Covid-19 salgınına karşı ilk aşı 8 Aralık 2020’de İngiltere’de yapıldığından bu yana dünya çapında 13 milyar doz aşı uygulandı. Aradan geçen bu iki yıl içinde aşılarla ilgili ne öğrendik? Veriler aşıların etkinliği hakkında neler ortaya koyuyor? Aşıların yan etkileri hakkında neler biliniyor?
Araştırmalar, Covid’e karşı onay verilmiş aşıların hastaneye yatışları ve ölümleri kontrol altına almakta birincil rol oynadığını gösteriyor. Bu aşılar olmasaydı, pandeminin doğurduğu sağlık krizinden etkilenen insan sayısı çok daha yüksek olurdu.
Kamu sağlık kurumları, aşıların yol açtığı ciddi yan etkilerin nadir olduğunu bildiriyor.
Aşıların pratikteki etkileri
Aşı dozları geniş kitlelere ulaşmaya başladığından beri, koronavirüs kaynaklı hastaneye yatış ve ölüm oranları dünya çapında önemli ölçüde düştü.
Omicron gibi daha bulaşıcı varyantların ortaya çıkmasına rağmen, aşılama sayesinde çoğu kişi enfekte olsa bile hastalığı ağır geçirmedi.
ABD merkezli Commonwealth Fund adlı vakıf, 13 Aralık’ta yayınladığı bir ankette, Yale Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndaki bilim insanlarını çok önemli bir soruyu yanıtlamaya davet etti:
“Covid aşıları olmasaydı ne olurdu?”
Sonuçlar, sadece ABD’nin son iki yılda Covid nedeniyle 18,5 milyon hastaneye yatış ve 3,2 milyon ek ölümle karşılaşmış olacağını gösteriyor.
Ayrıca aşılama sayesinde ABD fazladan enfeksiyon vakalarının tedavisi için gerekecek 1,15 milyon dolarlık tıbbi bakım maliyetinden de tasarruf sağlamış oldu.
Anket sonuçları değerlendirmesinde, “12 Aralık 2020’den bu yana ABD’de 82 milyon enfeksiyon, 4,8 milyon hastane yatışı ve 798.000 ölüm kayda geçti. Başka bir deyişle, aşılama olmasaydı ABD’de 1,5 kat daha fazla enfeksiyon, 3,8 kat daha fazla hastaneye yatış ve 4,1 kat daha fazla ölüm yaşanacaktı” diyor yazarlar.
Brezilya Bağışıklama Derneği (SBIM) Başkan Yardımcısı Dr. Isabella Ballalai, “Covid’e karşı aşılama, birçok insan için ölmek ve hayatta kalmak arasındaki farkı yarattı” diyor.
Brezilya virüsten en çok etkilenen ülkelerden biriydi ve aşıların nasıl işe yaradığına dair iyi bir örnek teşkil ediyor.
Ocak 2021’de ilk aşılar onaylandığında, Brezilya’da pandeminin en ağır dönemi yaşanıyordu.
Sağlık Bakanlığı’na göre, geçen yıl Mart sonu ile Nisan başı arasında Covid kaynaklı günlük ölüm ortalaması 3.000’i aşarken, yeni enfeksiyonlar günde 72.000’e ulaşmıştı.
Haftalar geçip aşılanan Brezilyalıların oranı arttıkça ölüm sayısı hızlı bir şekilde düşmeye başladı.
Bu sayılar Ocak 2022’de Omicron varyantıyla birlikte yeniden yükselmeye başladı. Ancak bu yeni dalganın zirvesinde günlük 950 ölüm kaydedildi; bu, önceki zirvede kaydedilen rekorun üçte birinden daha azdı.
Aşıların yan etkileri neler?
Dr. Ballalai, “Zaman içinde doz sayısı arttıkça, aşıların güvenliğinden daha fazla emin oluyoruz” diyor.
Son iki yılda, ilaçlara onay veren kurumlar ve halk sağlığı kurumları, aşılama sonrası olası yan etkilerle ilgili her bir vakayı izlemek ve araştırmak için büyük çaba sarf etti. İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS) “ciddi yan etkilerin çok nadir görüldüğüne” dikkat çekiyor.
