Yıl sonunun gelmesiyle yoğun şekilde 2023 bütçesini yapmaya çalışan şirketler, ekonomideki ‘gri alanlara’ takılıyor. İş dünyası temsilcileri, “Özellikle seçim sonrası ikinci yarıyıla ilişkin öngörüde bulunmanın çok zor olduğunu düşünen işletmeler, aynı zamanda enflasyon muhasebesine geçilmemesi nedeniyle gerçek satın alma gücünü yansıtmayan mali tablolarla bütçe yapmaya çalışıyor” açıklamasında bulundu.
İşletmeler aralık ayı itibariyle yoğun bir mesai sürecine girdi. Geçen yıl ekim ayında yaşanan döviz krizi ve sonrasında hızla tırmanan enflasyon nedeniyle bütçe süreçleri adeta kangrene dönüşen, birden fazla alternatif bütçe yapmak zorunda kalan işletmeler, bu yılki bütçe süreçlerinin geçen yıla göre bir miktar daha kolay olduğunu belirtiyor. Ancak işletmeler krizlere aşılı olduklarını söyleseler de enflasyon, küresel gelişmeler ve seçim süreci kaynaklı birtakım belirsizliklerin bütçe süreçlerini sıkıntıya soktuğuna işaret ediyor.
Avdagiç: Mali tablolar, gerçek satın alma gücünü yansıtmalı
EKONOMİ gazetesine işletmelerin bütçe süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, bu dönemde iş dünyasının öncelikli beklentisinin enflasyon muhasebesine geçişin sağlanması olduğunu söylerken, “İşletme sermayesi ihtiyacımız önemli ölçüde artmışken, fiktif kârlarla ilave bir vergi yükü altında kalıyoruz” dedi. Mali tabloların gerçek satın alma gücünü yansıtmasının hem firmaların, hem finans kuruluşlarının hem de yabancı yatırımcıların planlamalarına önemli bir netlik katacağını dile getiren Avdagiç, bütçenin en önemli kalemlerinden birinin de personel maliyetleri olduğuna dikkat çekerek, “Burada asgari ücrette gerçekleşecek artış tabloyu daha da netleştirecek. Zaten asgari ücretin, azalan alım gücünü telafi edecek bir oranda artması noktasında iş dünyası hem fikir. Ancak yapılan bu zammı hem işverene hem de çalışana en verimli şekilde yansıtacak adımların atılması da önemli” dedi.
“Üretim maliyetleri küreselden etkileniyor”
Avdagiç, işverene tavan ücrette enflasyonun üzerinde ilave prim maliyeti yüklenmemesi, gelir vergisi dilimlerindeki net-brüt makasının makul seviyelere çekilmesi, kıdem tazminatı üst limitinde de enflasyona orantılı artış gerçekleştirilmesi gibi konularda yapılacak düzenlemelerin hem işvereni hem de çalışanı rahatlatacağını dile getirdi ve “Tabii bütçede finansman ve başta enerji olmak üzere üretim maliyetleri, küresel etkilerden en çok etkilenen kalemler arasında. Maliyetlerin aşağıya çekilerek rekabetçiliğimize halel gelmemesi adına imalatçı-ihracatçı KOBİ’lere yönelik avantajlı enerji tarifeleri uygulanmasını öneriyoruz. KOBİ’lere uygun maliyetli ve uzun vadeli işletme sermayesi desteği de sağlanması önemli” ifadelerini kullandı.
Yorgancılar: Belirsizlikler, süreci karmaşık hale sokuyor
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar da yaptığı açıklamada sanayiciler olarak son yıllarda, küresel ve ulusal ölçekte pek çok zorlukla yüzleştiklerini hatırlatırken, özellikle, yüksek kur oynaklığı, yüksek enflasyon ile emtia ve enerji maliyetlerinin yatırımları, iş hedeflerini olumsuz yönde etkilerken, fiyat belirlemekte zorlanılan bir süreci ve dolayısıyla bütçe çalışmalarını da oldukça komplike bir hale soktuğunu vurguladı. Öncelikle pandemi, ardından Rusya-Ukrayna Savaşı odağındaki gıda ve enerji sıkıntılarının siyasi ve ekonomik belirsizlikleri büyük ölçüde artırdığına işaret eden Yorgancılar, “Tüm sektörlerimizde özellikle de, enerji ve ithalata bağımlı sektörlerimizde beklentiler olumsuz seyrediyor. 2022 yılı mart ayından beri eşik değer 50’nin altında seyreden ve en son da ekim ayında 45,7’ye gerileyen imalat PMI verisi de bunu teyit ediyor” dedi.
