Son iki Brezilya yazısında ne olacaktı bizim Lula’nın halini konuşuyorduk. ‘Lula iktidar olacak mı’ sorusuna baştan hayır derken, ‘Lula Hükümet olacak mı?’ sorusuna da kuşkuyla karşılamıştık.
Daha kasım ayında yazdığım senaryo, geçen hafta başladı ve Brezilya kongre binasının önünde toplanan, Postneoliberal faşistler, hükümet binasını ve meclisi basmaya kalktı.
Gazetelerin eski dış haberler müdürleri gibi, bir elinizi masanın üstüne dayayıp, kurnaz bir gülümsemeyle bana, ‘Brezilya buradan uçakla kaç saat?’ diye sormayın, sandığınızdan çok daha yakın bu öykü bize ve sadece seyreden de biz değiliz aslında.
Biz çok ehven abi Lula’ya ilişkin endişe duyarken, iktidarlar da nasıl çamura yatılır temaşasının, manda batmaz versiyonunu seyrediyor.
Bu yüzden Brezilya bayrak desenli, V yakalı postneoliberal faşistlere biraz yakından bakalım. Seçim sonuçları açıklanmasından itibaren, hatta öncesinden başlayarak, bir kanıt sunmadan ve buna gerek bile duymadan, seçimde hile yapılacak, yapıldı iddiaları, eski başkan, baş faşist Bolsonaro’dan başlayıp, aşağılara, paçalara aktı durdu.
Kendisi iktidardayken yaptıkları seçimlerde hile olduğunu söyleyen, ender ülkelerden biriydi Brezilya ama bildiğiniz gibi yakın dostu Trump aynısını ABD’de yapmıştı. Uzun süredir, bugünler için beslenmiş, irili ufaklı çeteler, minyatür faşist ordular, darbe anında kırılacak camın arkasına yerleştirilmiş, hazır darbe kitleri barikatları bırakıp, kongre önüne yerleşmişlerdi zaten.
Bu copy-paste ile yetinmedi Bolsonaro, yine Trump taktikleriyle meclisi bastılar Brezilya faşistleri. İçinden, merkez köyden, cümbür cemaat…
ABD’ninkinden oldukça farklıydı tabi ki Brezilya. Öncelikle uzun yıllar askeri diktatörlük ile yönetilmişti ve ordunun içinde bugünleri yakın geçmişten bilip özleyen oldukça çok asker vardı. Yani her faşist gibi, kıçlarında devlet olmadan hareket edemeyecekleri gibi, ordu ve polis içinde oldukça kalabalık bir kesim, V yakalı bayraklı tişörtlerini gar dolapta hazır tutuyordu.
Yani sonucu ne olursa olsun, etkileyici bir eylemdi ve bu daha başlangıç sayılırdı.
Aslında Brasil’deki meclis, sanırım dünyanın en zor basılacak meclislerinden biri. Çünkü Brasil, bir başkent olarak inşa edilen ormanın ortasına inşa edilmiş bu kent, tam anlamıyla bunu önleyici bir mimariye sahip.
Devasa iki geniş yolun ortasında, çok çok geniş bir meydanda kendinizi çok küçük hissediyorsunuz. Topraksız İşçi Hareketi ile birlikte 20.000 kişi o meydanda atlı polisler ve helikopterlerin saldırısına uğradığımızda, ‘taş yok mu taş’ diye etrafı çok aramıştık ve seyyar satıcıların Hindistan cevizleriyle helikopter pervanesi vurmaya çalışmıştık. Bu yüzden ordusu ve polisi olmadan buna cesaret edebilmeleri hiç mümkün değildi.
İşte benim yeni film önerim; Brezilya’yı mutlaka seyredin. En azından başka yerde seyirci kalmamak için…
Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah… CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200’e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye’de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10’dan fazla kitaba sahip. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık ett
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***