Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Mutabakat Metnini 9 ay önce imzalayan Altılı Masa’da yer alan partilerin hazırladığı 84 maddelik anayasa değişikliği önerisi hafta başında açıklandı. Aralık ayı sonuna doğru yapılması beklenen, onuncu toplantıda ise seçimin kazanılması durumunda kurulacak ‘ortak yönetim’ yapısının netleştirilip duyurulması bekleniyor.
‘Geçiş Sürecinin Yol Haritası’ olarak adlandırılan bu çalışma sadece liderler arasında görüşülüyor. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye’yi adeta parlamenter döneme geçmişiz gibi yöneteceğiz” dediği modelin ipuçlarını verdi.
Modele göre Türkiye bir ‘koalisyon hükümeti’ varmış gibi yönetilecek. Liderler milletvekili olarak Meclis’te olacak. “Anayasa değişikliği yapılana kadar siyasi parti genel başkanları ile istişare ederek karar alacağım” taahhüdünde bulunan yeni cumhurbaşkanı da bu taahhüt doğrultusunda liderlerin kanaatini alacak.
Bu mekanizma ‘Eşgüdüm Kurulu‘ olarak çalışacak. Bakanlar da Meclis seçimi sonucuna göre cumhurbaşkanının parti genel başkanlarıyla görüşmesi, onlardan aldığı bilgilerle belirlenecek.
Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın aktardığına göre gazetecilerin Karamollaoğlu’na yönelttiği sorular ve siyasetçinin bunlara verdiği yanıtların bir kısmı şöyle:
– Liderler, bu ortak yönetimde nerede olacak? Cumhurbaşkanı yardımcısı mı olacaklar, kabinede mi olacaklar, yoksa istişare kurulu mu oluşturulacak?
Bu konu önümüzdeki toplantıda netleşecek. Biz kararlıyız; birlikte yöneteceğiz. Ancak, birlikte yöneteceğiz de cumhurbaşkanı anayasa değişmediği için layüsel. Nasıl olacak? Cumhurbaşkanı seçiminden önce aday, siyasi parti genel başkanları ile birlikte, ‘Bundan sonra kararlarımı -bu değişiklik sağlanana kadar- siyasi parti genel başkanları ile istişare ederek alıp Türkiye’yi yöneteceğim’ taahhüdünde bulunacak. Burada bazen ‘parti genel başkanları cumhurbaşkanı yardımcısı olsun’ deniliyor. Olamaz ki, milletvekiliyse milletvekilliği düşer.
– Genel başkanlar milletvekili olmasın, direkt Cumhurbaşkanı Yardımcısı olsun önerisi olduğunu biliyoruz.
Bu koalisyon belli bir süre Türkiye’yi yönetecek diyelim, genel başkanların Meclis dışında kalması niye gerekli? Mühim olan bu istişare mekanizmasının adı nasıl konulacak. Siz buna cumhurbaşkanı yardımcılığı derseniz, milletvekillikleri otomatikman düşer. Ama cumhurbaşkanı kendiliğinden, ‘Siyasi parti genel başkanları ile istişare ederek karar alacağım’ derse kimsenin yapacağı bir şey yok.
‘EŞGÜDÜM KURULU’
– Yüksek İstişare Kurulu gibi bir kurul mu olacak?
Öyle bir kurul var, ama şu anda o kurulların hiçbir etkinliği yok. Bu da kanuni değil, ama cumhurbaşkanı taahhüt edecek, genel başkanlar da bunu benimseyecek. Cumhurbaşkanı, ‘anayasa değişikliği yapılana kadar siyasi parti genel başkanları ile istişare ederek karar alacağım. Bu kadar.’ Mesela buna ‘eşgüdüm’ de denilebilir. Eşgüdüm kurulu…
– Eşgüdüm Komisyonu diyebilir miyiz?
İster ‘kurum’, ister ‘kurul’, ‘ben siyasi parti genel başkanları ile istişare ederek karar vereceğim’ desin, yeter! Burada eşgüdüm olacak. Bir karar alınırken siyasi parti genel başkanlarının kanaatleri de mutlaka gündeme gelecek, onlarla istişare edilecek.
‘ADAYIN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ EŞGÜDÜMÜ SAĞLAMAK OLACAK’
– O adayın en önemli özelliği de bahsettiğiniz eşgüdümü sağlamak mı olacak?
Aynen. Tabii. O bunu kamuoyu nezdinde deklare edecek. Bunun hukuki yönü yok. Ama kamuoyu nezdinde böyle bir taahhütte bulunursa, herhalde cumhurbaşkanı olacak kişinin de bu taahhüdüne sadık kalması beklenir.
– Ağırlıklı görüş, ortak görüş diyebilir miyiz?
Tabii, şimdi biz bunu önümüzdeki toplantıda, net bir şekilde ifade edeceğiz. Şu anda ben bunu böyle teklif ediyorum, ama diğer arkadaşların da görüşü şu anda bundan farklı değil. Üzerinde durduğumuz konu, biz buna cumhurbaşkanlığı yardımcılığı diyemeyiz. Bunu ortak açıklamada görürsünüz diye düşünüyorum. Benim yaptığım bu açıklama istikametinde bir açıklama olacak.
