Artı Gerçek – Mersin Tarsus’ta 2016 yılında başlayıp, özel harekat polisleri eşliğinde bir yıl süren gizemli kazının bir benzeri bugünlerde Lüleburgaz’da yaşanıyor. İş insanı Nevzat Demir’in arazisinde, savcılık ve valiliğin de devreye girmesiyle kazı çalışması başlatıldı. Cumhuriyet gazetesi yazarı Miyase İlknur “Tarsus kazısı bitti sıra Lüleburgaz’da” başlıklı yazısında yaşananları şöyle aktardı:
“Mersin’in Tarsus kazısındaki gizemli öykünün benzeri bu kez Lüleburgaz’da yaşandı. Define avcılığı ile başlayıp sonradan terör operasyonuna dönüşen bu ilginç hikâyenin taraflarından biri ünlü bir iş insanı. Fırat Plastik Kauçuk Sanayi (Fıratpen) Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Demir.
ÖNCE YERALTINI TARAYABİLEN DRONE’LAR UÇURDULAR
…İddialara göre arazisi üzerinde drone’lar uçtuğu bilgisi çiftlik çalışanları tarafından kendisine iletilir. Üzerinde çok da durmaz. Çok geçmeden yeraltını da tarayabilme özelliklerine sahip drone’ların uçuş nedeni kendisine gelen gizemli bir konuğun anlattıklarından sonra aydınlanır. Daha önce hiç tanımadığı bu konuk, kendisini cumhurbaşkanının eski fotoğrafçısı Lokman diye tanıtır. Soyadını bize aktaranlar ya unutmuş ya da bilmiyor. Yaptığımız araştırmalarda Cumhurbaşkanlığı fotoğraf bürosunda Lokman diye birini bulamadık. Neyse büronun şefi değil belki de büroda çalışan bir fotoğrafçı da olabilir. Ya da hiç çalışmamış ama kendisine hayali bir görev de uydurmuştur. Ancak sağlam bağlantıları olduğu sonradan ortaya çıkacaktır.
Emekli cumhurbaşkanı fotoğrafçısı bu zatın Nevzat Demir’den bir ricası vardır. Demir’in Lüleburgaz’daki Sarmısaklı Mahallesi 999 Ada 1 Parsel’de bulunan arazisinde define olduğunu, devlet tarafından tespit edilen bu definenin çıkarılması gerektiğini, arazi sahibi olarak kendisine de yüzde 20 pay verilecek definenin bulunmasına yönelik kazı çalışmaları için izin vermesini ister. Nevzat Demir, devletin sözle değil resmi yazışmalarla yürüdüğünü hatırlatıp resmi olarak başvurulması halinde izin vereceğini söyler. Gizemli konuk istediğini alamayınca ayrılır.
VALİ DE ARADI
Aradan birkaç gün geçer geçmez bu kez Kırklareli Valisi Birol Ekici tarafından aranır arazi sahibi Nevzat Demir. İddialara göre vali de, fotoğrafçı Lokman Bey gibi arazide define olduğu yönünde iddialar olduğunu, devletin de bunu çıkartmak istediğini yasa gereği arazi sahibi olarak izin vermesi için ricada bulunur. Nevzat Demir, bu konuda ilk talepte bulunan cumhurbaşkanı eski fotoğrafçısı olduğunu söyleyen Lokman Bey’e söylediklerini tekrarlar. Yani resmi olarak devletin başvurması halinde izin vereceğini, sözlü talepleri dikkate almayacağını söyler.
BU KEZ HAKİMLİKTEN KAZI TEBLİGATI GELDİ
Nevzat Demir, konunun kapandığını düşünmüş ancak yanılmıştır. Üç gün önce Lüleburgaz Sulh Ceza Hâkimliği’nden gelen tebligatta yine söz konusu arazisinde savcılık ve jandarma nezaretinde kazı yapılacağı bildirilmiştir kendisine. Ancak bu kez kazı yapma gerekçesi define değildir. Aslında define ihtimalinin de içinde olduğu çoklu bir gerekçe sunulmuştur. “FETÖ/PDY yahut diğer silahlı terör örgütlerinin mensuplarına ait bilgi, belge ve bazı menkul kıymetlerin toprak altına gömülerek muhafaza edildiği ihbarına istinaden yürütülen bir soruşturmaya esas olmak üzere…” denilerek kazı yapılacağı ve bulunması halinde el konulacağı belirtilmiştir.
Tebligattan sonra da savcı ve jandarma ekipleri eşliğinde kepçeler arazide kazıya başladı.
‘SARAY’A YAKIN KİŞİLER, KROKİLERLE DEFİNE ARIYOR’
…Toprak altında ne arandığı konusu da hayli kapsamlı. Belge, bilgi ve menkul kıymet… Menkul kıymetten kasıt altın ve para. Son zamanlarda FETÖ’nün gömdüğü altın ve paralar olduğu söylentisi dillerde. Bunların peşinde çok sayıda kişinin olduğu da. Güya itirafçılar FETÖ’nün gömdüğü altın ve paraları ifadelerinde belirtiyor, sonra da bu gömülerin peşine düşülüyor. Define konusu da yine son günlerin en yaygın şehir efsanesi. Saray’a yakın kişilerin, müze müdürlüklerinden aldığı krokilerle define aradığı, geçtiğimiz günlerde Tokat’ta da benzer bir kazı olduğu söyleniyor.
Bakalım bu ilginç kazıdan nasıl bir define çıkacak?”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***