Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, partisinin kapatılmasıyla ilgili devam eden sürece ilişkin euronews’e yaptığı açıklamada “Seçimde Kürtler, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek” dedi.
Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin 7 Haziran 2021’de HDP’nin katılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu. AYM Genel Kurulu 21 Haziran 2021’de iddianameyi kabul etmişti.
Son olarak Anayasa Mahkemesi, HDP’nin kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması yönündeki başvurusunu reddetti.
“HDP’siz bir Türkiye geleceği olamaz” diyen Meral Danış Beştaş partinin kapatılmasıyla ilgili devam eden süreç, aday belirleme konusu ve seçimlere ilişkin euronews’e değerlendirmelerde bulundu.
HDP’yi neden kapatmak istiyorlar?
“Çünkü HDP güçleniyor, HDP büyüyor. Çünkü HDP Türkiye’deki demokratikleşme konusunda radikal bir demokrasi talebiyle büyük bir mücadele yürütüyor. Bu büyüme, genişleme ve de Türkiye’nin her tarafının HDP’lileşmesi karşısında tasfiye etmek istiyorlar”
Her iki ittifakın da Kürt oylarına ihtiyacı var, neden kapatılmak bir çözüm olarak görülüyor?
”Çok garip, Kürtlerin oylarını bizi kapatarak alabileceklerini düşünüyorlar. Biz kapatılsak da kapatılmasak da yürüteceğimiz siyaset başta Kürt toplumu olmak üzere Türkiye toplumunu ilgilendirecek. Bu seçimde Kürtler Türkiye’nin geleceğini belirleyecek. Bu seçimin hangi yöne evrileceğine Türkiye’deki demokrasi güçleri, demokratik dinamikler, sivil toplum, kadın hareketi, gençlik hareketi ile birlikte birinci sırada Kürtler yer alacak.”
HDP’nin kapatılması seçim sonrasına bırakılmadı, yol haritanız ne olacak?
”Hangi partiden nereden ve nasıl seçime gireceğimizin bilgisini vermek siyaset açısından doğru değil. Yoksa biz gizlemiyoruz, yönetimimiz ve siyasetimizde açık ve şeffaf olmayı her zaman tercih ediyoruz. HDP kapatılsa bile bizim bir seçeneğimiz değil, çok sayıda seçeneğimiz var. Bir partiden girip tekrar HDP’li seçmen ve Türkiye’den oy isteyeceğiz, kazanacağız da. Bu bir parti değil, birden fazla seçeneğimiz olacak. Ama tabi bir parti olacak, neticede geçmişte bağımsız adaylarla da girdik. Bu dönem öyle bir seçeneğimiz yok, gerçi yine kazanırız. Sadece vekil sayısı düşer. HDP’nin oyları kapatılsa da kapatılmasa da hiçbir yere gitmeyecek. Yine HDP siyaseti ve fikri alacak. Seçmen kitlemiz bu konuda en az yönetim kadar politik. Bizim seçmenlerimiz çok fazla baskıya uğramış seçmen, ötekileştirilmiş, sesi kesilmeye çalışılmış ve bu konuda da büyük mücadeleler yürütmüştür. Çok büyük ve ciddi bedeller ödemiş milyonlardan söz ediyoruz. Biz sadece Kürt partisi değiliz, Türkiye’nin her yerinden de oy alan bir partiyiz. Ama Kürt Türkiye’de halkı bütün ayrımcılık biçimlerine maruz kalmış en büyük nüfustur.”
Partinize Hazine yardımının bloke edilmesi ile ilgili nasıl bir hukuki beklenti içindesiniz?
“4 Şubat’ta karar verilecek, itirazlarımızı yaptık. Hazine yardımı kesildi. Açıkçası bu HDP’ye yönelik ayrımcılık, ötekileştirme ve baskılardan bir tanesi. Korkunç bir durum, seçmenimiz bu ülkede yaşıyor ve vergi ödüyor. Doğal olarak oy verdiği partinin hazine yardımı alması gerekiyor. Devlet kendi cebinden bu parayı vermiyor, Devlet Bahçeli ya da Recep Tayyip Erdoğan ödemiyor. Bu büyük haksızlık. Hazine yardımını hukuka aykırı bir şekilde kestiniz, bir kere bize sormadan kestiniz. Kestiler sonra bize sordular, cevap verdik derhal kaldırın dedik. Hukukun zerresi kaldıysa tabi kaldırılmalı. Ama yargı hukuka göre değil, siyasi erklere, güce göre karar veriyor. Talebimiz reddedilse de şok olmayız.”
