Tarih 2023’e adım atınca ben de 2002 yılından çıkıp 2003 yılına konuk oldum.
Önce toplu bir resim çekmeye çalıştım:
ABD’nin Irak’a müdahalesi, İstanbul’daki bombalı saldırılar, Erdoğan’ın başbakan olması, THY uçağının Diyarbakır’da düşmesi, Bingöl depremi, K. Irak’ta Türk askerlerinin ABD askerleri tarafından rehin alınmaları yıla damgasını vuran olaylar olarak öne çıktı.
***
Gün be gün, ay be ay yürürken 13 Mart tarihli gazetelerde HADEP’in Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma haberine rastladım.…
Halkın Demokrasi Partisi veya kısaca HADEP, 11 Mayıs 1994’te kurulmuş bir siyasi partiydi.
1995’teki Türkiye genel seçimlerinde 1 milyon 171 bin 623, 1999’daki Türkiye genel seçimlerinde 1 milyon 482 bin 196 oy almış ve 1999’daki Türkiye yerel seçimlerinde 37 belediye başkanlığı kazanmıştı.
Hürriyet gazetesinin kapatılma haberi şöyleydi:
“Anayasa Mahkemesi, HADEP’in, devletin bölünmez bütünlüğüne karşı eylemlerde odak olması gerekçesiyle temelli olarak kapatılmasına karar verdi.
Anayasa Mahkemesi 29.1.1999 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından hazırlanan iddianame doğrultusunda açılan HADEP davasında nihai kararını açıklayarak partinin temelli olarak kapatılmasını hükmetti.
Mustafa Bumin, HADEP’in, kimi eylemleri yanında, PKK isimli terör örgütüne yardım ve destek sağlayarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki eylemleri işlendiği, bir odak haline geldiği anlaşıldığından, Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Yasası’nın 101 ve 103. maddeleri gereğince temelli kapatılmasına karar verildiğini belirtti.
Mustafa Bumin, söz ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olan kurucuları dahil 46 kişinin gerekçeli kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklarına karar verildiğini de bildirdi.
Ayrıca partinin malvarlığının kapatma kararının Resmî Gazete’de yayınlanmasının ardından Hazine’ye irad olarak kaydedileceğini de ifade etti. Bumin, dava ile bağlantılı olan ve halen DGM’de süren davalara yollama yapılması ve bu davaların kısa sürede sonuçlanmasının imkânsız olduğundan Yüksek Mahkeme’nin kararını açıklamak durumunda kaldığını belirtti.”
26 Mart’ta Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan HADEP’in 35 belediye Başkanı DEHAP’a geçti.
***
HADEP’in öncülü olan Demokrasi Partisi (DEP) de daha önce kapatılmıştı.
Kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak apar topar tutuklanmış, DGM’de hızlıca mahkûm edilmişlerdi.
AİHM, DGM’nin bağımsız ve adil olmadığını vurgulayarak kararı bozmuştu. HADEP kapatılırken 4 milletvekilinin de 28 Mart’ta yeniden yargılanması vardı…
Ancak…
“AİHM’in DEP’li milletvekillerinin yeniden yargılanmasını öngören kararı da adil olmayan bir şekilde uygulandı. AİHM’in, DGM’nin bağımsız ve adil olmadığı yönündeki kararı hiçe sayılarak yapılan yeni yargılamada DEP milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak, bir kez daha 15’er yıl hapis cezasına mahkûm edildi. 21 Nisan 2004 tarihinde sonuçlanan dava ile DEP’li milletvekillerinin 2005 yılı Haziran ayına kadar cezaevinde kalması kesinleşti.”
***
20 yıl sonra seçime giderken durum bu kez de pek farklı değil…
Türkiye şimdi de HDP’nin kapatılmasını konuşuyor.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin tarafından yapılan HDP’ye Hazine yardımının kesilmesi talebini 6 Ocak’ta görüşecek.
Hazinenin yardımının 10 Ocak’a kadar yapılması gerekiyor, o nedenle bu talebin daha önce görüşülmesi de hukuktan ziyade siyasi bir plana atfediliyor.
10 Ocak’ta da Kobani Davası var.
Ardından da muhtemelen HDP’nin kaderi belli olacak.
***
Vaktiyle HADEP Yöneticileri kapatma kararını AİHM’e taşıdı.
O başvurunun sonucunun da peşine düştüm.
Kapatıldıktan 7 yıl sonra, 14 Aralık 2010 tarihinde AİHM’in kapatma kararını hukuksuz bulduğunu gördüm.
Gazetelere yansıyan haber şöyleydi:
“AİHM, bu konudaki kararında HADEP’in, ‘bazı üyelerinin faaliyetleri ve açıklamaları temelinde’ kapatıldığına dikkat çekerken güvenlik güçlerinin Güneydoğu’daki terörle müdahalesinin, ‘kirli savaş’ gibi nitelenmesinin, hükümetin politikasının sert bir eleştirisi olmakla birlikte nefret ve silahlı direnişi kışkırtma oluşturmadığına dikkat çekti.
Mahkeme, HADEP üyelerinin ifadelerinin de ‘şiddet, ayaklanma ya da silahlı direnişi cesaretlendirmediği, bu nedenle partinin şiddet eylemlerini gerçekleştiren silahlı gruplarla eş tutulması için yeterli kanıt oluşturmadığını’ vurguladı.
‘HADEP, Kürtlerin kendi kaderini belirleme hakkını savunması halinde bile bunun demokratik ilkelere aykırı olmayacağı ve terör eylemlerine destekle eş tutulmayacağı’ da belirtilen kararda bunun sonucunda ‘Başvuru sahibinin örgütlenme hakkına müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı’ gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.
AİHM, bu çerçevede Türkiye’yi, parti üyeleri ve liderleri için Turan Demir’e manevi tazminat olarak 24 bin Avro, mahkeme masrafları olarak ise 2 bin 200 Avro’nun ödenmesi kararını verdi.’’
***
Türkiye hep aynı filmi oynatan köhnemiş bir sinema gibi…
Zaten öyle olmasa Cumhuriyet’in 100. Yıldönümünde hâlâ “demokratikleşme” umut olarak ortada durur muydu?
Kürt Sorunu’nu demokratikleşmeyle çözmek yerine sürekli baskı yöntemleriyle buharlaştırmaya çalışmak hiçbir sonuç vermiyor.
İşte 20 yıl önceki HADEP örneği…
Fark, o zaman HADEP’in oyu yüzde 4 civarındaydı, bugün ise HDP, ülkenin 3. Partisi…
Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı.20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa’nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK’lı.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***