Aşı sonrası en yaygın rahatsızlıklar arasında şunlar sıralanıyor:
- Aşı yapılan yerde ağrı
- Yorgunluk
- Baş ağrısı
- Vücut ağrısı
- Ateş
- Kendini iyi hissetmeme veya hasta hissetme
Sağlık kurumu, “bu yan etkilerin çoğunun hafif olduğunu ve bir haftadan kısa sürdüğünü” belirtiyor.
Peki ciddi yan etkiler oldu mu? Son rakamlar ne gösteriyor? Bu tür istatistiklerin en güncel kaydı ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından yayınlanıyor.
CDC’ye göre, şu ana kadar bilinen en ciddi yan etki vakalarının oransal sayıları şöyle:
- Anafilaksi (aşı sonrası ciddi alerjik reaksiyon): uygulanan bir milyon doz başına 5 vaka
- Janssen aşısına bağlı tromboz: uygulanan bir milyon doz başına 4 vaka
- Janssen aşısına bağlı Guillain-Barré sendromu: resmi rakam yok, ancak bu aşı ile aşılanan 50 yaş üstü erkeklerde, Pfizer dozlarını alanlara kıyasla vakalarda “küçük bir artış” söz konusu (Bu sendrom, kas güçsüzlüğü, refleks kaybı, uyuşma ve karıncalanmaya sebep olabilen ve geçici felç hali yaratabilen bir nörolojik hastalıktır)
- Pfizer aşısı alan gençlerde miyokardit ve perikardit (kalp iltihabı): 12-15 yaş arası: uygulanan milyon doz başına 70,7 vaka; 16-17 yaş arası: uygulanan milyon doz başına 105,9 vaka; 18-24 yaş arası: uygulanan milyon doz başına 52,4 vaka.
CDC, “tedavi gören miyokardit veya perikardit hastalarının çoğunun ilaç ve dinlenme tedavisine iyi yanıt verdiğini ve kendilerini hızla daha iyi hissettiklerini” bildiriyor.
Rapor şu tespiti yapıyor:
“Çok sayıda çalışma ve güvenlik izleme sistemlerinden elde edilen verilerin incelenmesi aşıların güvenli olduğunu göstermeye devam ediyor”.
Ölümler söz konusu olduğunda, ABD’deki kayıtlar, 7 Aralık 2022 tarihine kadar ülkede uygulanan 657 milyon dozdan 17.800’ünün (toplamın %0,0027’si) aşılamadan sonra tespit edildiğini gösteriyor (aşı bunun doğrudan nedeni olarak tanımlanmamış olsa da).
Tüm bu vakaların tıbbi kayıtların ve otopsilerin analizi yoluyla incelenmesi sonucunda Janssen aşısının kullanımıyla ilişkili sadece 9 ölüm tespit edilmiştir.
Dr. Ballalai hiçbir ilaç, aşı ya da prosedürün risksiz olmadığını vurguluyor.
“Tüm bu rakamlar, aşı etkinliğinin, nadir görülen sorunlardan çok daha ağır bastığını gösteriyor” diyor.
Sırada ne var?
Covid-19’a karşı ilk aşıların kullanıma sunulmasından iki yıl sonra, koronavirüs etkili bir şekilde kontrol altına alınana kadar hala birçok zorluk söz konusu.
Epidemiyolog André Ribas Freitas, “Küresel bakıldığında, bağışıklama konusunda çok geride olan ülkeler var” diyor.
Örneğin Haiti’de nüfusun sadece %2’sine ilk iki doz uygulanmış durumda. Cezayir (%15), Mali (%12), Kongo (%4) ve Yemen (%2) gibi ülkelerde de rakamlar çok düşük.
Freitas, “Bu çok büyük bir endişe kaynağı, çünkü yoğun viral bulaşmanın devam etmesi, daha bulaşıcı veya patojenik varyantların ortaya çıkması bakımından risk oluşturuyor” diye uyarıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***