YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Kemalist Solcu mahallenin keyfine diyecek yok bu aralar. Hükümet şimdi de kendi sebep olduğu ekonomik krizin suçunu zincir marketlere, zincir marketler içinde de üç harfli olanlarına yıktı. Kemalistler, solcular bir kez daha zevkten dört köşe oldu. Bu tartışmada Migros’un ya da CarrefourSA’nın hiç konuşulmuyor olması da ayrıca ilginç tabi.
Bu olayı da değerlendirme biçimleri yine “ohh yesinler birbirlerini” şeklinde oldu. Hiç birinin ağzından kanun, kanuni olma mecburiyeti, hukuk, adalet, suçun şahsiliği, ispat, delil gibi kelimeler yine dökülmedi. İnsanlara işlemedikleri suçlardan dolayı ceza kesemezsiniz, kanunda yazılı olmayan şeylerden dolayı kimseyi suçlayamazsınız, devlet gücüyle suçu ispatlanmamış kimseyi tehdit edemezsiniz gibi cümleleri, yakışmadığı için ağızlarına almadılar. Devletin topunu tüfeğini almış bir güruh BİM, Şok, A-101’e olmadık tehditler savurdu, bugüne kadar yaptığı gibi kendi suçunu başka bir yere yıktı. Sözüm ona AKP muhalifleri de ellerine çekirdek alıp birbirlerini yesinler de zevklenelim diye yine bekledi.
Hani belki bilmek istersiniz diye söyleyeyim burada birbirlerini yemiyorlar. Devlet gücünü kullananlar, haramilerin malları talan ettiği gibi, diğerlerinin malına çöküyor. Ve bu çökmeden sonra sözüm ona muhalifi oldukları parti, hem iktisaden hem de siyaseten daha bir yenilmez hale geliyor.
Çekirdek yiyerek ve zevklenerek izlediğiniz şey Recep T. Erdoğan’ın her geçen gün biraz daha besili bir güç canavarına dönüşmesinden başka bir şey değil. Bu sefer de öyle olacak birbirlerini yiyip zayıflamayacaklar. Bir tarafın kanunun suç saydığı bir şey yapıp yapmadığına bakmaksızın malları yağmalanırken, diğer taraf daha da semirecek, daha korkulan bir şey haline gelecek.
Kemalist ve solcu mahalle, sorun başka mahalledeyse bu irtibat-iltisak işlerine fazlasıyla teşne. Eğer başka bir mahallede, kabahat işlenmişse, kabahati işleyenin gelmişi geçmişi, yolda selam verdiği, mahallede yaşadığı herkes bu suçtan yargılanmalı, mallarına el konulup Sibirya’ya sürgün edilmeli kafasını taşıyor. Hatta mahkemelerce yapılacak bir yargılamaya da gerek yok, onlara göre kanaat yargılaması, en şiddetli cezalandırma için yeterli.
Bir adam 6 yaşında kızını evlendiriyorsa ruh hastasıdır. Akıl hastanesinde yatan bir adamın davranışları nasıl değerlendiriliyorsa o şekilde değerlendirilmelidir. Ama mesele bir sorunu çözmekten daha öte bir şey. Bu fırsatı hiç kaçırmayıp, on yıllar boyu içinde biriktirdiği ve bir türlü geçmeyen kinini dökmek, bütün faşist duygularını bir kere daha ifşa etmek Kemalist mahallenin vazgeçemediği bir gelenektir. Yani şöyle geriye çekilip bakıldığında hepsi tepeden tırnağa süzme faşist. Kim neye inanacak, kim neyi sevecek hepsine kendileri karar versin istiyorlar. Devletin sopası olsun ama bizim istediklerimizi dövsün, hukuk askıya alınsın ama bizim istediklerimizin hakkından gelsin, cadı avı yapılsın, bizim cadı dediklerimiz çatır çatır yakılsın.
“10 yılda 10 milyon genç yarattık her yaştan” diye marşlar okuyan ve bundan büyük gurur duyanlar, dindar gençlik yetiştireceğiz diyenlere ateş püskürüyor. ‘Falan tarikatta şu kötülük oldu o halde bütün tarikatlar kapatılıp takrir-i sükun çıkarılmalı’yı savunursanız, eline güç geçirenler de içki yüzünden şu kadar kötülük ortaya çıkıyor deyip içkiyi yasaklamaya kalkar. Bunların birbirinin ikizi olduğunu asla anlamak istemiyorlar.
Tarikatları savunmuyorum, aksine bu tarikatlara belki Kemalist mahalleden daha ağır eleştirilerim var. Ama devlet sopasıyla inanç düzenlemesi yapmayı hayal etmek faşizmden başka bir şey değildir. Her faşizm karşıt faşizmini doğurur. AKP ve avaneleri yaptıkları her şeyi sizden öğrendi. Ülkeye nizamat vermeden önce kendinize dönüp bir bakın.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***