AGIRÎ – Ağrı’daki davada gazeteci Aziz Oruç’un beraat etmesine rağmen DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ile 4 kişiye 5’er ay hapis cezası veren mahkeme, gerekçeyi TCK’nin 283’üncü maddesine dayandırdı.
Agirî’nin Bazîd (Doğubayazıt) ilçesinde 11 Aralık 2019’da gözaltına alınarak tutuklanan ve daha sonra tahliye edilen gazeteci Aziz Oruç hakkında “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak”; Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ile Yücel İlhan, Tugay İlboğa, Muhammed İkram Müftüoğlu ve Abdullah Ekelik hakkında “Örgüte yardım etmek” iddiasıyla açılan davayı 18 Ocak’ta karara bağlayan Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı.
Gazeteci Oruç’un beraat ettiği davada Müftüoğlu ile 4 kişiye “Suçluyu kayırma” iddiasıyla verilen 5’er aylık hapis cezası verilmişti.
ROJNEWS’TE ÇALIŞMAK YETERLİ DELİL DEĞİL
Gazeteci Aziz Oruç’un “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla ilgili verilen beraat kararının gerekçesinde mahkeme, Roj News’te gazeteci olarak çalışmanın örgüt üyeliği için yeterli delil olmadığına hükmetti. Mahkeme gerekçeli kararında şunlara yer verdi: “Sanığın yasa dışı yollardan ülkeye girmesi, hakkında yakalama kararları bulunması nedeniyle kolluk kuvvetlerine yakalanmadan kaçmaya çalışması, Roj News isimli yayın organında gazeteci olarak çalışması eylemlerinin örgüt üyeliği için yeterli olmadığı, sanığın örgütün nihai amacını bilerek örgütle organik bağ kurduğuna, örgüt mensubu olduğuna dair her türlü kuşkudan arınmış, somut, kesin, inandırıcı ve kanaat verici mahiyette deliller elde edilemediği anlaşılmıştır. Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair soyut iddiadan başka her türlü şüpheden uzak mahkumiyetine yeterli, kanuni ve taktiri, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, şüphenin sanık lehine düşünülmesi gerektiğinden, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine karar vermek gerekmiştir.”
MÜKERER YARGILAMA
Oruç’un “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla ilgili davanın reddedilmesi kararını ise mahkeme şu ifadelerle açıkladı: “Her ne kadar Sanık Aziz Oruç hakkında propaganda yapma suçundan cezalandırılması talepli kamu davası ikame edilmiş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; sanık Aziz Oruç’un üzerine atılı aynı suçtan daha evvel cezalandırıldığı ve kararın kesinleştiği, bu paylaşımların zincirleme suç hükümlerinin uygulanması sırasında ceza miktarının belirlenmesinde etkisi olmakla birlikte paylaşımlar arasında hukuki ve fiili kesintinin oluşmaması sebebiyle ayrı bir suçun konusunu oluşturmayacağı açık olduğu için davanın reddine karar verilmiştir.”
TEK GEREKÇE GAZETECİYE YARDIM ETMEK
Mahkeme, “Suçluyu kayırma” iddiasıyla Dicle Müftüoğlu ve beraberindeki 5 kişiye verilen 6 aylık hapis cezasının gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Sanık anlatımları, deliler ve bilgiler; sanıkların Aziz Oruç’un kaçmasına imkan sağlayarak suçluyu kayırma suçunu işledikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır.” Gerekçeli kararda, gazeteci Dicle Müftüoğlu, Abdullah Ekelik, Yücel İlhan, Tugay İlboğa ve Muhammed İkram Müftüoğlu hakkında değişen suç vasfına göre; ayrı ayrı 5’er ay hapis cezası verildiği belirtildi. Yücel İlhan, Tugay İlboğa ve Muhammed İkram Müftüoğlu’na verilen hapis cezasında hükmün geri bırakıldığı gerekçeli kararda, gazeteci Müftüoğlu’na verilen hapis cezasında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması yerine erteleme yoluna gidildi. Gazeteci Müftüoğlu, TCK’nin 51/3 maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına hükmedilen gerekçeli kararda, Abdullah Ekelik hakkında verilen 5 aylık hapis cezasında ise daha önce aldı 2 yıl 1 aylık hapis cezası gerekçe gösterilerek hükmün geri bırakılması ve erteleme yoluna gidilmedi.
MAHKEMENİN 5 KİŞİYE CEZA VERMESİNİN GEREKÇESİ
Gazeteci Oruç beraat etmesine rağmen mahkemenin 5 kişiye 5’e ay hapis cezası vermesinin gerekçesi de kararda, şöyle yer aldı: “Sanıklar Abdullah Ekelik, Dicle Müftüoğlu, Muhammet İkram Müftüoğlu, Turgay İlboğa ve Yücel İlhan hakkında örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan cezalandırılmaları talepli kamu davası ikame edilmiş ise de; Sanık Aziz Oruç’un örgüt üyesi olduğuna dair kesin, inandırıcı ve kanaat verici mahiyette deliller elde edilemediği, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kesinleşmiş herhangi bir mahkeme kararının bulunmadığı, dolayısıyla sanıkların eyleminin örgüt üyesine yardım etmek olarak değerlendirilemeyeceği, ancak TCK’nın 283. Maddesinde ‘Suç işleyen bir kişiye, araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkan sağlayan kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’ şeklindeki düzenleme gereği; hakkında arama kararı olan bir kişinin saklanmasına, barınmasına veya kaçmasına; yer gösterme, evinde yatırma, otelde yatması için veya kaçak yaşayabilmesini temin amacıyla para verme, izini süren görevlileri yanlış yönlendirme gibi hareketlerle olanak sağlayanların eylemlerinin TCK’nın 283. maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma suçunu oluşturacağı, bu kapsamda mahkememizce yapılan değerlendirmede; sanıkların hakkında Diyarbakır 9. ACM’nin 2017/606 Esas sayılı dosyasında ‘Terör Örgütü Propagandası Yapmak’ suçundan, Çınar Sulh Ceza Hakimliğinin 2019/15 sayılı kararı ile ‘Askeri Ceza Kanununa Muhalefet’ suçundan, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/35 sayılı kararı ile ‘Türkiye Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini Aşağılama’ suçundan, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 2019/1490 sayılı kararı ile ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak’ suçundan hakkında yakalama kararları bulunan sanık Aziz Oruç’un kaçmasına imkan sağladıklarının sanık anlatımları, dosyada yer alan tutanaklar ve tüm dosya kapsamından sabit olduğu, sanıkların sanık Aziz Oruç’un kaçmasına imkan sağlayarak suçluyu kayırma suçunu işledikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
SOYLU HEDEF GÖSTERMİŞTİ
Federe Kürdistan Bölgesi’nde bir süre kalan gazeteci Oruç, Avrupa’ya gitmek için İran üzerinden geçtiği Ermenistan sınır kapısında gözaltına alınmıştı. Gözaltında iken Ermenistan polisinin şiddetine maruz kalan Oruç, daha sonra İran askerlerine teslim edilmişti. İran askerleri tarafından Türkiye sınırından içeriye atılan Oruç, daha sonra geldiği Bazît’te gözaltına alınmıştı. 13-18 Aralık 2019 tarihleri arasında gözaltında bulunduğu sırada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından “terörist” denilerek hedef gösterilmişti.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***