Seda TAŞKIN
ANKARA – Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) oluşturduğu ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’nın liderleri 5 Ocak’ta İstanbul’da bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda alacakları tutumdan partilerin seçim stratejilerine, ittifakın genişleme tartışmalarından HDP’nin banka hesaplarının geçici bloke edilmesine kadar çok sayıda konu masaya yatırıldı.
HDP Siyasi Partiler ve STK Komisyonu Eş Sözcüsü ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Sultan Özcan, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın toplantısının detaylarını ’e anlattı.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun gündeme geldiğini ve her partinin kurullarında görüştükten sonra bir sonraki toplantıda bu konunun daha da netleşeceğini belirtti.
‘ADAYLIK KONUSUNDA GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUK’
Daha önce görüştüğümüz ittifak üyeleri, bu masada adaylık meselenin konuşulmayacağını ancak bir ön değerlendirme yapılacağını söylemişti. Bu ön değerlendirme yapıldı mı? Nasıl bir tartışma yürütüldü?
Gündemlerimizden biri önümüzdeki seçimlerdi ve eşbaşkanların, başkanların, sözcülerin ve eşsözcülerin katılımıyla ilk defa bu konuyu gündemimize aldık. Hem parlamento seçimlerinde hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nasıl bir yol izleyeceğimizi konuştuk. İktidarı gönderme iradesi gösteren muhalefet ile diyaloğa açık olduğumuzu daha önce belirtmiştik. Ama aynı zamanda bizi arka bahçe gibi görme gafletine düşmemeleri gerektiğini vurgulayarak toplantıda bu riskin sonuçlarına dair de bir tartışma yürüttük. İttifak üyelerimizle aday profili konusunda görüş alışverişinde bulunduk. İttifak üyelerimiz, bu konuyu kendi kurullarında görüşecek ve 15 Ocak’taki mitingden sonra yapacağımız toplantıda biraz daha süzülüp berraklaşmış bir görüşle dönecekler.
‘ADAY KONUSUNDA ÇALIŞMALARIMIZI BAŞLATTIK’
İttifak yapıları ile cumhurbaşkanlığı seçimlerinde izlenecek yöntemde büyük ayrılıklarımız yok; Altılı Masa ile açık diyalog, doğrudan müzakere şartıyla ortak aday konusuna olumlu yaklaştığımızı bir kez daha konuştuk.
Toplumsal ve tarihsel sorumluluğumuzun bilinciyle kendi adayımızı belirleme konusunda da bir ön görüşme gerçekleştirdik.
HDP olarak kendi cumhurbaşkanı adayı profilini belirleme çalışmalarımızı başlattığımızı daha önce kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu çalışmalar kapsamda aday havuzu mekanizmamızı da oluşturduk. Emek ve Özgürlük İttifakına da 5 Ocak’taki toplantıda başlattığımız hazırlıklar konusunda bilgilendirme yaptık. Bu çerçevede ortaklaşmayı ele aldık. İttifak yapıları olumlu yaklaştıklarını, kendi kurullarında değerlendirdikten sonra bir sonraki toplantıya belirgin bir görüşle geleceklerini ifade ettiler.
Erken seçim tartışmaları ile birlikte ittifakların adaylarını belirleme süreci de hızlandı. Siz de adayınızı belirleme çalışmalarınızı erken seçim ihtimaline karşı mı hızlandırdınız?
HDP olarak biz, Eylül ayında yaptığımız Parti Meclisi (PM) toplantısında seçim hazırlıkları startımızı verdik. Seçim koordinasyonumuzu oluşturduk ve bütün parti bileşenlerimizin içinde yer aldığı seçim komisyonumuz ile çalışmalarımız devam ediyor. Bütün il ve ilçelerimizde de bu hazırlıkları büyük bir titizlikle sürdürüyoruz.
Milletvekilleri seçimine dair görüşmeler gerçekleşti mi? Bir pazarlık söz konusu mu?
Parlamento seçimlerine hangi metotla girersek, en geniş mücadele dinamiklerinin parlamentoda güçlü temsili ile toplumun bütününe büyük kazandırabileceğimize dair de bir tartışma yürüttük. Yeni seçim sisteminin olası sonuçlarını bütün yönleriyle değerlendirdik hem siyasal sonuçlarını hem matematiğini konuştuk. Bu konudaki hazırlıklarımızı da seçim süreci takvimini gözeterek hızlandıracağız. İlgili komisyonlarımız yoğun bir faaliyet yürütecek, seçim komisyonlarımız politik ve teknik konularda sunumlar yapacaklar.
Muhalefete yönelik saldırıların arttığı ve toplantıda bu konunun konuşulacağı bekleniyordu. Bu konuda tartışmalar yürütüldü mü? Nasıl bir tavır takınacaksınız?
