IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nın 20’nci tur duruşmasının ilki Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.
Dava kapsamında Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasetçiler duruşma salonunda bulunurken, HDP eski Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eş Başkanı Gültan Kışanak SEGBİS ile davaya katıldı.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan‘ın haberine göre, Gelen evraklarlara dair konuşan Demirtaş, davada ifade veren müştekilerim tazminat taleplerini eleştirdi. Dosyanın müştekilere yeterince anlatılmadığını belirten Demirtaş, “Sanki bir tazminat davasıymış bu kişilere uğradıkları zararı tazmin fırsatı doğmuş. Müştekilerim tek tek bizim huzurumuzda dinlenmemesinin sakıncısı açığa çıkıyor. Onlar da bilmiyor. Dava tazminat davası olarak geçiyor. 7-8 Ekim Kobanê provakasyonuyla ilgili ‘fail kimdir bu insanlar bunla suçlanıyor şeklinde sorular sorulmuyor. Benim olayları azmettirdiğimi nereden biliyorsun diye soracaktım. Bu müşteki beyanların tamamının usulsüz dinleme olarak dosyaya girmiş. Bunların hiçbiri delil değildir. Bu kadar ağır suçlamayı yöneltirken 7 bin TL talep ediyor. 7 bin TL nerede 32 kez ağırlaştırılmış müebbet nerede? Bunların hiçbirini kabul etmiyoruz” dedi.
Dosyaya giren ‘belgelere’ dair eleştirilerde bulunan Demirtaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu da hatırlatarak, “Türkiye’nin her yerinde bu davanın kumpasçısı olan İçişleri Bakanı’na bağlı ekipler özellikle bilgi ve belge ile dosyaya sürekli girmeye çalışıyorlar. Kumpasçı Süleyman Soylu’nun elindeki bütün ekip Kobane kumpas davasına belge gönderiyor. Hakkari valiliğinden gelen belge bir hafta içinde gelmiş, biz istesek bir hafta içinde alamayız. Ama bir belge gördüğü an kumpasçı Süleyman Soylu hemen delil diye dosyaya gönderiyor” diye konuştu.
‘TÜRK MİLLETİ ADINA GÖZ YAŞARTICI KARARLAR VERİLİYOR’
HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü’yü hatırlatarak, “Ferhat Encü dün İstanbul’da kumpasçı Süleyman Soylu’nun görevlendirdiği polis tarafından tokat atılan, eski milletvekilimiz, Roboski’de ailesi katledilen kişiden söz ediyoruz. İmamoğlu davasında verilen ceza kararı ile ilgili siyasi olduğundan kaynaklı iddia olduğunu söyleyebiliriz. Ama bizim dosyamız iddia değil mahkumiyet kararımız var. Tarafsız, bağımsız yargı Türk milleti adına göz yaşartıcı kararlar veriyor” ifadelerini kullanan Demirtaş şöyle devam etti:
“Mahkemeler bağımsız ya; 6 yaşında çocuğa tecavüz eden kişiler için 2 yıl boyunca iddianame hazırlanmış ve gözaltı kararı dahi verilmemiş. Kamuoyundan tepki gelince gözaltına alınıyor. Neredeyse hepimiz örgüt üyeliğinden yargılanıyoruz. Üst sınırdan ceza verirseniz 9 yıl 10 ay verirsiniz. Bunun yatarı 6 yıl. Burada 6 yıldan fazla yatan arkadaşlarımız var. 67 yılla suçlanan kişi gözaltına dahi alınmamış. Mahkemelerin ne kadar siyasete bakarak karar verdiklerinin örneği. Kamuoyu baskısıyla duruşma günü değiştiren mahkeme gördünüz mü? Kamuoyunda tepki gelince heyet kendiliğinden toplanıp kendi ara kararından rücu etti. İmamoğlu’na siyasi yasak getirilecek şekilde mahkumiyet verdi, aynı yargı, benim şikayetçi olduğum eski AKP’li milletvekili bin TL para cezası verildi. Kendisi ve avukatı duruşmada bile bu kelimeyi kullanmadı. Niye bizimle ilgili hakarete bulunmuş.”
