İşte anne Şevkiye Tekin’in yitencanlar.com’da oğlu Murat’ı anlattığı yazı;
Yavrumu 11. gün adli tıpta tanınmaz halde bulduk, tırnağındaki izden teşhis edebildik
Murat bize en son Ramazan Bayramı tatilinde gelmişti. Öncesinde uçuş eğitimine gitmişti. Bayramın ikinci günüydü, oturmuştuk. Ben mutfakta yemekle uğraşırken konuşmaya başladı. Şehitlikten, hayattan bahsederken “Anneciğim, bir gün ben bu kapıya şehit olarak geleceğim. Kendini hazırla.” dedi. Ben de o zaman “Annecim Allah şehit olmayı nasip etsin tabii ama ileriki zamanlarda inşallah” dedim.
BİR GÜN ŞEHİT OLARAK, PARÇALANMIŞ HALDE CESEDİM GELECEK, BELKİ BENİ TEŞHİS EDEMEYECEKSİNİZ
Mesleğini eline al, gelinim olsun, torunlarım olsun, ondan sonra Allah’ım doğru zamanda şehitliği nasip etsin.” dedim. Böyle konuşmuştuk. Bir de otururken stresten sol başparmağının ortasını oymuştu, hafif iltihaplanma olmuştu. “Anneciğim, neden böyle yapıyorsun. Eğitime gideceksin zorlanırsın oralarda. İltihap kapar.” dedim. O da “Anne bu benim stres topum” dedi. “Ben sana top alayım onunla stres at. Neden kendine zarar veriyorsun?” dedim. “Anne neden öyle diyorsun? Ben uçuş eğitimlerine gidiyorum. Uçuş esnasında uçak düşebilir. Ben bu mesleği Peygamber ocağı bildiğimizden askeri okulu seçtim. Biz burada şehit olacağız, dedi. “Ben uçakta öldüğüm zaman bütün bir halde mi geleceğim? Parçalanmış halde cesedim gelecek, belki beni teşhis edemeyeceksiniz belki beni tırnağımdan tanıyacaksınız anne. Bunda da var bir hayır.” dedi. Ben “Yine de zarar verme annecim kendine” dedim. Dediği gibi, bu 15 Temmuz olaylarında 10 gün aradan sonra 11. gün adli tıpta tanınmaz halde bulduk Murat’ı. Kendi söylediği gibi tırnağındaki izden tanıdık yavrumuzu, öyle teşhis edebildik.
ANNECİĞİM ÜZÜLME HER İZME GELİŞİMDE ANNEANNEMİ ZİYARET EDECEĞİZ
Konuştuktan sonra da tekrar stres oldu, “Anne gel seni bir gezmeye götüreyim, istediğin bir yer var mı? Bayramda hep evdesin. Gel bir değişiklik olsun.” dedi. Annemin mezarı arabayla yarım saat uzaklıkta, gidemiyordum. “Annecim, anneannenin mezarına gidemiyorum götürebilirsen oraya götür beni.” dedim. Tamam annecim dedi, kuzenlerimle hep birlikte ziyarete gittik. Gittiğimizde “Annecim üzülme ben bundan sonra her izne geldiğimde seni anneanneme ziyarete getireceğim.” dedi. Annemin mezarının karşısı da yeşillik bir alandı, mezar yapılmamıştı oraya. Yeşil alanın arka kısmında büyük barış anıtı levhaları var. “Anne burası ne kadar güzel bir yer tam yüksek yeşil bir alan, karşıda barış anıtı var, şehit olursam buraya gömülmek isterim.” diye espri yaptı. Şehit olduktan sonra onu bulduk, buraya getirilmesini istedim, tam dediği yere gömüldü. Şu anda barış anıtının, anneannesinin karşısındaki yeşil alanda. Ben şimdi annemi sık sık ziyarete gidiyorum.Çünkü yavrumu her ziyarete gittiğimde annemi de ziyaret ediyorum. Böyle anılarımız var…
SABİ ÇOCUK GİBİ GELDİ, O ŞEKİLDE GÜNAHSIZ GİTTİ
Ahlak bakımından da ben razıydım. Rabbim de razı olsun. Ki razı inşallah ki onu en güzel şekilde aldı. Saygılı, efendi, dürüsttü. Hiç kalbimizi kırmadı. Zaten 13 yaşında devletin okuluna teslim ettik. Misafir gibi gidip geliyordu. Çocukluğuna, gençliğine doymadı. Hiçbir günaha, harama bulaşmamıştı. Sabi çocuk gibi geldi sabi çocuk gibi gitti. Yüzü gibi ahlakı da çok güzeldi. Allah bütün insanlara benim evladım gibi güzel ahlaklı evlat nasip etsin. Biz çok razıydık o da bizden razıdır inşallah. Bizim hakkımız ona helal, onun da bize helaldir inşallah. Efendiydi, dürüsttü, yalan sevmezdi her zaman doğrunun yanındaydı. Çok efendiydi çok düzgündü. Mahallede komşularımıza karşı da çok yardımseverdi, saygılıydı hatırlarını sorardı. Her yönden iyiydi işte…(Belgesel 10 Aralık Dünya İnsanHakları Gününde #YitenCanlar’da)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***