Adayınızı belirlediniz mi? Aday belirleme sürecindeki kriterleriniz neler?
”Adayımızı daha belirlemedik, fakat yoğun bir çalışma sürüyor. Farklı kesimlerden, bileşenlerimizden isimler geliyor. Hakikaten belirlenmedi. Kriterlerimiz ilkelerimizdir. HDP’nin Türkiye ve dünyaya söylediği siyaset dilidir kriterlerimiz. Demokrasi, adalet, hak ve özgürlüklere yaklaşım. Bunu kendi yaşamında resmetmiş olması, Eylül 2021’de açıkladığımız ilkelerimize uygun olması… HDP’li olsun diye de yola çıkmadık, gelen isimlerde çok farklı adlar var. Önemli olan Türkiye’deki bu değişim ve dönüşümü göğüsleyebilmesi ve Türkiye toplumunun önemli bir bölümüne hitap etmesini hedefliyoruz. Herkesten oy alacak bir isim olacak”
“Biz o masada (Altılı Masa) değiliz, hiç olmadık”
“Türkiye bu meseleyi fazlasıyla tartışıyor, medya tartışıyor ve Altılı Masa neredeyse HDP’siz tartışılmamaya başlandı. Bu konuda iktidar blokunun da algı yönetimi var. Eyvah HDP, Altılı Masa ile görüştü, masanın ayağıdır gibi söylemlerle bizi kriminalize ederek HDP ile Altılı Masa’nın yan yana gelme ihtimalini ortadan kaldırmaya çalıştı. Diğer yandan da HDP’nin bu seçimlerin sonucunu tayin edeceği duygusuyla değişik katmanlardan HDP’nin olması gerektiğine dair düşünceler var. Ama burada asıl mesele HDP’nin ne istediğinin sorulmaması. Bu tartışmalarda HDP çağrılsa gider mi diye sorulmuyor bize…Birincisi biz o masada değiliz, hiç olmadık. Görüşmelerimiz oldu, DEVA, GELECEK, Saadet ve CHP ile genel başkanlar düzeyinde iletişimimiz oldu ama Altılı Masa temelinde olmadı. Bu tartışmaları geçtik HDP olarak, biz buradayız, ilkelerimiz ortada. Bizimle görüşmek isteyenlerle her zaman görüşmeye açığız dedik, hiç kapatmadık. Çünkü bu seçim tarihi bir seçim ve herkes gibi bizim de demokratik, siyasi sorumluluğumuz var. Biz onlar istemese de illa girelim demiyoruz, istenmediğimiz yerde hiç olmayız zaten. Bizim ihtiyacımız yok. Biz yüzde 15 bandında, Türkiye’nin üçüncü büyük partisiyiz ve bu seçimlerin sonucunu biz belirleyeceğiz. Anahtarız, kilit değil. Açmak için kullanacağız bu gücümüzü. Emek ve Özgürlük Bloku’nu oluşturduk, pozitif algı ile karşılandık ve bu ittifak ile aday çıkaracağız.”
Seçimin ikinci tura kalması durumunda, adayınızı geri çekme ihtimaliniz var mı?
“Bunlara yanıt vermek için erken, bir karar aldık ve kamuoyuna açıklandı. Orada da cümle olarak ‘ortak aday çıkarmaya kapalı olmamakla birlikte kendi adayımızı çıkaracağız’ denildi. Bu yeterince açık, şuanda bizim yoğunlaşmamız adayımızın kapsayıcılığı üzerine.”
Seçim ikinci tura kaldığında nasıl hareket edeceksiniz?