‘BU TRAJEDİYE SON VERECEĞİZ, SEÇİME BEŞ AY KALDI’
“Türkiye’de belli başlı mahkemeler AKP’nin seçim komisyonu gibi çalışıyor. Heyetiniz ve savcınız bunu yapıyor. Seçim kazandırma faaliyeti yürütüyor” ifadelerini kullanan Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Söz konusu olan dik duran muhalefet, Kürtler, kadınlar olunca gösterilen muamele budur. Ya tokat atılıyor ya sokakta katlediliyor. Bu trajediye son vereceğiz. Seçime beş ay kaldı. Seçim sonuçlarına göre nasıl bir adalet müessesi oluşması gerekiyorsa onun da mücadelesini şimdiden veriyoruz. Herkesin gözünün içine baka baka AKP’li MHP’li olduğunu söyleyen şahıslar gelip hakim savcılık. Kürsüsüne oturup başka bir siyasi partinin temsilcisini yargılayabiliyor. Ya da cemaatten çıkan şahıslar polis olup sokakta karşısına çıkan her Kürt’ü düşman olarak görüp tokat atıyor, kadınları saçlarından tutup işkence ile gözaltına alıyor. Bunun adına da devlet deniyor.“
‘CANIMI ORTAYA KOYACAĞIM BU HALKIN İRADESİNİ EZDİRMEYECEĞİM’
Demirtaş, mahkemenin tutumuna tepki göstererek, “Üç HDP yöneticisi AKP’li yöneticileri yargılayabilir mi? Çok absürt olur. Düşünün Garo Paylan, Saruhan Oluç, Meral Danış Beştaş, cübbe giymiş ve AKP yöneticilerini yargılıyor. Ne kadar absürt olur. Burada kendimizi kandırmayalım” dedi ve şöyle devam etti:
“Biz bunu kabul etmiyoruz, teşhir ediyoruz. siz taraflısınız. İktidardan beklentiniz ve ideolojik bağınız var. Bunları sizi küçük düşürmek için söylemiyorum, AİHM kararına dayanarak bunları söylüyoruz. Siz elinizdeki hangi karara dayanarak suçlu muamelesi yapıyorsunuz? Hangi karar var bize terörist muamelesi yapıyorsunuz? Bizim elimizde iki tane kapı gibi karar var. Siz bizi neyle yargılıyorsunuz? Mahkeme kararını tanımayan bir heyet bizi hangi sıfatla yargılıyor? Siz bu kararları uygulamadığınız müddetçe tarafsızlık iddianız fostur. Bu kadar haksızlık yapacaksınız, cübbe giyip hakim taklidi yapacaksınız? Kabul etmiyoruz. Bu dosyadan çekilmelisiniz. Sizi reddediyoruz. Sizi açıkça belirttiğim gerekçelerle reddediyorum. Bizimle ilgili yargılama yapamazsınız. Savcı da yapamaz. Savcının reddi yok ama, onuru var. Çekilmeli. Cumhurbaşkanı avukatlığı yaptığını size geçen duruşmada söyledim. Bizim ömrümüz burada bitebilir boyun eğmeyeceğiz. Bize bunları yapanların hesabını çatır çatır soracağız. Biz halkımızın iradesini temsil ediyoruz. Milleti temsil edene tokat atanı da yargılayanları da hesap soracağız. Canımı ortaya koyacağım yine halkın iradesini ezdirmeyeceğim. Bu iktidar bu seçimde sandığa gömülecek. Ağzıyla kuş sürüsü tutsa sandığa gömülecek. “
DEMİRTAŞ’IN KONUŞMASINI KESTİ
Demirtaş’ın konuşması devam ettiği sırada mahkeme başkanı “Siyaset yapma” diyerek Demirtaş’ın konuşmasını bitirmesini istedi. Demirtaş, “Ömrümüzün altı yılını direnerek verdik. Bu zulmü içimize sindirmeyeceğiz. Bizi hücrelere…” ifadelerini kullandığı sırada mahkeme başkanı SEGBİS’in sesini kapattırdı ve Demirtaş beyanlarına devam edemedi.
Bu duruma itiraz eden Sebahat Tuncel’e de “uyarı” yapıldı.
