Yerli ve uluslararası mafyanın İstanbul’da faaliyetini arttırması ve şehrin farklı noktalarında silahlı hesaplaşmaların yaşanması, muhalefet liderleri tarafından sıklıkla gündeme getiriliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne açılan soruşturmalarla birlikte, muhalefetle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki gerilim giderek büyüyor.
SOYLU’NUN SEMTİNDE İŞLENEN CİNAYET
Siyasette bu tartışmalar yaşanırken, Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, “Perde asarken katledilen Talat” başlıklı yazısında, İstanbul Gaziosmanpaşa’da mafya çatışmasında kurban giden Talat Kaya’yı gündeme taşıdı.
Gaziosmanpaşa’nın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ilçesi olduğunu, Soylu’nun hayatını bu semtte geçirdiğini belirten Terkoğu, mafyaların semtte ulaştığı gücü aktardı.
“PERDE TAKTIĞI KAFEDE BAŞINDAN VURULUP DÜŞTÜ”
Terkoğlu, yaşananları şöyle aktardı:
“Gazetelerde iki satır bir haber. ‘İstanbul’da kafeye silahlı saldırı’ diye verilmiş. Bir kişinin hayatını kaybettiğini söylüyor. Merhum Talat Kaya’nın genç fotoğrafı, veda eder gibi bakıyor.
Ölüler büyümez ya. Geçen yıl, 1 Haziran’da katledildiğinde, daha 34 yaşındaydı. Perdeciydi. Silah seslerinin geldiği o kafede, Talat, kornişe uzanıyordu. Herkes yere yatarken o havada kaldı. Başından vurulup düştü.”
“KAPIDAKİ SİYAH CAMLI ARACIN İÇİNDEN, BİR ANDA, KAFE KURŞUN YAĞMURUNA TUTULDU”
Perdecilik yapan Talat Kaya’nın kendi işini kurduğunu, 2 çocuğunun olduğunu kaydeden Terkoğlu, çatışmayı şöyle anlattı:
“1 Haziran 2021 günü geldiğinde hayat ona, ‘Çok şükür’ dedirtiyordu.
Alibeyköy/Eyüpsultan’da yeni açılan Lounge kafenin perde işini almıştı. Kuzeni Gökhan’la kafeye gitti. Hazırladığı perdeleri teker teker asıyordu. İşlerinin bitmesine 10 dakika kalmıştı. Kafenin sahibi olarak bildikleri Ahmet Adanmış o sırada dışarı çıktı. Kapıdaki siyah camlı aracın içinden, bir anda, kafe kurşun yağmuruna tutuldu. Talat bir daha kalkamadı. Saldırganlar da kısa sürede gözden kayboldu. Kafe sahipleri Ahmet Adanmış ve Ahmet Taha Aksakal yaralandı.
Polisin kafeye gelip arama yaptığında, buldukları dosyaya şöyle girdi: ‘Koltuk üzerinde 1 adet Glock marka tabanca, mutfak tezgâhı üzerinde 1 adet tabanca ve koltuk üzerinde 500 adet 200 TL’lik toplamda 100 bin TL banknot…’”
“MAHALLEDEKİ MAFYA ÇATIŞMASININ HERKES FARKINDAYDI”
Saldırıda kullanılan aracın çalıntı olduğunu, saldırıdan sonra plakası değiştirilmiş ve yakılmış halde bulunduğunu belirten Cumhuriyet yazarı, Gaziosmanpaşa’da yaşanan mafya çatışmalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Aslında mahallenin arka sokaklarında dolaşan herkes olan bitenin farkındaydı. Bölgenin iki önemli ‘baba’sı, ‘dayı’ lakaplı Fatih Uzunyayla ile ‘Zaza Doğan’ lakaplı Ahmet Adanmış arasında husumet küfürleşmeye kadar varmıştı. Polisin aldığı istihbarat dosyaya şöyle girmiş: “‘Gereken yapılacak, Fatih abimizin intikamı alınacak’ tarzında söylemlerin olduğu bilgisi alınmıştır.”
Polis, Fatih Uzunyayla’nın adamı olarak bilinen Üveyiz Kınay, Emre Duran, Emirhan Örs ve saldırıya karıştığı öğrenilen Doğan Gökdoğan’ı gözaltına aldı. Adını son verdiğim Doğan olmasa, herkes “Görmedik, duymadık, bilmiyoruz” diyecekti. Ancak Doğan her şeyi itiraf etti:
Arabayı Emirhan kullanmış, yan koltuğunda kendisi oturmuş, arka koltuktaki Üveyiz elindeki kalaşnikofla tam 12 el ateş etmişti. O kurşunlarla, perdeci Talat ölmüş, Ahmet Taha Aksakal kasığından ve Ahmet Adanmış sol karın boşluğundan ölümcül şekilde yaralanmıştı.”
“YAKALANMASI” UZUN SÜRDÜ
“İddianameye bakıyorum. Sanıklar arasında Fatih Uzunyayla da var. Ama tetikçiler tutuklanırken azmettirmekle suçlanan Uzunyayla önce serbest bırakılmış. Duruşmalar başlayıp dosyadaki deliller ortaya serilince, Uzunyayla hakkında bu kez yakalama kararı çıkarılmış” diyen Terkoğlu, “Hemen yakalanmış sanmayın… Sosyal medyadan boğazda yemek fotoğrafları paylaşan, hatta bu süreçte Emniyet’e girip çıktığı ispatlanan Uzunyayla bir süre yakalanamamış! Sonra neyse ki bulunmuş!” diye yazdı.
“İSTANBUL, DÜNYA MAFYASININ BAŞKENTİ OLURKEN ONUNLA MÜCADELE ETMESİ GEREKENLER İSE İSTANBUL PASTASININ PEŞİNDEN KOŞUYOR”
İtirafçı Doğan’ı susturmak için tehdit edildiği, bacağından vurulduğunu aktaran Barış Terkoğlu, yazısını şöyle bitirdi:
“İstanbul sokaklarının çetelere teslimi o halde ki…
Tetikçilerin tamamının doğum tarihlerine bakıyorum. En büyüğü 2000 doğumlu. Bu yaşta birçok suçtan kayıtları var. Geleceksiz bir nesil, kendisine mafyada kariyer yaratmakta hiç zorlanmıyor. Savcının da dikkatini, tetikçilerin, bu genç yaşta, sosyal medya hesaplarından, sık sık silahlı fotoğraf paylaşmaları çekmiş.
İstanbul, dünya mafyasının başkenti olurken onunla mücadele etmesi gerekenler ise İstanbul pastasının peşinden koşuyor. İçişleri bakanı, belediye başkanını sudan bahanelerle görevden almak için seferber olurken kendi semtinde mafya, gençlerden tetikçi devşirip kalaşnikofla düzen dağıtıyor, uyuşturucu elden ele dolaşıyor. Serseri kurşunlar, vatandaşı perde asarken bile buluyor.
Talat, çocuklarını doyurmak için çalışıyordu. İki çocuğu, babalarının kokusuna doyamadı. Bir gün büyüyecekler, ama onlara bu adaletsiz, bu kanlı düzeni kimlerin yarattığını belki de hiç anlatamayacağız.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***