İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, 31 Mart 2019 seçimlerinin iptal edilmesinden sonra Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı dava görülüyor.
Bir önceki duruşmada savcı mütalaasını açıklarken, İmamoğlu için 4 yıl 1 ay hapis cezası ve siyasi yasak istemişti. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dördüncü duruşmada da savcı, daha önceki mütalaasını yineledi.
Bununla birlikte mahkeme, sanık müdafilerinin esasa ilişkin savunma için süre verilmesi talebini de reddetti.
İmamoğlu halkı Saraçhane’ye çağırdı
İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dinlenmesini talep etti. Mahkeme Soylu’nun dinlenmesinin davaya yarar sağlamayacağını belirterek talebin reddine karar verirken, savunma makamının ek süre talebi de mahkeme tarafından kabul edilmedi.
Avukatların son savunmaları için duruşmaya 16.00’ya kadar ara verildi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da İstanbullulara çağrıda bulunarak, “16 milyon İstanbullunun evi Saraçhane’dir. İstanbul ve Türkiye, iradesine daha önce nasıl sahip çıktıysa bugün de çıkacaktır. Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye davet ediyorum” dedi.
İmamoğlu’nun avukatlarının reddi hakim talebi reddedildi
Duruşmada, hakim Mehdi Komşul bir önceki celse yapılan reddi hakim talebinin reddedildiğini açıkladı. Sanık avukatları, reddi hakim itirazının Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 31’inci maddesine göre bir kez daha ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep etti. Fakat hakim, itirazın daha önce sonuçlandırıldığını ve yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada dönemin basın sözcüsü Murat Ongun tanık olarak dinlendi. Ongun, İmamoğlu’nun açıklamalarının YSK üyelerine yönelik olmadığını, gazetecilerin soruları üzerine geliştiğini ifade etti:
“Gazeteciler, Soylu’nun İmamoğlu’na ahmak dediğinden bahisle görüşmek istedi. Ben de başkana ilettim ve gazetecileri davet ettim. Gazeteciler bu beyanı sordu, başkan da buna binaen cevap verdi.”
Ongun’un ardından mahkemede söz alan İmamoğlu’nun kampanya direktörü Necati Özkan ise “Olay günü toplantıdaydık. Soylu’nun yakışıksız ifadeleri bize iletildi. Ekrem Başkan, Soylu’ya karşılık verilmesi gerektiğini söyledi. Toplantı çıkışında Ekrem Başkan ahmak sözünü söyleyen kişiye iade etti” ifadelerini kullandı.
Soylu’nun tanık olarak dinlenmesi talebi reddedildi
Tanık beyanlarının ardından İmamoğlu’nun ‘ahmak’tan kastının Süleyman Soylu olduğu açıklaması üzerine Soylu’nun açıklamasının olduğu CD mahkeme salonunda dinlendi.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, Soylu’nun tanık olarak dinlenmesini talep etti. Ancak savcı, “Uzman tanıkların dinlenmesine yönelik talebimiz yoktur” diyerek talebi reddetti.
Ekrem İmamoğlu neden yargılanıyor?
Yerel seçimlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘ahmak’ ifadelerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “31 Mart seçimini iptal ettirenler ahmaktır” sözleriyle yanıt vermesi sonrasında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame hazırladı.
Cumhuriyet Başsavcısı, Ekrem İmamoğlu hakkında “Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme şekilde hakaret” suçundan 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istedi.
Hazırlanan iddianamede dönemin Yüksek Seçim Kurulu başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesinin de mağdur olduğu belirtildi.
11 Kasım’daki duruşmada hakim de ”Sözlerin muhatabı Soylu” dedi. Hakimin savcıdan esas hakkında mütalaa istemesi üzerine avukatlar reddi hakim talebinde bulundu.
Fakat üst mahkeme, İmamoğlu’nun avukatlarının yaptığı reddi hakim talebinin reddine karar verdi.
4 yıl 1 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep edilmişti
Mütalaada, İmamoğlu hakkında ‘siyasi yasak’ anlamına gelen Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) 53. maddenin uygulanması talep edildi. En çok tartışılan talep ise bu oldu.
Euronews’e konuşan Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, her ne kadar hukuken bir karşılığı olmasa da İmamoğlu hakkında ‘siyasi yasak’ kararının verilebileceğinin mümkün olduğu söylemişti.
“Teorik olarak bu son karar duruşmasından ‘siyasi yasak’ çıkabilir. Birilerinin arzusu, amacı, dileği bu olabilir. Ama hukuken bir maddi temeli yok. Böyle bir karar muhakkak bir yerden dönecek. Ama ben mahkemenin de bu yönde bir karar verebileceğini düşünmüyorum. Çünkü resmen bir hukuk cinayeti olur. Benim talebim bu davanın reddedilmesi ve beraat kararı verilmesi.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***