Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Ankara – Borsa İstanbul, yerli yatırımcıların önemli yatırım araçlarından biri olmaya devam ediyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) kasım ayına ilişkin verileri, Borsa İstanbul’a ilginin boyutu konusunda fikir veriyor.
MKK kasım 2022 verilerine göre, borsadaki yerli gerçek yatırımcı sayısı 502 bin 17 kişi artarak 3 milyon 311 bin 492’ye çıktı. Aylık bazda kaydedilen yüzde 17,6’lık yükseliş, Nisan 2021’den bu yana en hızlı değişimi gösteriyor.
‘YABANCI YATIRIMCININ AZALMASIYLA SERT DÜŞÜŞLER GÖRÜLDÜ’
İktisat uzmanı Prof. Dr. Murat Birdal’a göre, borsaya yönelik ilginin artmasında büyük ölçüde iktidarın politikaları pay sahibi. Geçen dönemde hem mevduat faizlerinin gerilemesinin hem de kurun dışarıdan gelen fonlarla bastırılarak kısmi bir istikrar sağlanmasının mevduat ve döviz kapılarını kapattığını belirten Birdal’a göre, Coin borsalarının çökmesiyle de borsaya yönelik ciddi bir talep patlaması yaşandı.
Birdal’ın borsanın durumuyla ilgili dikkat çektiği noktalardan biri de, yabancı yatırımcının çekilerek içerideki yatırımcıya kalan bir borsa piyasası olması. Yabancı yatırımcıların girdiği hisselerde daha uzun vadeli yatırımlar yaptığını ve bir istikrar sağlandığına dikkat çeken Birdal, yabancı hisse oranının azalmasıyla birlikte piyasada sert yükselişler ve sert düşüşler görüldüğünü vurguladı.
Borsada hızlı yükselişler ve sert düşüşler yeni yaşanan bir durum değil. Geçen yılın ağustos ayında da bir kamu bankasının hisseleri yüzde 205,6 değerlenirken, ardından bir başka kamu bankasının hisseleri yüzde 165 değer kazandı. Hisseler 22 günlük sürecin ardından hızlı bir yükseliş yaşadı.
O dönem dikkat çeken noktalardan biri de, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamalarıydı. Nebati, 2 Eylül’de Twitter’dan yaptığı açıklamalarda, Borsa İstanbul’un yerli ve yabancı yatırımcının güvenle yatırım yaptığı mecra haline geldiğini söyledi. Ayrıca, şirket kârlılıklarında artış olduğunu ve ilerleyen süreçte bu seyrin devam edeceğini beklediklerini belirtti. Açıklamaların ardından hisselerdeki artış 10 gün boyunca devam etti. Ancak 12 Eylül tarihi ve sonrasında yükseliş trendi tersine döndü. İki kamu bankasından birinin hisseleri sadece 10 gün içerisinde yüzde 45.57, diğeri yüzde 48 oranında geriledi.
‘KAMU OTORİTESİNİN CİDDİ HATASI SÖZ KONUSU’
Birdal, aynı zamanda kamu otoritesinin yanlış yönlendirmelerinin de sert düşüşlerde pay sahibi olduğunu ifaderek, şu değerlendirmede bulundu: “Son dönemde daha sık yaşanmaya başladı. Hatta aşağıya yönelik eğilim güçlendi. Bunun nedeni içerideki fon girişlerinin sınırlanmasıyla alakalı. Borsadaki fiyatların olması gereken değerlerden kopması yönünde tedirginlik başladı. Özellikle burada kamu otoritesinin ciddi bir hatası söz konusu. Küçük yatırımcıyı daha dikkatli olmaya yönlendirmek yerine yanlış vaatlerle yönlendirmeleri balonun büyümesine ve sonradan sert düşüşlere gerçekleşmeye neden oldu.”
