Devrim Muhafızları’nın en çok bilinen dış kolu Kudüs Gücü.
Orta Doğu’da aralarında Lübnan merkezli Hizbullah, Irak’taki Şii milisler ve Suriye hükümetine sadık güçler gibi silahlı gruplara silah, para ve eğitim veriyor.
Prof. Alemzade, “Kudüs Gücü, güç dengesinin İran lehine değiştirilebileceği yerlerdeki dost güçleri kuvvetlendiriyor” derken, Dr. Vikal da “İran rejimi ABD’yi en büyük düşmanı olarak görüyor ve diğer ülkelerde ABD’ye saldırmaları için çeşitli örgütlere destek veriyor” diye konuşuyor.
ABD, Kudüs Gücü’nü ve desteklediği grupları, Irak ve Orta Doğu’nun başka noktalarında yüzlerce Amerikan askerini öldürmekle suçluyor.
Devrim Muhafızları’nın ‘terör örgütü’ ilan edilmesi ne anlama gelir?
Devrim Muhafızları’nın “terör örgütü” ilan edilmesi, bu gruba üye olmayı ya da grubu desteklemeyi suç kapsamına alıyor.
Devrim Muhafızları’nın “terör örgütü” ilan edildiği ülkelerdeki varlıkları donduruluyor. Bu ülkelerin vatandaşları ve işletmelerinin para vermesine müsaade edilmiyor.
Dr. Vikal, “Devrim Muhafızları’na odaklanılması İran’a zarar verir çünkü hükümetin hem içerideki hem de dışarıdaki faaliyetlerinde çok büyük bir rolü var. İran devletinin büyük bir parçası, dolayısıyla iyi bir hedef” diyor.
Ancak Dr. Vikal, İran’ın İngiltere ve AB ülkelerinin silahlı kuvvetlerini “terör örgütü” ilan ederek misillemede bulunabileceğini ve bunun Orta Doğu’da kendilerini hedef haline getirebileceği uyarısında bulunuyor.
Prof. Alemzade ise böyle bir kararın Devrim Muhafızları’nın faaliyetlerine zarar verebileceğinden şüpheli:
“Zaten İran’a yönelik birçok yaptırım olduğundan, uygulamada çok fazla bir fark yaratmaz. Sembolik bir önlem olur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***