YORUM | Prof. Dr. MEHMET EFE ÇAMAN
(Fon müziği: Dombra – Erdoğan versiyonu).
Karagüllerin İbraam denen insan evladı, Türkiye’nin süper güç olduğunu söylemiş. O dediyse muhakkak doğrudur. Gülmeyin. İbraam’dan iyi mi bileceksiniz! Başka bir insan evladı Şentopların Mıstaa da Recep emmisini Nobel’e Barış Ödülü kategorisinden aday göstermiş.
Yok, cidden Zaytung haberi değil. Ben de ilk rast geldiğimde öyle sandım. Son Recep İvedik’ten bir replik diye de düşündümdü, değilmiş. Çünkü çok bir sürreal geldi. Sonra kendime kızdım. Neden olmasın be! Fazlası var, eksiği yok. Hatta bence Türkiye süper güçten öte bir şeydir. Mega güçtür. Erdoğan da Nobel’den çok daha iyilerine layıktır. Ne süper güç olmak Türkiye’yi, ne de Nobel’e aday olmak Erdoğan’ı kesebilir. Erdoğan’ın çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Önü açık. Kariyerinin daha başında sayılır. Yapacak çok iş var. Türkiye ise nice süper gücü ve büyük gücü geride bıraktı. Sonra daha geçen yıl doğal gaz çıktı diye hatırlıyorum. Zaten yakında Lausanne Antlaşması’nın son kullanma süresi de doluyor. Artık güneydoğu Anadolu’daki zorla üzerine beton döktürülen petrol kutuları da açılır. Ayrıca insansız jet uçağı deneme uçuşunu da dikkate alın derim. Bir de elektrikli araba. Bakmayın birileri uçağın jet motoru Ukrayna’dan alınmış, elektrikli araba da İtalya’da yapılıyormuş falan diye suyu bulandırmaya çalışan hainlere siz.
Bunlar kıskanıyorlar güzel ülkemizi. İstanbul Havalimanı’nın kompleksleri falan da hesaba katılmalı. Almanlar kıskanıyor Türkiye’yi. Erdoğan’ın Katar’dan para dilenmesi falan da gerçek dışı haberler. Bu arada Real Madrid Erdoğan’a stoperlik teklif etmiş, Erdoğan nazikçe “reislik gibi mesuliyeti olan bir işim var, ayrıca kupon arazi meseleleri de çok vaktimi alıyor!” diyerekten, teklifi reddetmiş. Ama Nobel konusu riyaset meselesine olumsuz sirayet edecek bir şey değil. Fevkalade olur Nobel Barış Ödülü’nü alırsa. Gerçi bence salt Barış Ödülü kategorisi de eksik ve hatta yaralayıcı olur. Bence yanında Nobel ekonomi ödülü de verilmeli. Ne de olsa faiz-enflasyon-devalüasyon arası korelasyonları izahatta ciddi manada dünya literatürüne katkılarda bulundu. Nazariye alanında tabii. Ama uygulamada da sonuçlar almasını büyük bir heyecanla bekliyoruz.
Bazıları şimdi Türkiye’nin süper güç olması gerçeği ile sevgili reis beyefendinin Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmesini neden aynı yazıda ele aldın diye eleştireceklerini düşünüyorum. Elbette reis beyefendinin Nobel adaylığı konusunu böyle bir yazının sınırlı kapsamına almak zat-ı şahanelerine hakaret gibi bir şeydir. Öncelikle özür dilemem lazım. Fakat gayem şuydu: Türkiye’nin süper güç oluşu da Erdoğan sayesinde olmuştur. Mesela süper yürütme nerede var? Bittabi ki Türkiye’de! Yürütme nasıl mı süper? İki manada. Biri sözlük anlamı, diğeri ise deyim. Birincisine göre Erdoğan süper yürütmedir, yani yürütme organının süper başıdır be bu baş, Türkiye’yi süperleştirmede hayati bir rol oynamıştır. İkinci manası da deyimdir. Buna göre Türkiye süper yürütülebilen, ya da yürütmenin süper yapılabildiği bir yerdir ki bu da başlı başına Türkiye’yi süper güç yapar. Yürütmenin dibi yoktur. Efsanedir. Erdoğan olmasaydı bu olabilir miydi? Nobel komitesine bu konuda gerekli açıklamaların yapılacağına eminim. Şentop ve Karagül beyler eminim bu işe bir el atarlar.
Ben Erdoğan’ın Türkiye’de açık kalp ve beyin ameliyatlarına girmesini, cumhurbaşkanlığı uçağını kullanmasını, SAT komandolarını komuta ettiği sırada X komşu ülkenin bir adasını fethetmesini, Türk lirasına kafasının suretinin basılmasını, adına hutbe okutulmasını falan da beklerim. Ama bunları benim teklif etmem yakışık almaz. Buradan Şentop ve Karagül Beylere hatırlatmış olayım. Onların dilleri yüksek devirlidir, yani dilleri kuvvetlidir, kendilerini iyi ifade ederler manasında söylüyorum, yanlış anlaşılmasın.
