Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Koç Üniversitesi Hastanesi’nde hak ihlallerine tepki göstermeleri ve sendikalı olmaları sebebiyle için işten atılan emekçileri Meclis gündemine taşıdı.
Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarından olan Koç Holding’in, 2022 yılının ilk 9 ayında net kârını yüzde 346 artırdığını hatırlatan Kadıgil, “İşçilerin sırtından 42 milyar 22 milyon lira kâr eden Koçlar, işçiye 1 TL bile etmeyen poşet çayı çok görüyor. İşçilerin emeğini, alın terini, haklarını çalanlar ve Kod 46 ile tarihe yazılacak asıl hırsız sizsiniz” dedi.
Bugün 19. gününe giren Koç Üniversitesi Hastanesi’nde sendikalı oldukları için işten atılan taşeron işçilerin yaşadığı hak ihlallerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na soran Kadıgil, “İşçilerin “tacizci müdürün hastaneyle ilişiğinin kesilmesi, sendikalı çalışmanın önünün açılması ve kimseye sendika tercihinden dolayı baskı yapılmaması, atılan işçilerin işe geri alınması, angaryaya, mobbinge ve tacize son verilmesi, taşeron şirketler aracılığıyla değil, kadrolu çalışmak” taleplerinin kabul edilmesine dair Bakanlığınızın herhangi bir çalışması olacak mıdır?” dedi.
Kadıgil Bakan Vedat Bilgin’e şu soruları yöneltti;
- Anayasa’nın 49/2 hükmünün “Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır” ifadesiyle Devlete pozitif bir yükümlülük yüklemesine karşın; hak ihlalleri ve emek sömürüsüne karşı Koç Üniversitesi Hastanesi’nde 15 gündür direnen işçilerin, kamu düzenini ilgilendiren talepleri ile ilgili olarak Bakanlığınız tarafından görevlendirilen bir müfettiş var mıdır? İnceleme başlatılmış mıdır?
- Poşet çay ya da elma nedeniyle Kod 46 ile işten çıkarılan kaç işçi bulunmaktadır?
- Son bir yılda Koç Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan kaç taşeron işçi kıdem tazminatına hak kazanmıştır? Kanuni hakkın doğmaması için kanuna karşı hileyi kullanarak şirketleri yıl dolmadan değiştirilen işçilerin yaşadığı mağduriyet için Bakanlık ilgili işverenlere karşı herhangi bir cezai müeyyide uygulayacak mıdır?
- Sistematik hale gelen angarya, mobbing ve taciz ile ilgili sessiz kalan işverenler; ilgili personeller ile ilgili işlem başlatıp başlatmadığı Bakanlığınız tarafından takip edilmekte midir?
- Anayasal sendikal örgütlenme hakkının kullanımında karşılaşılan baskı ve engellemeler ile ilgili Bakanlığınızca nasıl bir yol izlenecektir?
- İşçilerin “tacizci müdürün hastaneyle ilişiğinin kesilmesi, sendikalı çalışmanın önünün açılması ve kimseye sendika tercihinden dolayı baskı yapılmaması, atılan işçilerin işe geri alınması, angaryaya, mobbinge ve tacize son verilmesi, taşeron şirketler aracılığıyla değil, kadrolu çalışmak” taleplerinin kabul edilmesine dair Bakanlığınızın herhangi bir çalışması olacak mıdır?
Öte yandan TİP İstanbul İl Örgütü üyeleri Cumartesi günü direnişteki işçilere destek ziyaretinde bulunarak hukuksuz biçimde işten çıkarmaların ve sendikalaşma önündeki engellerin bir an önce son bulmasını talep etti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***