‘GENEL BAŞKANLARIN MECLİS’TE BULUNMASININ FAYDASI VAR’
– Saadet Partisi lideri olarak sizin de tercihiniz o zaman milletvekili olmak, Meclis’te olmak?
Tabii. Parti genel başkanlarının seçilmişse Meclis’te bulunmasının faydası var.
– Peki gelecek toplantıda, bakanlıkların, kurumların nasıl paylaşılacağı gibi detaylar olacak mı?
Şu anda böyle bir şey gündeme gelmedi. Toplantıda da bunun kararının alınacağını düşünmüyorum şahsen. Ama seçimden sonra o konu gündeme getirilir.
‘ADAY ŞUBAT AYINDA AÇIKLANABİLİR’
– Adayınızı şubat ayında görür müyüz?
Görürsünüz gibi. Adaylık ancak seçim kararı alındıktan sonra açıklanır. Haziran’ı kimse beklemiyor. Büyük ihtimalle mayıs ayında olabilir. Altılı Masa’da adayın ne zaman açıklanacağı detayına girmedik. Bunun zaruret olduğunu da düşünmüyorum. Konu son zamanlarda gündeme fazla getirildiği için belki de önümüzdeki sene başlarında açıklamak gerekebilir. Ama ille de bunu açıklayacağız, zamanı geldi gibi bir kanaatimiz yok.
– Aday belirleme usulünü, yöntemini görüştünüz mü?
Hayır bu konuyu da görüşmedik. Siyasi partilerin kendi kanaatleri olabilir, bunu gündeme getirirler, bu teklifler üzerinde bir müzakere yapılır ve öyle zannediyorum ki neticede bir mutabakat sağlanır. Ben büyük problem olmayacağını düşünüyorum. İsimler üzerinde şimdiye kadar hiç konuşulmadı.
– Sadece adayı mı açıklayacaksınız? Liderlerin konumu, Merkez Bankası başkan adayları gibi kritik kurumların başkanı da birlikte açıklanır mı?
Ben bunun taraftarı değilim. -Millet iradesi daha tecelli etmemiş- O detaya girmek mantıkla bağdaşmaz.
– Anayasa teklifinizde ‘sembolik cumhurbaşkanı’ diyorsunuz ama halk tarafından seçilmesi öngörülüyor. Bu biraz çelişkili değil mi?
Bizim derdimiz cumhurbaşkanının aldığı kararların sorgulanabilmesi. Cumhurbaşkanının yetkileri müzakere edilebilir, yerine göre kısıtlanır ama ne olursa olsun, cumhurbaşkanı tek başına her türlü kararı alma ve uygulama makamında değildir artık. Kimin seçeceği, bu karar alındıktan sonra bana göre tali bir konudur.
‘TAKDİR DEĞİL OY TOPLAMA ZAMANIMIZ GELDİ’
– Sahaya baktığınızda 13. Cumhurbaşkanı Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı olacak görünüyor mu?
Ufak tefek fark olursa onun üstesinden gelir ama İstanbul seçimi gibi bir seçim olursa bunun üstesinden gelemez. Makasın bu kadar açılma ihtimali yüksek.
– İstanbul seçimlerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı seçiminde makasın nasıl açılabileceğini düşünüyorsunuz? Burada HDP’nin kilit bir parti olduğu değerlendirmesi var. Sizce HDP aday çıkarmalı mı?
Bizim tanıtma ekibimizden Allah razı olsun. Genelde takdir toplayan bir ekip ama artık bizim takdir toplama değil oy toplama zamanımız geldi. Tencerenin dibine, sandığa ne yansıyacak biz bunu önemsiyoruz. Onun için de söylemlerimizi geliştirmeli, altı siyasi parti bu konuda bir mutabakat noktasına gelmeli.
‘BU SEÇİMİN BİRİNCİ TURDA BİTMESİ ÇOK ÖNEMLİ’
Şu anda fazla bir şey söylememiz mümkün değil ama söylediğiniz HDP’nin tavrı çok önemli. Yani belirleyici faktör olacak ister istemez onlar da. Kendi politikalarını dikkate alarak onlar da bir politika belirliyorlar, çalışıyorlar. Nasıl bir karar verirler onu bilemiyorum. Ama bu seçimin birinci turda bitmesi çok önemli. İnşallah gerekli adımlar atılır, gerekli ortam oluşur.
– Masa’da adaylıkla ilgili çekişme olduğu iddiaları var.
Masa’da böyle bir çekişme yok, dışarıdan gündeme getiriliyor. Her partinin içinde farklı kanaati olan insanlar var. Ama bu genel başkanların genel yaklaşımını değiştiriyor mu, inşallah ben değiştirmiyor diye görüyorum. Ben buna şahit olmadım. Onun için bu tip iddiaların Altılı Masa’yı şu anda bağlayamayacağı kanaatindeyim. Yarın ne olur onu da bilemeyiz. Gün doğmadan neler doğar.
Partilerin genel başkanlarının tutumu kendi tabanını yüzde yüz etkilemeyebilir ama yüzde 90 etkiler. Şimdiye kadar Altılı Masa’da yapılan görüşmeler, genel kanaatler hep müspet yönde olmuştur. En son yapılan anayasa değişiklik talebi de bunun bir göstergesidir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***