YORUM | TARIK TOROS
2022 biterken görülen şu:
İktidar nasıl ki seçimi çantada keklik görmüyorsa..
Muhalefet de bir o kadar iktidara hazır değil.
**
Açalım:
Erdoğan, bugüne kadar -burun kıvırdığı- adımlar atıyor:
İçeride, Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın önündeki bariyeri kaldırması…
Dışarıda, Suriye-Mısır-İsrail-Suudi Arabistan başta olmak üzere, barış çubuğu tüttürmesi…
Siyasi rakiplerinin icabına yargıda bakmaya çalışması (Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak ve HDP’yi kapatma davası.)
Ekonomiyi, Katar-Suud sermayesi ile fonlaması…
Muhalefetin haber kanallarını tıkayıp dezenformasyona yol vermesi ile bunu saklamıyor.
**
Rahat olan bir iktidar bunları yapmazdı.
Önceki seçimlerde yaptığı gibi bildiğini okurdu.
**
Muhalefet unsurları ise (tek başına Altılı Masa’dan ibaret değil bu) ya ayarları bozulmuş bu ülkeyi yönetmeye hazır değil, ya çözüm reçetesi yok, ya da dağınıklığı toparlayamadığı için çaresiz.
Belki de, seçimle iş başına gelmektense…
İktidarın seçimli veya seçimsiz enkazın altında kalmasını bekliyor.
**
Çökmüş bir iktidardan yönetimi devralmak mı?
Seçim kazanıp hızla toparlamak mı?
Kimi partiler kendini seçim sonrasına hazırlarken bunu gözettiklerine kuşku yok.
**
Ekrem İmamoğlu en son dedi ki:
-İçişleri müfettişlerinin raporunda sadece ben ve yöneticilerim suçlanıyorsa, gök kubbeyi başınıza yıkarız.
Bu lafı çok işittik.
Lakin, şu güne kadar bırak “yıkmayı”…
Gök kubbeyi sallayan çıkmadı.
**
Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’a kayyım atanma ihtimaline karşı, “Erdoğan’ın yüreği yetiyorsa İBB için seçime gidelim” çağrısı yaptı.
Kılıçdaroğlu ilk ne zaman bunu söylemiş diye baktım, 31 Ekim 2017 tarihli tweet’ini buldum:
-Eğer yüreğin yetiyorsa gel, erken seçim yapalım.
**
Erdoğan, bu konuda Kılıçdaroğlu’nu dinlemez ama o istediği için değil, işine öyle geldiği için erken seçim yaptı.
24 Haziran 2018’deki seçim, normal vaktinden 1.5 yıl önce gidilmiş bir seçimdi:
“Adam kazandı.”
**
O gün, Muharrem İnce’ye verilen destek, şu gün aday olarak ismi geçenlere verilen desteğin fersah fersah ötesindeydi. Yetmedi.
Kabul: İnce “ortak aday” değildi.
Akşener, Demirtaş, Karamollaoğlu da aday olmuştu.
Her parti kendi adayını çıkarmıştı.
Totalde yüzde 50’yi bulamadılar.
**
Çıkan mesaj, “güçlü, kazanabilecek ortak aday” mesajıydı.
İki aday bu mesajı aldı ve stratejisini buna göre belirledi: Akşener ve Demirtaş.
**
Bugün ülkede, kuduz aşısı bulunamadığı için ölen çocuklar var.
Seçmen, saçma “yaz saati” uygulamasına bile itiraz edemiyor.
Büyükşehirlerdeki birkaç semtin dışında, sefil hayatlar yaşanıyor.
Et, ateş pahası. İkinci el araçlar el yakıyor.
Marketlerdeki poşet fiyatını bile belirleyen bir devlet var ve dünyada yok bunlar.
**
Türkiye, AKP öncesine kadar iktidarların seçimle değiştirilebildiği bir ülkeydi.
40 yaş altı pek hatırlamasa da böyle bir demokratik gelenek vardı.
**
CHP veya İYİP seçmeninde problem yok.
Onların oyu cepte.
Tıpkı sadık AKP’lilerin oyları gibi.
Erdoğan iki tür seçmeni kontrol etmeye çalışıyor:
İlki, kendine asla oy vermeyecek Kürt seçmen.
Onları bölmeye, küstürmeye, becerebilirse sandıktan uzak tutmaya çalışıyor.
İkinci grup ise bir türlü ikna edemediği “muhafazakar taban.”
Nicedir, bu grubu saflarına katmaya çalışıyor, henüz başarabilmiş değil.
Yapamazsa, onları da küstürüp sandıktan uzak tutmaya çalışacak.
Oyun planı bu.
**
Erdoğan’ı devirmeyi amaçlayanların, asıl bu gruba güven vermesi icap ediyor.
Muhalefet bu grubun tercihlerinin ne kadar farkında, soru işareti.
Seçimi belirleyecek olan da bu.
Kürt oyları kadar mühim.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***