Türkiye’nin süper güç olması durumunu Uluslararası Giriş ders kitaplarına da eklemek lazımdır. Sonuçta dünyaya nizam veren bir ülkeden bahsediyoruz. Bazıları süper güç olmayı küçümseyebilir. Onlara bakmayın siz. Ülkenizle gurur duyun. Her kategoride Türkiye büyümüştür. Rakamlar ortada. Dünya özgürlükler sıralamasında Türkiye’nin aldığı puan 157. Mesela İsveç, Norveç ve Finlandiya’ya sadece 1 puan vermişler, düşünebiliyor musunuz? Kanada’nın puanı 2. Yuh be, yuh! Ya da dünya enflasyon oranında Türkiye OECD ülkeleri arasında bir numaradır. Bunları duymak bazılarının hoşuna gitmiyor. Rakamlar yalan söylemez. Hesabı kuvvetli olmayanlar için açıklayayım: 157 nicelik olarak 1 veya 2’den büyüktür. Dünya da 5’ten büyüktür. Ey Amerika, ey Almanya, ey Çin, ey AB ve ey faiz lobisi: bu ezanları susturamayacaksınız, dik duran uzun adama diz çöktüremeyeceksiniz. Duşakabinoğulları milli marşını Külliye’de dindiremeyeceksiniz, bornozlu hamam tellağı kamuflajlı mehteran erlerinin “alalım düşmandan eski yerleri!” naralarını engelleyemeyeceksiniz.
Bunları not ettikten sonra, biraz da gelecek projeksiyonu yapalım mı? Var mısınız?
En büyük dertleri ve tasaları Milli Uzay Programı ve bu çerçevede kat edilen mesafedir. Gökyüzüne bak, ayı, gör! Ya da gökyüzüne bak, ayı gör! Türkonotlar, Gökmenler, Göktürkler ne niceleri var. Bunlar aya sert iniş yapacak Ayçöreği 1 aracının kahraman silah arkadaşlarıdır. Fakat roketimizin kaptan pilotuna ne ad verileceğini zannederim Devlet Bey’den daha iyi ortaya koyan henüz olmadı. Evet, bakın hemen anladınız: Cacabey. Jaja Bey diye de yazacağız ki ecnebiler okurken Kakabey diye okumasınlar. Çünkü bunlar bize –ok atmak için bekliyorlar. Bunlara fırsat veremeyiz. Evet, uzattım biliyorum, ama elimde değil, çok gurur duyuyorum ben bu konulardan dolayı.
Şunu diyecektim esasında, konuyu bağlamak için. Birincisi Türkiye bu aya sert inişle süper güçtür, ikincisi bu aya sert inişin komutanının, yani Cacabey’in (Jaja Bey) Türkiye’nin ezeli ve ebedi lideri Erdoğan olmasını niyaz ederim. Bu mühim konuyu da İbraam ve Mıstaa Beylerin beyefendi hazretlerine yüksek devirli biçimde aksettirmelerini önetiyorum.
(Ara müzik: Star Wars The Imperial March ya da namı diğer Darth Vader müziği)
Şimdi bazı kötü niyetli dış mihraklar ve onların içerideki maşaları, aya neden yumuşak iniş değil de sert iniş yapılacağını sorarak milli menfaatlerimize zarar vermek ve dolayısıyla terörist faaliyette bulunmak cürümlerini işleyebilirler. Ben buradan savcılarımızı derhal harekete geçmeye çağırıyorum. Çünkü bu yerli ve milli riyasetin düşmanı sefiller, Türkiye’nin sert, delikanlı, vurduğunu indiren bir süper güç olmasından büyük rahatsızlık duyuyorlar. Bunun için yumuşak iniş falan diyerek, sert tabiatlı erkek milletimizi LGBTQ’laştırmaya çalışıyorlar. Amaçları artan nüfusumuzu yavaşlatmak! Akılları sıra bizi bu şekilde frenleyecekler. Derhal Manisa’daki mesir macunu üreticisi sanayicilerle görüşülmeli, seçimlerde mini paketlere konan macunlar, kürsüden reisimiz tarafından halka dağıtılmalı. Milli Uzay Programımız böylelikle daha işlevsel bir hale gelir. Ve dünya dışı uygarlıklara da Türk’ün gücünü ve kuvvetini her alanda gösterme fırsatımız doğar. Aya sert iniş yapacak delikanlı ekip, başlarında Cacabey reis-i cumhur, böylelikle ülkemizi uzay çağına çıkartır.
Şimdi anladınız mı süper güç neymiş ve neden reis beyefendi hazretleri Nobel’e aday gösterilmiş?
Ben bu vesile ile yüksek devirli İbraam ve Mıstaa beyefendilere de selam ve saygılarımı iletiyorum. Bu millet, yaptıkları hizmetleri hiç unutmayacaktır ve isimlerini daima hayırla zikredecektir. Siz de kafaya fazla takmayın ve zikrediverin bu Şentopları ve Karagülleri falan.
Bir sonraki yazımda vejetaryenlik neden iyidir, mercimekte neden etten daha bol protein var ve ucuz soğan, pattes ve zerzevat nereden alınır konusunu işleyeceğim. Nobel’e aday olur muyum onu Mıstaa Bey’e sorarsınız. Ama İbraam Bey de takdir edecektir eminim ki, nitekim tam manasıyla süper güçlük bir konu bu.
(Kapanış müziği: Mehter Marşı, Ceddin Deden)
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***