Osman ÇAKLI
İSTANBUL – 16 Aralık 2022 günü saat 20.00 sularında Osmaniye’ye bağlı Kadirli ilçesi Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polisler, bir ihbar üzerine takip ettikleri aracı durdurmak istedi. İddiaya göre araçtakiler silahla karşılık verince çatışma çıktı. Araçta bulunanlardan üç kişi yaralandı bir kişi ise öldü. Olayda ölen S.K.’nin ailesi yaşam hakkı ihlali üzerine Osmaniye Barosu’na müracaat etti. Baronun görevlendirdiği İnsan ve Mülteci Hakları Komisyonu olayı incelemek üzere ilçeye heyet gönderdi. Yapılan inceleme sonrasında hazırlanan rapora göre araç içerisinden polislere silahlı karşılık verildiğine dair bulguya rastlanmadı. Soruşturma devam ederken S.K.’nin ailesinin talebi gerçeğin ortaya çıkıp adaletin yerini bulması.
‘POLİSLERE ATEŞ ETMEDİK’
Olaydan sonra baronun yetkilendirdiği komisyon heyeti, Kadirli Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşme gerçekleştirdi. Baro, taraflarla herhangi bir vekil ilişkisi olmadığının altını çizerek, soruşturmanın adil, etkin, hızlı ve yaşam hakkı temelli yürütülmesini talep etti. Başsavcı, olayda görevli polislerin aracı durdurmak üzere lastiklere hedef alarak ateş açtığını, aracın kaçması nedeniyle arkadan ateş edildiğini, arka koltukta oturan kişiye mermilerin isabet etmesi sonucu öldüğünü beyan etti. Olaydan sonra polisler hakkında herhangi bir tedbir alınmadı. İfadesi alınan polisler serbest bırakıldı. Olaydan sağ kurtulan B.G.’nin jandarma karakolundaki ifadesinde, Kadirli ilçesine doğru giderken polislerin yolu kapattığını görünce aracı geri çevirip Andırın istikametine devam ettiği sırada polisler tarafından ateş açıldığını ve araç içerisinden kimsenin karşılık vermediğini söyledi. Silahla yaralanma olduğu için aracın el frenini çektiğini söyleyen B.G., polislerin yanlarına gelerek şiddet gösterdiğini ifade etti. İddialar arasında polisin havaya ateş açmadan direkt hedef aldığı da bulunuyor.
‘ŞÜPHELİLER SANKİ SUÇ MAKİNESİ GİBİ GÖSTERİLDİ’
Olaydan sonra yapılan valilik açıklamasını objektif bulmayan heyet, yaşananların basına yansıma şeklinin de kamuoyunu dezenformasyonla yönlendirmeye teşvik ettiğini belirtti. Olayla ilgili ‘çatışma’ ibaresinin bilinçli bir yönlendirme olduğunu düşünen baro heyeti, amacın soruşturmayı ve kamuoyunu yanlış yönlendirmek olduğunu düşünüyor. Heyetin hazırladığı raporda mağdurlar tarafından silah kullanılmadığı yönünde ‘ciddi’ bulgular olduğuna işaret edilirken, “Olayda istihbari bilgi var ve bu silahın arabada olduğunun biliniyor olması gerekirdi. Mevcut dosyada emniyet güçleri ihbarı biliyor, harici teknik ve fiziki takip söz konusu ve araçta emniyet birimlerince silah olduğunun bilinmesi meşru müdafaa sınırlarını aşacak cinsten bir eylemde bulunma için haklı bir gerekçe olarak görülmektedir” ifadelerine yer verildi. Olayın oluş şekliyle soruşturma makamının nitelediği şeklin aynı olmadığına dikkati çeken heyet, soruşturmada ve sosyal medyada şüphelilerin bir suç makinesi gibi gösterildiğini ifade etti.
Yapılan görüşmeler ve incelemelerin ardından araçta silah bulunduğu tespit edilmiş olsa da ateş edildiğine ilişkin bulgu dosyada yer almıyor. Polis uygulama noktasındaki Mobese kameralarından, Andırın tarafını gösteren kamera görüntülerinin soruşturma dosyasında bulunmadığını raporlayan heyet, söz konusu olay yerinin Mobese ve EDS sistemi tarafından izlendiğini ve olayı aydınlatacak kamera görüntüsü yerine Andırın tarafında bir iş yerinden ‘kalitesi tartışmalı’ bir görüntünün dosyaya alınmasını eksiklik olarak görüyor.
‘S.K. POLİS KURŞUNUYLA ÖLDÜRÜLDÜ’
Şüpheli mağdurların kullandığı aracın sağ ön camından, yan koltuk veya ön camlardan ve arka camlardan dışarıya doğru herhangi bir atış delili olmadığını rapora ekleyen heyet, “Polisin iki şarjör mermi kullandığı düşünüldüğünde aracın etrafında yoğun ateş açıldığı ve öldürmek niyetiyle hedef gözeterek hareket edildiği çok net ortaya çıkmıştır” dedi. Baro heyeti, olayın gelişimi ve sonucuna bakıldığında ortada olası kastla işlenen öldürme olduğu ve kasten öldürmeye teşebbüs edildiğini kayda geçirdi. Sonuç olarak olayda ölen S.K.’nin polis ateşiyle öldürüldüğü kanaatiyle basına yansıyan bilgilerin doğru olmadığı belirlendi. Ölenin vücudunun çeşitli yerlerinde mermi girişlerinin olması ve maktulün şoförün arka koltuğunda oturduğu düşünüldüğünde 360 derece araç etrafında dönülerek yoğun ateş edildiği rapora yansıdı. Olaya karışan polislerin dışında araçtan ateş edildiğine dair tanıkların aksi beyanda bulunması, mağdur şüphelilerin ateş etmediğinin açık olduğu ifade edilirken ortada yaşam hakkı ihlali olduğu vurgulandı. Baro heyeti, insan hakları alanında çalışma yapan kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin olayla ilgili inceleme başlatması için çağrıda bulundu.
‘POLİSLER EYLEM SINIRLARINI AŞTI’
Olayda öldürülen S.K.’nin kardeşi avukat Merve Esen, soruşturanın hala devam ettiğini belirtti. Esen, Artı Gerçek’e yaptığı açıklamada, “Kasıt var ya da yok bilemiyorum ancak kasıt olduğuna yönelik şüphelerimiz olduğundan somut gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Araçtakiler ya da polisler suçlu ya da suçsuz demiyorum. İki taraf için gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum. Dosyayı incelediğimde, gerçeklere uygun olmayan iddialar olduğunu düşünüyorum. Şu anki aşamada biz kasıtlı eylem olduğunu düşünüyoruz. Polislerin eylemlerinin bir sınırı var ve bu sınırın aşıldığını düşünüyoruz. Haksızlığa maruz kalmak istemiyoruz” diye konuştu.
Esen, olayın kasıtlı olabileceği ihtimalinin mahkemece belirlenmesi durumunda aile olarak polislerin hakkında soruşturma açılmasını isteyeceklerini sözlerine ekledi.
Baronun hazırladığı raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***