İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki siyasi kavga bugün karşılıklı basın toplantıları ile sürdü.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında Soylu’nun görevden alınması için çağrıda bulundu. İmamoğlu’nun, muhalefet belediyelerini hedef alındığı yönündeki iddialarını reddeden Süleyman Soylu ise Anayasa’nın 127. maddesinin İçişleri Bakanlığı’na belediyeleri denetleme yetkisi verdiğinin altını çizdi.
Soylu, “26 Kasım’da burada belediyeleriyle irtibatlı çalışanları aldıkları için İstanbul, Mersin, Adana, İzmir, Ayvalık’la ilgili bir İçişleri Bakanlığı’nca yürütülen soruşturma olduğunu ve bunun tamamlanması halinde dosyaların yargıya gönderileceğini söylemiştim. FETÖ ile irtibatlı belediyeler oldu. Hiçbir siyasi partisine bakmadım. Belediye Başkanı, Meclis üyesi, Belediyede çalışanlar varsa aynı şekilde görevden çıkarıldılar. Zorlu bir sürecin sonucunda kamuyu çok büyük bir şekilde terör örgütlerinden arındırabildik” dedi.
İçişleri Bakanı, İBB’de yapılan teftişi başlatan ilk başmüfettişin sağlık gerekçesiyle görevden ayrılması sonrası başmüfettişliği üstlenen ve İmamoğlu tarafından “militan AK Partili” olmakla suçlanan Arif Yıldırım’ın 33 yıldır bu meslekte olduğunu belirtti.
İmamoğlu, önceki müfettişin görevden alınarak Ankara’ya çekildiğini öne sürmüştü.
“İsmail Bey her şeyi açıklayacaktır; bu davanın kayyum atanmasıyla ilgisi yok”
İmamoğlu’nun toplantıda dile getirdiği asıl hedefin kendisi ve İBB’ye kayyum atanması olduğu yönündeki sözlerini de kabul etmeyen İçişleri Bakanı, “Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’nın yurtdışında yaşayan kardeşinin FETÖ üyesi” olduğu iddiasına da yanıt verdi.
Süleyman Soylu, “Zamanında ifadesini vermediği için arama kaydı çıkmış. İsmail Bey, 6-7 yıldır kardeşiyle konuşmuyor. Fransa’da yaşayan 6 kardeşi için İsmail Bey’i yargılayalım mı? Elbette suçu varsa bu ülke bedelini ödedir. İsmail Bey o yüzden her şeyi açıklayacaktır. Bu davanın kayyum atama ile ilgilisi söz konusu değil. Diyorlar ki ‘Bunlar İstanbul’a çökmek istiyor’ Bizim niye böyle bir derdimiz olsun. Biz belediyeyi terörden temizlemek istiyoruz. İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı oldu, İBB ne olacak? Kanun ne der; meclis seçer. Meclis’te kim çoğunluk. Sanki bunları kimse bilmiyormuş gibi, bir mağdur edebiyatı yapıyorlar” dedi.
Soylu: “İmamoğlu cingözlük yapmaya çalışıyor”
İstanbul’daki toplantıda Ekrem İmamoğlu, belediye başkanı seçildiğinde adli sicil kaydı ve arşiv araştırması yapılmasını engelleyen bir Anayasa Mahkemesi kararı olduğunu ve son dönemde arşiv araştırması taleplerinin bir kısmının yanıtsız bırakıldığını söylemişti.
İmamoğlu, suçun şahsiliği ile masumiyet karinesi normlarına atıfta bulunarak akrabaların işlemiş olduğu iddia edilen suçlardan personelin sorumlu tutulamayacağına işaret etmişti.
İmamoğlu kendisinden önce görev yapan eski İBB Başkanı Mevlüt Uysal ve mazbatası alındığında kayyum olarak atanan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde işe alınanların önemli bir kısmının da arşiv araştırmasının yapılmadığını ifade etmişti.