“Enflasyon muhasebesi gündemimizin ilk sırasında”
“Yoğun belirsizliklerin izlendiği ve deyim yerindeyse her an her şeyin değişebildiği böyle bir ortamda, bütçe çalışmaları da kritik önem taşıyor” diyen Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sebeple; öncelikle enflasyon muhasebesi, gündemimizin başında geliyor. ÜFE kasımda yüzde 136,02 düzeyine gerilemiş olsa da, hala üç hanede seyretmekte ve enflasyon muhasebesine geçişin şartlarının çoktan oluştuğunu tekrar teyit etmektedir. Enflasyon önümüzdeki yıllarda yavaşlayacak bile olsa çift hanelerde seyretmesi olasıdır. Bu nedenle, enflasyon muhasebesine geçiş sadece bugünün değil yarının da ihtiyaçlarına cevap verecektir. Aksi halde işletmelerin gerçek durumlarını ve performans düzeylerini mali tablolardan anlamak güçleşecektir.”
EYT de bütçe çalışmalarında zorlu konulardan biri
İş dünyasının bütçe çalışmalarında bir diğer zorlu konunun da, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesi olduğunun altını çizen Yorgancılar, bu noktada oluşacak kıdem tazminatı yükü için Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletli kredi çalışmasına başlandığının duyurulmasını olumlu karşıladıklarını sözlerine ekledi.
Kartaloğlu: İşletmeler, kendi kurlarını ve enflasyonunu hesaplamak zorunda kalıyor
Bütçe süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, bu noktada en büyük tıkanıklığın enflasyon olduğu görüşünde… Enflasyon nedeniyle, düşük fiyata alınan ancak maliyet ve fiyat artışları dolayısıyla yüksek fiyattan yapılan satışların, işletmelerde fiktif kazançlara ve dolayısıyla daha fazla vergi yüküne neden olduğunu dile getiren Kartaloğlu, “Bunu devletin vergi gelirindeki artıştan da gözlemleyebiliriz. Önümüzdeki yıl ekonomik göstergelerin nasıl olacağı, döviz kurlarının, enflasyon oranın, büyüme oranının, Merkez Bankası faiz politikasının nasıl olacağı, Türkiye’nin döviz ihtiyacını karşılayıp karşılayamayacağına ilişkin belirsizlikler işletmelerin bütçe hazırlamalarını zorlaştırıyor” dedi. Bu sene ek bütçe yapılması örneğindeki gibi kamunun da kendi açıkladığı hedef iktisadi göstergelerin inandırıcılığının da dikkate alınmasının bir diğer unsur olduğuna işaret eden Kartaloğlu, “İşletmeler, kendi döviz kurlarını ve enflasyon oranlarını hesaplamak durumunda kalıyorlar. Ayrıca seçim ekonomisi dolayısıyla kamu harcamalarının ne kadar artacağı ve seçim sonuçları da konunun siyasi boyutunu oluşturuyor” diye konuştu. İşletmelerin yatırım ve mevcut işlerinin devamlılığına ilişkin kararlarını etkileyen en önemli unsurlardan birinin ticari bilanço ile mali bilanço arasındaki ilişki olduğuna değinen Kartaloğlu, enflasyonun yoğun olarak yaşandığı dönemlerdeki enflasyon düzeltmesi, döviz dalgalanmaları dönemlerindeki girdi fiyatlarındaki değişkenlik ve tüm bunlara ek olarak vergi maliyetlerinin artabileceğine ilişkin belirsizlik, firmaları yeni istihdam konusunda isteksiz ve yatırımlar konusunda durağan hale getirmektedir. Bu belirsizliği aşmanın yolu, ‘hukuk devleti’ ilkesinin bir gereği olarak öngörülebilirliği sağlamaktır” ifadelerini kullandı.
İş dünyasının önündeki belirsizlikler
▶Şu an baskılanan döviz kurunun bu seviyeleri ne kadar koruyacağı konusunda endişeler söz konusu.
▶OVP’de enflasyon hedefi önümüzdeki yıl yüzde 22,3 olarak belirlenmiş olmasına rağmen, TCMB hedefleriyle enflasyon gerçekleşmesi arasında yakın geçmişe kadar fark düşündürüyor.
▶Seçim sonrası uygulanacak ekonomi politikası konusunda soru işaretleri var.
▶Rusya-Ukrayna Savaşı’nın seyri, yanı sıra enerji fiyatlarındaki belirsizlik sürüyor.
▶İhracat pazarlarındaki resesyon endişelerinin devam ediyor olması, planlamalar üzerinde risk oluşturuyor.
KAYNAK: EKONOMİM – MERVE YİĞİTCAN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***