: İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G’yi altı yaşındayken tarikat üyesi Kadir İstekli’yle dini nikahla ‘evlendirmesi’ ve çocuğun yıllarca cinsel istismara maruz bırakılmasına yönelik tepkiler sürüyor.
Türkiye Komünist Partisi de yaptığı bir açıklama ile istismara tepki gösterirken; tarikat ve cemaatlerin derhal dağıtılmasını gerektiğini belirtti.
‘’İktidarı aldığımızda yapacağımız ilk işlerden biri tüm tarikat ve cemaatleri dağıtmak olacak. Ancak o gün gelene dek böyle gitmez, gitmeyecek. Bu ülkenin çocukları sahipsiz değildir’’ denilen açıklamada, iktidarı yaşananların sorumlusu olarak gösterildi.
Kimi siyasi partilerin oy beklentisi ile cemaat ve tarikatlarla görüştüğü belirtilen açıklamada ‘’Bugün ortalığa saçılan pisliğe meclis kürsüsünden celallenenler, daha dün oy için tarikat liderlerinin kapısını aşındırıyordu. Tarikat üyelerini milletvekili yapan, tarikatlara çifte standart uygulayan meclis partilerinin tarikatlara dair söz söyleme ehliyeti yoktur. Tarikat açılımı yapan siyasi partiler bu ülkeyi karanlıktan kurtaramaz’’ ifadeleri de kullanıldı.
DİKKAT ÇEKEN SAADET PARTİSİ DETAYI
Açıklamada ayrıca Saadet Partisi’ne ve Temel Karamollaoğlu’na yönelik de dikkat çeken ifadeler yer aldı.
İsmailağa cemaatini siyasi arenada Saadet Partisi’nin temsil ettiğinin öne sürüldüğü açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
‘’Bugün ortalığa saçılan pislikle gündeme gelen İsmailağa Cemaati, dün İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması için gerici kampanyalar yürüttü, müritlerini sokaklara döktü. Bu cemaati siyasi arenada temsil eden parti, “şirin dede” figürüyle topluma sevimli gösterilmeye çalışılan Karamollaoğlu’nun partisidir, altılı masanın ittifak ortağıdır. Saadet Partisi’nin gerçek yüzü 6 yaşındaki kız çocuğunu istismar eden İsmailağa Cemaati’dir.’’
Açıklamanın tamamı şöyle:
”Ülke gündemi bir kez daha tarikatlardan saçılan pislikle çalkalanıyor. İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki bir kız çocuğu tarikatın müritlerinden biriyle evlendirilmiş, çocuk yıllar boyunca defalarca kez cinsel istismara ve tecavüze maruz kalmıştır. Savcılık ve hastane aşamasında, tarikatın yaptığı dalaverelerle dosyanın üstü kapatılmıştır. Cesur bir gazetecinin yıllar sonra ortaya çıkardığı bu olay tarikatların, cemaatlerin devlet kurumlarına nasıl yuvalandığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Karşı-devrimci bir parti olan AKP, bir tarikatlar ve cemaatler koalisyonudur. Kanuna göre yasal olmayan bu yapılar, AKP Türkiyesi’nin baştacıdır. Her gün bir tarikat lideri fetva vermekte, kadınların varlığını ve yaşamını hedef almaktadır. Ülkemiz AKP eliyle adeta bir tarikat ve cemaatler çöplüğüne dönüştürülmüştür. 2016 yılından sonra Gülen Cemaati’nden boşalan yerlere adım adım türlü tarikatlar yerleştirilmiştir. Bugün her bakanlığın başını bir tarikat tutmaktadır. Devletin sunması gereken kamusal hizmetler piyasaya teslim edildikçe tarikatlara alan açılmakta; eğitimden sağlığa, yargıdan emniyete kadar her kamusal alanda tarikatlar cirit atmaktadır. Çocuklarının yurt ve eğitim giderlerini karşılayamayan yoksul emekçiler, çocuklarını tarikat yurtlarına göndermekten başka çare bulamamaktadır.
AKP’ye alternatif olarak sunulan muhalefetin de tarikatlarla geçmişi kabarıktır. Bugün ortalığa saçılan pisliğe meclis kürsüsünden celallenenler, daha dün oy için tarikat liderlerinin kapısını aşındırıyordu. Tarikat üyelerini milletvekili yapan, tarikatlara çifte standart uygulayan meclis partilerinin tarikatlara dair söz söyleme ehliyeti yoktur. Tarikat açılımı yapan siyasi partiler bu ülkeyi karanlıktan kurtaramaz.
Bugün ortalığa saçılan pislikle gündeme gelen İsmailağa Cemaati, dün İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması için gerici kampanyalar yürüttü, müritlerini sokaklara döktü. Bu cemaati siyasi arenada temsil eden parti, “şirin dede” figürüyle topluma sevimli gösterilmeye çalışılan Karamollaoğlu’nun partisidir, altılı masanın ittifak ortağıdır. Saadet Partisi’nin gerçek yüzü 6 yaşındaki kız çocuğunu istismar eden İsmailağa Cemaati’dir.
6 yaşındaki kız çocuğuna yapılan istismar, tarikatların çocuklarımıza yaşattığı ilk karanlık değildir; ayağa kalkmazsak son da olmayacaktır. 2016 yılında Ensar Vakfı’nın yurtlarında 45 çocuğa tecavüz edildi. Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Bir kereden bir şey olmaz” dedi. Aynı yıl Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılara bağlı bir kız yurdunda çıkan yangında, üzerlerine kilitlenen kapılar yüzünden, 12 kız öğrenci can verdi. Suçlular ödül gibi cezalar aldı, yaptıkları yanlarına kâr kaldı.
Peki ya mahkeme önüne bile çıkarılmayan suçlular? Tarikat liderleriyle el sıkışarak onlardan sözüm ona toplum önderleri yaratanlar? Siyaset kürsülerinden ayetler okuyarak, gericiliğe pâye vererek toplumda tarikatlara alan açanlar? Kamusal hizmetleri özelleştirip yoksul emekçi çocuklarını tarikatların kucağına atanlar? Bunlardan ne zaman hesap soracağız?
Vakit tarikatlardan ve onları palazlandırıp çocuklarımızın, kadınların geleceğini karartanlardan hesap sorma vaktidir. Çünkü tarikat ve cemaatler topluma zararlıdır. Çünkü tarikat ve cemaatler aydınlığa, akla, bilime düşmandır. Çünkü tarikat ve cemaatler düşünen, sorgulayan, boyun eğmeyen insana düşmandır.
Bir kez daha söylüyoruz: İktidarı aldığımızda yapacağımız ilk işlerden biri tüm tarikat ve cemaatleri dağıtmak olacak. Ancak o gün gelene dek böyle gitmez, gitmeyecek. Bu ülkenin çocukları sahipsiz değildir. Bizler bu ülkenin komünistleri olarak tarikatlar ve cemaatler dağıtılana kadar çocuklarımızı onların karanlık ve kirli ellerinden korumak için ne gerekiyorsa yapacağız. Tarikat ve cemaatlerle el sıkışanlarla asla helalleşmeyeceğiz. Hepsinden çocuklarımızın ve kadınların karartılan yaşamlarının hesabını soracağız.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***