“Şu anda o koşulların oluşması lazım, şeffaflık ve diyaloğu her zaman söyledik. O zaman geldiğinde şüphesiz tüm gündemler tartışılacak ama şimdiden bunu söylemek mümkün değil. Biz bir partiyiz, olasılıklar geldiğinde bu değerlendirilir. Ayrıca biz kararlarımızı halk ile birlikte alıyoruz. Bu süreçte de iletişim kanalları devreye girer ama bununla ilgili ittifak açıklamamızı yaptık.”
“Cumhur İttifakı ile seçim veya sonrası için konuşacağımız bir şey yok”
“Şöyle bir yanlış algı var, biz Meclis’te tüm partilerle haftanın üç günü birlikte çalışıyoruz. İlk defa bir bakan veya grup başkanvekili ile görüşmedik. Zaten doğalında görüşüyoruz. Adalet Bakanının bizi ziyareti sonrasında çok büyük bir kıyamet koptu ama bizim açımızdan böyle değil. Bir anayasa yapım süreci var, üçüncü büyük partiyiz ve komisyondayız. Yani gelecekler ve soracaklar. İkinciyi reddettik. Bizi kapatmaya çalışıyorlar Anayasa Mahkemesi eliyle diğer yandan da bizimle Anayasa yapmak istiyorlar. Bu ne yaman çelişki? Bu samimiyetsizliği artık yaşıyoruz. Biz de dedik ki; hazine yardımımızı kesenler ve bizi kapatmak isteyenlerle konuşacak bir şeyimiz yok. Anayasa tanımıyorlar. Erdoğan ve Bahçeli için anayasa sadece bir kağıt parçası. Çünkü her gün anayasa 138 ve baştan sona hepsini ihlal ediyorlar. Bu yönüyle bizim Cumhur İttifakı ile seçim veya sonrası için konuşacağımız bir şey yok.”
“Yeni bir çözüm süreci ihtimali”
“Şuanda böyle bir olasılık yok, düşünün biz randevu taleplerini bile kabul etmedik. Çünkü hala eş genel başkanlarımız içeride, Keskin Bayır iki hafta önce siyaset yaptığı için tutuklandı. Bu koşullarda bizi engellemeye çalışan, kapatmak isteyen, kriminalize eden bir yaklaşımla konuşacak bir şey yok”
Türkiye İşçi Parti’sinin 20 vekil istediğine dair tartışmalar var, doğru mu? Bu talep size makul geliyor mu?
“Kesinlikle böyle bir tartışma yok, öncesi ve sonrası da yok. Nereden çıkarıyorlar anlamıyorum. Böyle bir diyalog da yok, vekil konusunda ittifakın bir gündemi de yok. Yıpratmak için gündeme getiriyorlar. Birlikte çalışıyoruz. TİP ile siyaseten çok iyi anlaşıyoruz. Biz aynı düşüncede olsak aynı partide olurduk ama parlamentoda büyük çelişkilerde yok.”
Seçim ikinci tura kaldığında her iki ittifakın da HDP’ye gelmesi durumunda ne yapacaksınız?
“O zaman ittifaklarımızla birlikte çok güçlü bir değerlendirme olur. Türkiye halkları için, gelecek için, eleştirdiğimiz şeylerin aşılması için hangisinin doğru olduğunu masaya yatırır ve karar veririz.”
“Bence muhalefette olmak, yönetimde olmamak değil. Biz aynı zamanda yasa yapıcıyız. Parlamentoda çözüm üreten ve öneriler sunan bir partiyiz. HDP’siz bir iktidar demiyorum, HDP’siz bir Türkiye parlamentosu olmayacak. HDP’siz bir Türkiye geleceği olamaz. HDP’siz çok genel anlamda bir Türkiye yönetimi de mümkün değil. Bizim siyasetimiz herkes için adalet ve özgürlük isteyen ve Kürtlerin, Alevilerin farklı kimliklerin özgürce yaşaması için mücadele edeceğiz. Yönetimde olmak bu ilkelerin yaşama geçmesi ama diyelim ki 120 vekil çıkardık tabi orada bir rolümüz olacak. Kimse bizi dışlayamaz. En büyük hedefimiz parlamentoda çoğunluğu sağlamak”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***