‘GELİR EŞİTSİZLİĞİNİ DERİNLEŞTİREN BİR DURUM’
5 Ocak ise Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde kayda değer düzeyde kayıp yaşandı. Garanti Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank hisselerinde sert düşüşler görüldü. BIST 100 Endeksi, yüzde 7,37 ile 24 Şubat 2022’den bu yana en sert düşüşünü yaşadı. Yaşanan düşüş üzerine işlemler devre kesici ile durduruldu.
Bu düşüşler öylesine yankı buldu ki muhalefet de konuya değinmek durumunda kaldı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, “Küçük yatırımcıyı uyardım, göz göre göre soyacaklar sizi dedim. Adalet yok, ahlak yok! Unutulmasın ki bir gün devran döner, herkes yaptıklarının bedelini öder. Küçük yatırımcıyı korumayan kurumları da haksız zenginleşen çeteler de bedelini öder. Asla yanlarına bırakmayız!” ifadelerini kullandı.
‘MANİPÜLASYON UZUN BİR SÜRE SADECE İZLENDİ’
Birdal devre kesicilerin genellikle hisse değerinin inişe geçtiği sıralarda uygulandığını belirtirken, bu yöntemle piyasayı tutmanın mümkün olmadığı görüşünde. Sert kaynak girişlerinin olduğu durumda varlık fiyatları artarken bazı varlık fiyatlarında daha da yüksek artış olduğuna dikkat çeken Birdal, tıpkı Coin piyasasındaki gibi borsada da piyasa gerçeğinden bağımsız bir fiyatlama ortaya çıktığını anlattı ve ekledi:
“Hisse senetleri fiyat arttığı için daha fazla talep görüyor. Bu manipülasyon da uzunca bir süredir otorite tarafından izlendi. Sert düşüşler yaşandı. Bu düşüşler kaçınılmaz. Varlık balonunun özelliği bu. Yeni sermaye girişi olmayınca patlıyor ve geriliyor. Gün içerisinde çok sert dalgalanmalar yaşanıyor. Böyle bir gelir eşitsizliğini derinleştiren bir durum var. Böyle bir durum ancak dışarıdan sermaye girişiyle mümkün olabilir. Bu yaşanmıyor ve yakın zamanda da yaşanacak gibi durmuyor.”
Peki bu sert düşüşler yaşandıkça ve tereddüt arttıkça küçük sermaye yatırımcıları nereye yönelecek? Hükümet bunun önüne geçmek için ne gibi adımlar atabilir?
‘SERT DÜZELTMELERLE TOPARLAMAK ZORUNDALAR’
Mevduat faizlerinin hâlâ gerçekleşen enflasyonun altında olduğunu, kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarının da kurdaki hareketin özellikle enflasyonun gerisinde kalması sebebiyle cazibe arz etmediğini anlatan Birdal, hisse senedi ve borsanın en ciddi yatırım alanı olduğunu vurguladı. Borsada da ciddi bir vurgun yaşanması durumunda paranın duracağı bir alanın kalmayacağına dikkat çeken Birdal, hükümetin sert düzeltmelerin ardından piyasayı toparlayacaklarını ve işleteceklerini düşündüğünü ifade etti. Birdal, hükümetin seçime kadar bunu yapmak zorunda olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Seçime gittiğimiz süreçte kamu otoritesi bunu baskılamaya çalışıyor. Ama öte taraftan TL’nin duracağı bir alternatif yaratmalı. Faizi baskılayarak bunu yaratmanın yolu da TL cinsi varlıkların yani hisse senedi piyasasının cazibesini artırmak. Ancak burayı da çok fazla şişirdi. Burayı daha fazla şişirmeleri çok olasılık dâhilinde gözükmüyor. Bu da belirli düzeltmelerle gerçekleşecek. Daha sert düşüşlere izin verince kur üzerinde daha fazla baskıya sebep olacak ve döviz talebini artıracak. Ben seçim öncesinde bunun kaçınılmaz olarak yaşanacağını düşünüyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***