım “güneş, diz çökenleri değil, ayakta duranları aydınlatır” (Chinua Achebe).

Bu insanı yaratamazsak, ozanlarımız aynı türküyü yazmayı sürdüreceklerdir: “Öyle bir açmaza düştü ki vatan / Uyku belli değil, düş belli değil / Çöktü üstümüze bir kara duman / Işık belli değil, loş belli değil!” (Ümit Yaşan Oğuzcan).

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Previous Post

HDP Grup Başkanvekili Oluç: Seçeneksiz değiliz, büyük kaybettiririz

Next Post

İspanya’da sokak ve plajlardaki sigara izmaritlerini tütün firmaları toplayacak 

SG

SG

Next Post
Avrupa Birliği'nde (AB) geçen yıl yürürlüğe giren yeni çevre düzenlemesi çerçevesinde İspanya'da tütün firmaları, sokak ve plajlardaki sigara izmaritlerini temizlemekle yükümlü kılındı.

İspanya’da sokak ve plajlardaki sigara izmaritlerini tütün firmaları toplayacak 

  • Trending
  • Comments
  • Latest
Financial Times'dan Sedat Peker yorumu: Türkiye'yi şaşkına çevirdi

Financial Times’dan Sedat Peker yorumu: Türkiye’yi şaşkına çevirdi

30 Mayıs 2021
Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

9 Haziran 2021
15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

9 Ekim 2021
11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

6 Temmuz 2021
Haber Merkezi TR724

Papa Leo, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlıyor

0
Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

0
Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

0
Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

0
Haber Merkezi TR724

Papa Leo, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlıyor

17 Temmuz 2025
Necip F. Bahadır

Kod adı; Beyaz Toros!

17 Temmuz 2025
Rusya'dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

Rusya’dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

17 Temmuz 2025
Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

17 Temmuz 2025

Son Haberler

Haber Merkezi TR724

Papa Leo, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlıyor

17 Temmuz 2025
3
Necip F. Bahadır

Kod adı; Beyaz Toros!

17 Temmuz 2025
3
Rusya'dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

Rusya’dan İstanbul’a Yeşil Işık: Yeni Müzakerelere Hazırız

17 Temmuz 2025
3
Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

Konut fiyatları düşüşünü durdurdu, ancak faiz indirim sürecinde reel olarak bir artış yaşanmayabilir

17 Temmuz 2025
3

Kur Bilgileri

Exchange Rate TRY: Per, 17 Tem.

Takip Edin

Kategoriler

  • 15 Temmuz
  • Bilim ve Teknolji
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Görüş & Analiz
  • Güncel
  • İnsan Hakları
  • Kültür – Sanat
  • Kürt Meselesi
  • Politika
  • Sağlık
  • Spor
  • Yaşam
Görüş & Analiz Gönder

Son Dakika

Haber Merkezi TR724

Papa Leo, önümüzdeki aylarda Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlıyor

17 Temmuz 2025
Necip F. Bahadır

Kod adı; Beyaz Toros!

17 Temmuz 2025
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş