AMED – Marksist Okulu’n panelinde konuşan Dr. Kawa Mahmoud, İran’daki krizin devlet-iktidar krizi olduğuna işaret ederek, özgürlük, eşitlik, kadın hakları ve demokrasinin temel talepler olduğunu belirtti.
Amed Marksist Okulu (DMA), “Doğu Kürdistan ve İran Ayaklanmasının bugünü ve geleceği” konulu panel düzenledi. Amed’te bulunan bir otelde yapılan panelin moderatörlüğünü Şerefxan Cizirî yaptı. Kurdistan Kominist Partisi (KKP) Güney Sekreteri Dr. Kawa Mahmoud, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Xecê Şen, Kurdistan Emekçiler Partisi (PSK) Politik Büro üyesi Bêkas Kadir ile Marksist Okul çağrıcısı Sinan Çiftyürek de bir sunum yaptı.
MAHMOUD: ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERİLİYOR
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşuyla başlayan panelde ilk olarak KKP Güney Sekreteri Dr. Kawa Mahmoud sunum yaptı. Mahmoud, “1979’dan günümüze Doğu Kurdistan ve değişim dinamikleri” konusunu ele aldı. İran’daki krizi “devlet ve iktidar krizi” olarak niteleyen Mahmoud, “İran’da yaşanan kriz, devlet ve iktidar krizidir. Dini ideoloji kendini topluma kabul ettirmek istiyor. Orada bulunan halkın hayatı tehlike içerisinde. İran rejimi, kendini ve ideolojisini topluma empoze etmek istiyor. Doğu Kurdistan ve İran’daki protestolar sadece kadınlarla sınırlı değil. Bu bir özgürlük, demokrasi ve mücadele savaşıdır. Pek çok kişi İran’daki faaliyetleri Arap Baharı’na benzetiyor. Doğu Kurdistan ve İran’da, özgürlük, eşitlik, kadın ve erkek hakları, demokrasi temel taleplerdir. İran’daki şiddet tüm Kurdistan’ı etkileyecektir” diye konuştu.
KÜRT KADINLARININ DİRENİŞİ
“Kurdistan ve İran’da devrimde-değişimde kadının rolü” konusunda sunum yapan DBP PM üyesi Xecê Şen, Kürt kadının mücadelesine değindi. Şen, “Kurdistan’da Kürt kadınları direniş kültürü oluşturmuştur. İnsanlık tarihinden bu yana, direniş ruhu, her dönemde kendini yeniden canlandırmış ve hep yeni bir yaşam yaratmıştır. Yeni bir yaşam tarzıyla bir araya gelen kadınlar, hem dil ve kültür açısından hem de sosyalleşme açısından varlığını korumuştur. Biz bu direniş kültürünü Mahabad Cumhuriyeti tarihinden ve Başure Kurdistan’ın mısralarından, Leyla Kasım’ın idam ağacının önünde haykırdığı Kürtçe ‘Ey Reqîp’ şarkısından biliyor ve güçlü bir şekilde hissediyoruz. Rindê Khan, Zarife ve Besêyan… Kurdistan’da zulme ve her türlü yönetime karşı çıkan ilk kadınlardır. İnsanlık tarihinden bugüne kadar kadınlar, tüm zorluklara ve baskılara rağmen direniş kültürünü her zaman geliştirmiş, Kürt halkının ve tüm ezilen halkların kadın özgürlük mücadelesinin ateşi büyümüş ve aydınlanmıştır” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELEYİ YÜKSELTEN KADINLAR’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın savunmalarında Kürt kadınlarına ilişkin değerlendirmelerine de değinen Şen, “Kadınlar dilsel-kültürel soykırım ve işgale yönelik özel savaşlar sonucu ezilseler de ilk fırsatta her türlü zulme, soykırıma ve yabancılaştırmaya karşı mücadele ederek dirilişin tohumunu yeşertmiş ve yaşatmışlardır. Diğer bir deyişle kadınlar her dönemde isyanın, direnişin, özgürlük mücadelesini yükseltmenin en güçlü gücü olmuştur. Bu nedenle Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan savunmalarında kadınları ‘adsız kahramanlar’ olarak tanımlıyor. Jîna Emînî’nin öldürülmesini ilk kez kınayan İran halkının protestosu ve yasal koruma gösterisine karşı çıkan direniş, benzeri görülmemiş bir isyanla devam ediyor” şeklinde konuştu.
‘SLOGANLAR DÜNYAYA YAYILDI’
“Bölgeyi domine eden İran rejiminin yıkılmasının Kurdistan ve bölge üzerinde sonuçları” konulu sunum yapan PSK Politik Büro üyesi Bêkas Kadir ise, 1979’dan sonra İran Şahı’nın devrilmesi ve beraberinde yeni bir diktatörlüğün kurulduğunu söyledi. İran’da rejimin değişmesiyle birlikte değişim olmadığına değinen Kadir, şunları dile getirdi: “İran’da başlayan protesto ve mücadele, yurttaşları zorlayan ve baskı altına alan dini rejime karşıdır. Günümüzde kullanılan sloganlar, tüm dünyaya yayılmıştır. Bugün İran ve Avrupa’da insanlar tarafından kullanılmaktadır. Jina Amini’nin ölümü tüm dünyaya örnek oldu. İran’da okullarda Kürtçe öğretiliyor ve yasak yok. Ama pratikte yasakla arasında bir fark yok. Reform talebi reform ve değişimdir. Kadınların öncülüğünde başladı ve değişim devam ediyor. Kadınların devrimi dünyanın gururudur.”
‘İRAN REJİMİ ÜZERİNDE BÜYÜK ETKİ’
Marksist Okul çağrıcısı Sinan Çiftyürek de Kürt ve Beluci halkını selamlayarak, şunları söyledi: “İran rejimi büyük katliamlarını bu iki halk üzerinde gerçekleştirdi. Kürt halkı, yıllardır bağımsızlık talep ediyor. Ama birlik olmadığımız için kazanamıyoruz. Kürt halkı, partisinin ilkeleriyle dört aydır sokaklarda ve bunca katliama, idama karşı geri adım atmadı. Saldırılar, İran rejimi üzerinde büyük etki yarattı. İran’daki durum giderek daha fazla devrime doğru dönüyor. Kürtlerin ve İran’ın siyaseti üzerine düşen görevi yerine getirirse, İran’ın teokratik rejimi çöker. Halk sokaklarda savaşıyor ama siyaset bir sonuca varacak kadar güçlü değil. Kürdistan ve İran’ın siyasi görevlerini bir an önce yerine getirmeleri gerekmektedir.”
Panel, soru ve cevap bölümüyle son buldu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***