MERSİN – Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi idaresinin, “Jîna Emînî” ve “jin, jiyan, azadî” ibarelerini suç unsuru olarak değerlendirerek tutuklunun Amed Baro Başkanı Nahit Eren’e yazdığı mektubun zarfını değiştirdiği belirtildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu adına Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’ne giden avukat Mehtap Sert, tutuklular Nusaybin Belediyesi eski Eşbaşkanı Sara Kaya ve Merve Nur Doğan ile görüştü. Av. Sert, Kaya’nın 7 yıldır cezaevinde olup, cezaevin soğuk ve kaloriferlerin saat 21.00’den sonra yakılması sebebiyle sık sık hastalandığını aktardığını paylaştı.
‘KAYA’NIN MEKTUBU ŞİFRELİ DİYE VERİLMEDİ’
Kaya’nın ortak alanda diğer tutuklularla sohbet hakkı engellendiği, adli tutuklularla aynı koğuşta kaldıklarını paylaştığını dile getiren Av. Sert, “Mektuplarla ilgili sıkıntısı var. Yurtdışından tutuklandığı günden beri mektup yazan bir kadın var. Zarfın üzerinde ‘ibnz’ harfleri olduğu için mektubuna el konulmuş. Şifre olduğu iddiası var. Kuruma yapılan itirazda verilen kararda, ‘Devletin bölünmez bütünlüğüne dair işlenen’ suçlardan cezaevinde olduğu, bu sebeple nitelikli bir tutuklu olduğu iddiasıyla verilen kararın tatminkar olduğu yazılmış. Ancak kendisi bu suçtan beraat etmiş. Aynı zarfta dışarıdan gelen mektupları idare kabul ediyor, ancak onların aynı zarfta mektup yollamalarını kabul etmiyor” diyerek Kaya’nın karşılaştığı durumu anlattı.
‘MEKTUPLAR OKUNMAZ HALE GETİRİLİYOR’
Doğan’ın Amed Baro Başkanı Nahit Eren’e gönderdiği mektubun zarfına Jîna Emînî için verilen direnişe destek olmak için yazılan “Jîna Emînî” ve “jin, jiyan, azadî” ibaresinin sakıncalı bulunarak zarfın değiştirdiğini söyleyen Av. Sert, “Doğan’ın zarfı değiştirmesi istenmiş. Israrcı olmuş. Neticede mektuba yazarak göndermiş. Keyfi olarak idare, kelimeleri suç unsuru taşıyor diyerek, mektupları çiziyor ve okunmaz hale getiriyor ya da el koyuyor. Mektuplar üç ayrı kurumun okumasından geçiyor. Mektup okuma, kurum ikinci müdürü ve müdür. 3 tane kaşeli görüldü ile mektuplar anlamsız cümlelerin olduğu hale getiriliyor. Görüş sırasında diğer görüşçülerin ailelerine selam verdiği ya da onlara hal hatır sorduğu için sıkıntı çıkarmışlar. Farklı insanlarla görüşmeleri, konuşmaları engellenmeye çalışılıyor” dedi.
‘NE HUKUKİ NE DE VİCDANİDİR’
Geçen hafta Tuba Sert ve Zilan Demir’in Antalya Manavgat S Tipi Kapalı Cezaevi’ne, Şevkiye Dayangaç’ın Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’ne ve Gurbet Öztürk’ün ise Kayseri Kadın Cezaevi’ne sürgün edildiğini vurgulayan Av. Sert, “Tarsus Cezaevindeki hak ihlalleri artık akıl almaz sebeplere dayanmaya başladı. Tüm dünya Jina Amini ile başlayan özgürlüğe yürüyen İran kadın direnişini selamlarken, cezaevi idaresi ismini suç unsuru olarak tanımlıyor. Cezası biten mahpusların iyi halden yararlanmaları için eşik puanı hesaplanırken, din, eğitim, etkinlik puanları değerlendiriliyor. Ancak hem insani bir talep, hem de dini bir vecibe olan kaybettiklerimizin ardından baş sağlığı dilemeyi ya da başsağlığı dileklerini kabul etmeyi yasadışı tanımlıyorlar. Yapılanlar ne hukuki ne de vicdanidir: Bir kez daha cezaevlerine mahkemelerin yargıladığı insanları yargılamanın, hukuk dışı ceza tayin etmenin görevleri olmadığını hatırlatmak gerekiyor” diye konuştu.
MA / Hamdullah Yağız Kesen
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***