TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, enflasyonla mücadeleye öncelik verilmesi gerektiğini söyledi. Özilhan “Ekonomi politikasının bir numaralı önceliği enflasyonun tek haneli sayılara kalıcı olarak indirilmesi olmalı.” dedi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Ankara’da düzenlendi. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, burada yaptığı konuşmada, ekonomi yönetiminin en büyük önceliğinin enflasyonun düşürülmesi olması gerektiğini söyledi. Cari açığın finansmanın ekonominin yumuşak karnı olmayı sürdürdüğünü söyleyen Özilhan, TL’nin yüksek değer kaybına rağmen dış açık vermeye devam edildiğini anlattı. Tuncay Özilhan şunları söyledi:
DIŞ AÇIK VERMEYE DEVAM EDİYORUZ
Cari açık ise üretim yapısından kaynaklanıyor. Bu yapıyı dönüştürmeden, yüksek teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli bir ürün desenine geçmeden, sadece kurun yarattığı ucuzlatma etkisiyle cari açık sorunu çözülmüyor. TL’nin yüksek değer kaybına rağmen dış açık vermeye devam ediyoruz. Küresel likiditenin daraldığı ve pahalandığı bir ortamda cari açığın finansman yolları da sınırlı. Gelen de yeni üretim yatırımlarına değil gayrimenkule geliyor.
ENFLASYON FAİZ MAKASI HİÇ OLMADIĞI KADAR AÇILDI
Enflasyon-faiz makasının hiç olmadığı kadar açılmış olduğu bir ortamda, üstelik birçok merkez bankası faiz oranlarını artırıyorken, yurtdışından sermaye girişinin de zemini olmuyor. Bu koşullar altında cari açığın finansmanı için elde merkez bankası rezervleri, bazı ülkelerin sağladığı imkanlar ve kaynağı belirsiz net hata ve noksan kalemi kalıyor. Hammadde fiyatları yüksek seyrederken yavaşlayan ihracatın cari açığa yol açacağını ve eğer cari açığın finansmanında sorun yaşanırsa ithalat yapmakta zorlanacağımızı biliyoruz.
ENFLASYON EN BÜYÜK SORUN
Enflasyon bir ekonomideki bütün parametreleri bozan en büyük sorundur. Enflasyonu düşüremezsek, öngörü ufkunu uzatamaz, yatırım ortamını iyileştiremeyiz. Enflasyonu tek haneli düzeylere indiremezsek büyümeyi kalıcı olarak hızlandıramayız. Enflasyon sorununu çözemezsek, istihdam yaratamayız; refah artışı sağlayamayız, gelir adaletsizliklerini düzeltemeyiz.
YÜKSEK ENFLASYON TÜM DENGELER BOZUYOR
Bu nedenle ekonomi politikasının bir numaralı önceliği enflasyonun kalıcı olarak tek hanelere indirilmesi olmalı. Yüksek enflasyon tüm dengeleri bozuyor. Yüksek enflasyon ortamında tasarrufların hızla eriyecek olması insanları tüketime yönlendiriyor. Tasarruflar ve dolayısıyla yatırımlar azalıyor. Veriler de bu duruma işaret ediyor.
İŞ DÜNYASI ÇIKARTILAN DÜZENLEMELERİ ANLAMAKTA ZORLANIYOR
GSYH rakamları tüketimin %19 arttığını ancak yatırımların %1.3 gerilediğini gösteriyor. Bankacılık sektörüne dönük yoğun regülasyonlar reel sektörün finansmana erişimini güçleştiriyor. Kredilerin vadesi kısalıyor. En olumsuz etki yatırım kredisinde ortaya çıkıyor. İş dünyası çıkartılan çok sayıda düzenlemeyi takip etmekte, anlamakta ve uyum göstermekte zorlanıyor. Krediye ulaşmaktaki zorluklar, üretimi etkiliyor.
FİNANSMANA ERİŞİM ZORLAŞIYOR
Böyle giderse ithalat yapılamayacak. Bankacılık sektörüne dönük yoğun regülasyonlar reel sektörün finansmana erişimini güçleştiriyor. Kredilerin vadesi kısalıyor. En olumsuz etki yatırım kredisinde ortaya çıkıyor. İş dünyası çıkartılan çok sayıda düzenlemeyi takip etmekte, anlamakta ve uyum göstermekte zorlanıyor. Krediye ulaşmaktaki zorluklar, üretimi etkiliyor. Böyle giderse üreticiler ithalat yapamaz, üretemez hale gelecekler.
İSTİKRAR VE GÜVEN SAĞLANMALI
İzlenmekte olan para politikasının piyasalar üzerindeki etki gücü zayıfken, kullanılabilecek ekonomi politikası araçları da hızla daralıyor. 2001 krizinden sonra makroekonomik istikrarımızın en önemli bileşeninin mali disiplin olduğunu hatırladığımızda, kamu harcamalarındaki artış konusunda ihtiyatlı olmakta çok büyük yarar görüyoruz. Ekonomide yaşanan sıkıntıları çözmenin yolu bünyeyi güçlendirmek, esas sorunları ortadan kaldırmaktır. İstikrar ve güven sağlandıktan sonra ekonomik performansı güçlendirmek çok da zor olmaz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***