Mahkeme heyeti Demirtaş’ın ret talebini değerlendirdi. Mahkeme başkanı Demirtaş’ın, “duruşmayı uzatmak için mahkemeyi ret ettiğini” belirterek bu talebi reddetti.
YÜKSEKDAĞ: BU HALKIN İRADESİNE SAYGI DUYMAYI ÖĞRENECEKSİNİZ
Mahkeme heyeti bunun ardından HDP Eski Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’a söz verdi. Demirtaş’a yönelik mahkemenin tutumuna tepki gösteren Yüksekdağ, “Selahattin Bey’in sözünü gasp ettiniz. Bu halkın iradesine saygı duymayı öğreneceksiniz. Selahattin Bey’in mikrofonunu açın. Heyetiniz suçun kendisi haline geldi” ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
“İmamoğlu’na siyasi yasak veren mahkemeden hiç farkınız yok. Bizi yanıltmıyorsunuz. Operasyon masası olduğunuzu kanıtlıyorsunuz. Şimdi tartışılması gereken gelen evraklar değildir. Selahattin Bey’in mikrofonunu açın ve sözünü tamamlamasına tahammül edin.”
Diğer siyasetçiler de mahkeme heyetine tepki gösterdi ve Demirtaş’a söz hakkının geri verilmesini talep etti.
‘HDP ALEYHİNDE GÜNLÜK ORTALAMA 10 BİN İLE 100 BİN ARASINDA TWEET ATILIYOR’
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti Selahattin Demirtaş’ın yeniden konuşması için SEGBİS bağlantısını açtı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu davasının da Kobanê davasının da seçim odaklı olduğunu söyleyen Demirtaş, “Siyasetçiler bu davayı kürsülerde konuşuyorlar. Biz nerede cevap vereceğiz? Doğrudan bu davaya atıf yapıyorlar. Bülent Turan’dan ‘Altılı Masa ve Demirtaş’ açıklaması. Bülent Turan’ın konuşması engellenebiliyor mu? Burada düğmeye basıp kapatıyorsunuz” dedi.
AK Partili Bülent Turan’ın Saraçhane mitinginde DEVA lideri Ali Babacan’ın Demirtaş’ı anmasına dair sözlerini hatırlatan Demirtaş, “Günlük ortalama 10 bin ile 100 bin arasında HDP ve Demirtaş aleyhinde tweet atılıyor. Halk arasında bir deyim vardır. ‘Taşları bağlayıp itleri serbest bırakmak’, budur işte. Biz burada cevap vermeye kalkınca mikrofonu kapatıyorsunuz. Ortada dava yok siyasi kumpas var” diye konuştu.
‘BURADA KENDİMİZİ ZOR TUTUYORUZ’
Demirtaş konuşmasına devam ederken mahkeme başkanı, “Siz şu an savunmanızı mı yapıyorsunuz? Bunun dosyaya gelen belgeyle ne alakası var? Savunmamı yapıyorum diyorsanız buyurun anlatın” dedi.
Hakimin bu sözleri üzerine Anayasa 90’ıncı maddesini hatırlatan Demirtaş, “Bülent Turan hakkında yargıyı etkilemeye teşebbüs suçlamasıyla suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum. Ya suç duyurusunda bulunun ya da yargının bundan etkilenmediğini tutanağa geçirin” ifadelerini kullandı.
HDP İl Eşbaşkanı Ferhat Encü’ye polisin tokat atmasına tepki gösteren Demirtaş, “Bizimle kimse kedinin fareyle oynadığı gibi oynayamaz. Polis ‘siktir ol git’ diyor. Nereye gidiyoruz? Bir polis tokat atamaz. Bizim öfkemiz bundandır. Ferhat Encü’ye tokat atıldı öfkeleniyoruz. Sabrımız taşıyor, sesimiz yükseliyor. Bütün bunları görünce burada kendimizi zor tutuyoruz. Burada saygıyla sesimizi kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz ama sesimizi kesmeyin. Halkımızın onuru kırılıyor. Biz nereye siktir olup gidiyor muşuz? Bu ülke kimin tapulu malı? İnceleme başlatılmışmış. Burada size propaganda yapmıyoruz. Size 5 yıl aralıksız HDP’yi anlatsak oy vermeyeceğinizi biliyoruz” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***