Bu konu da önemli gündemlerimizden biriydi. Tek adam rejimi başta yargı olmak üzere bütün aygıtlarıyla, siyasi baskılarla toplumu seçeneksiz bırakmayı, mümkünse HDP üzerinden seçmeni, halkı susturmayı, sindirmeyi, sandıktan uzak tutmayı amaçlıyor. 2016 ve 2019’da belediyelerimize yönelik kayyum gasplarının bir rejime dönüştürülerek üniversitelere yaygınlaştırılmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sıra geldi. Bunun bir diğer boyutu da siyasi yasakların katlanarak artması. AKP-MHP iktidarı kendi ömrünü uzatma planı kapsamında muhalifleri, siyasi aktörleri, mücadele insanlarını siyaset yasaklarıyla devre dışı bırakarak toplumu ve iradesini teslim almak için yasa ve hukuk tanımaz bir pratik içinde. İBB’ye yönelik operasyon halkın iradesini yok saymak, belediye kaynaklarını ele geçirmek ve Ekrem İmamoğlu’nu siyasette devre dışı bırakmaktır. Gezi Davası ve Şebnem Korur Fincancı Davası, Kobanê Kumpas Davası da aynı kumpas planı dahilinde yürütülüyor. Bu baskı rejimine son verme kararlılığımızı ve demokratik bir geleceği kurma iddiamızı, topluma karşı ortak sorumluluğumuzu sonuç metnimizle kamuoyuna ilan ettik.
‘HDP KAPATILIRSA ÇARESİZ DEĞİLİZ’
İttifakın, HDP’nin kapatılması durumunda bir B planı var mı? Bu konuyu ele aldınız mı? 15 ocakta YSK seçime girebilecek yeterliliğe sahip siyasi partilerin listesini yayınlayacak. Olası bir kapatma kararı durumunda alternatif parti seçeneklerinizden birinin bu listede yer almama ihtimali bulunuyor mu?
Bu konuyu konuşmadık ama bizim hem bileşen yapılarımızdan hem HDP’nin içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan başka dost demokrat partilerden seçim yeterliliği olan çokça seçeneğimiz var. Hepsini devre dışı bıraksalar bile onlara büyük kaybettirecek araç ve gereçlerimiz hazır. Biz elinde ip ölçüleriyle oy pusulasındaki yeri bulup mührü basmış anaların babaların evlatların partisiyiz. Gerisini tek adam hep adam iktidarı düşünsün.
Emek ve özgürlük ittifakı genişleme üzerine tartışmalar yürütecekti. Bu konu gündeminize geldi mi? Sonuca varıldı mı?
Biz başından beri masa fikriyle yola çıkmadık. Bu nedenle masaya bir güç daha katıldı, masadan bir güç daha eksildi gibi bir yaklaşıma sahip değiliz. İttifakımıza, pek çok muhalif kurum ve kuruluşlardan, siyasi partilerle yan yana gelmeyen fakat dolaylı destek açıklamalarında bulunan pek çok oluşum var. Bunların bir kısmı ittifakımıza dahil de olmak istiyor. Biz 15 Ocak mitinginden sonra bu konuyu daha detaylı ele alacağız ve alacağımız kararları peyderpey açıklayacağız. Genişleme hazırlıklarımız sürüyor.
Toplantıdayken HDP’nin banka hesaplarına bloke kararını öğrendiniz…
Türkiye’nin kaderinin şekilleneceği bir seçimin arifesinde, seçimin sonucunu halklar, emekçiler ve ezcümle mazlumlar lehine etkileyecek/değiştirecek bir çözüm gücü olan parlamentonun 3. Büyük partisi HDP’nin hazine yardımı hesabına anayasayı askıya alarak bloke etme kararı siyasi gasptır. İttifakımız bu gasp kararına da HDP’yi kapatma davasına meydan okuyarak cevap verdi. 15 Ocak’ta Kartal Meydanında gerçekleştireceğimiz mitinge tüm demokrasi güçlerini çağrı yaparak on binlerin akarak el ele, omuz omuza bu zorba rejime hep birlikte meydan okumaya davet etti. İmece usulü büyük bir dayanışma çağrısı geliyor her yerden, Günlerdir tüm il ilçe örgütlerimiz ziyaret akınına uğradı. Siyasi partiler, demokratik kurumlar, yurttaş inisiyatifleri, toplumun birçok farklı kesiminin sahiplenme ziyaretleri devam ediyor. İyice küçülen ekmeğimizden aşımızdan kısar HDP’yi darda zorda bırakmayız diyen bir halk gerçekliğimiz var. İnsanca hakça bir yeni yaşamı kurma mücadelemizi engelleme çabalarına geçit vermeyen, bu deli dumrul düzenine karşı mücadeleyi yol eylemiş halk gerçekliğini kapatmaya hiç kimsenin gücü yetmez.
Altılı Masa başörtüsü teklifi konusunda yeni bir çalışma başlatacağını ve sadece başörtüsüne odaklanan bir anayasa teklifi hazırladığını açıkladı. HDP başörtüsü ile ilgili hiçbir sorununun olmadığını ancak AKP’nin hazırladığı teklifteki maddeleri onaylamadıklarını söylemişti. Bu konuya dair de değerlendirme yapıldı mı?
Daha önce de belirtmiştik; İlkesel tutumumuzu açıklamıştık, temel haklar referandum konusu yapılamaz. AKP’nin evet/hayır meselesine sıkıştırmaya çalışarak büyük ölçüde çözülmüş kendi tabanını konsolide etmeye ve muhalefeti dağıtmaya yönelik hazırladığı bu sözde anayasa değişliği teklifi bir tuzaktır ve biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, tarafı olmayacağız. Bu tekçi, baskıcı, cinsiyetçi otoriter rejim, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapmaz, zihniyet olarak da yapamaz. Demokratik ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacı ancak ifade özgürlüğünün olduğu demokratik bir siyasal iklimde yapılır. Bu çerçevede ele aldık.
Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***