Bu sözler hakkında yaptığı değerlendirmede İçişleri Bakanı, “1668 kişiden bilgim yok, diyor. Bu koskoca bir yalan. Cingözlük yapmaya çalışıyor. Müfettişlerin yaptığı değerlendirmelerde Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya döneminde tamamen incelenmiş ve bunların işe dönmesinde bir engel olunmadığı görülmemiştir. (İşe alınanlardan) Fikri Karabulut, 2014’te PKK-KCK kırsala katılmış. Ömer Keleş, Nuri Çiçek; İbrahim Doğan, Muharrem Kılıç. Bunlar kim? dağdakiler. Bunlar sadece bir kısmı. Biz o zaman görevimizi yapmayalım, işe gitmeyelim. HDP ile anlaşılsın biz de aval aval bakalım. O zaman biz ahmak oluruz, görevimizi istismar etmiş oluruz” diye konuştu.
Soylu’nun bu açıklamalarının ardından Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun, ismi geçenlerden Muharrem Kılıç’ın bir şehit ağabeyi olduğunu açıkladı.
İmamoğlu Soylu’yu aradı mı?
Soylu’nun toplantı sırasında “İmamoğlu saygılarını sunarak beni aradı, benden yardım istedi. Bana belli bir konuda ‘CHP beni sevmiyor. Bu konuda bana yardımcı olur musunuz?’ diye bir ricası da olmuştur ama ben ‘Kanun ne gerekiyorsa onu yaparız’ dedim” şeklindeki sözleri üzerine Ekrem İmamoğlu bir Twittter mesajıyla bu iddiayı yalanladı.
İBB Başkanı, “Bakan Soylu ‘saygılarımla’ diyerek kendisini aradığımı ve yardım istediğimi söylemiş. Bu kuyruklu bir yalan. İstihbarat sende, telefon takibi sende, tüm bilgilere erişme gücün var. Bunu ispat edersen ben, edemezsen sen istifa etmelisin. Hodri meydan” yazarak bu paylaşımına sabahki toplantıda içişleri bakanını görevden alması için çağrıda bulunduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da etiketledi.
“İBB Başkanı beni aradı ve ‘CHP Genel Merkezi zaten bana karşı, biz hemşeriyiz. Ne olursun beni onlara ezdirme’ dedi”
İmamoğlu’nun bu paylaşımına canlı yayında yanıt veren İçişleri Bakanı, bu kez İBB Başkanı’nın kendisini bir değil iki kez aradığını iddia etti.
Soylu, “Evet (yardım) istedin. Ufak bir namusun varsa yalan söylemezsin. İstanbul’da yardım toplarken, bu yardımın kanunlara uygun olmadığını tespit ettikten sonra; yani böyle bir yardım toplanamayacağını tespit ettikten sonra çok doğal olarak o yardım toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı beni aradı ve dedi ki; ‘CHP Genel Merkezi zaten bana karşı, biz hemşeriyiz. Ne olursun beni onlara ezdirme’ Ama hayatı ikiyüzlülük ve yalan olduğu için bunu elbette söyleyemez. Aramızda sonra bir telefon görüşmesi daha geçti. Onu da gidip CHP Genel Merkezi’ne beni şikayet etti. ‘Bana İçişleri Bakanı böyle böyle söyledi’ diye. İnsan hangi koltuğa gelirse gelsin, o koltuk onu taşımayacak. O, o koltuğu taşıyacak ve yalan söylemeyecek” dedi.
“Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti”
İmamoğlu ve büyükşehir belediyesi hakkında bir değil üç dosya olduğunu ifade eden İçişleri Bakanı, İBB Başkanı hakkında bugün yaptığı açıklamalardan sonra dördüncü soruşturmanın da açılabileceğini ima etti.
Soylu, “Esas itibariyle İmamoğlu ne yapmak istedi? Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Dedi ki; ‘Bu terör soruşturmasını açarsanız gök kubbeyi başınıza yıkarım.’ Daha sonra ‘Ben bu lafı yargıya söylemedim, Süleyman Soylu’ya söyledim’ diyebilir. Dil pabuç, bunu rahatça yalan söyleyebiliyor. Bizi Cumhurbaşkanımıza, partimize şikâyet ediyor. Ben bir güvenlik sorunuyum ama PKK için güvenlik sorunuyum. Bedeli ne olursa bu bedeli öderiz” ifadelerini kullandı.